Bir yazı okudum şöyle diyordu: “Erkeğin sakalını kutsal sayıp, kadının saçını haram görmek, Arapların bize bulaştırdığı bir ruh hastalığıdır.” Farkında mısınız? Her geçen gün biraz daha Araplaştırılıyoruz. Geçtiğimiz günlerde CHP başkanı Özgür Özel, ülkemizde altı milyon Arap’ın yaşadığından ve mülk edindiğinden bahsetti. Mülteci kampına dönen, gelenin bir daha gitmediği ülkemizde 6 milyon Arap’ın yaşamasına açıkçası pekte şaşırmadım.
Dinimiz için kutsal sayılan üç ayları yaşamaktayız. İslam dininde asıl olan emirler ve kurallar çarpıtılarak, dine sonradan girmiş akla aykırı, uydurma ve garip şeylere doğru yönlendiriliyoruz. Birilerin işine nasıl geliyorsa öyle algı yaratıyorlar. Örneğin bunlardan birisi de kandillerdir. Kuran'da mübarek gece olarak sadece kadir gecesi vardır. Nur topu gibi dört kandil gecesi daha eklenmiştir.
Recep ayının ilk cuma gecesine rastlayan Regaip gecesi, İslam aleminde Hz. Peygamber'in ana rahmine düştüğü gece olarak kabul edilir. Bu nedenle yüzyıllar boyunca Osmanlı toplumunda kandil olarak kutlanan bir gece olmuştur. Cehaletin böylesi pes dedirten cinsten. Daha ne zaman doğduğu tam olarak belli olmayan peygamberimizin anne rahmine düştüğü geceyi nasıl biliyorsunuz ve kandil ilan ediyorsunuz.
Mevlit Kandili, ilk defa hicretten yaklaşık üç yüz elli yıl kadar sonra Mısır'da, Şii Fatımi Devleti döneminde kutlanmaya başlamıştır. Mevlit Kandili, peygamberimizin doğumunu ve hayatını anmakla birlikte, onun öğretilerine duyulan sevginin ve saygının bir ifadesi olarak ortaya çıkmıştır. Allah’ın emri ya da peygamberimizin kutsal saydığı bir gece değildir.
Berat kandili, Müslümanların Allah'ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denmiştir. 16. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu'nda II. Selim'den itibaren minarelerde kandil yakılmasıyla kandil adını almıştır. Dinimize sonradan eklenen gecelerden birisidir. Bu gecelerin kutlanmasını emreden bir rivayet de yoktur.
Kutsal kitabımızda sadece iki gecenin ismi geçmektedir. Bunlardan birisi de Miraç gecesidir. Miraç olayı, Peygamber Efendimizin önce Mescidi Haramdan Mescidi Aksa'ya oradan da Allah'ın huzuruna çıkmasını ifade eder. Bu olay Kuran'ı Kerim'de isra ve necm surelerinde geçmektedir. Tam tarihi belli değildir.
Diğer gece ise Kadir gecesidir. Kadir Gecesi, İslam inancına göre Kur'an'ın, Allah tarafından Cebrail adlı melek aracılığıyla Peygamber Muhammed'e vahiy edilmeye başlandığı gecedir. Tarihsel olarak Ramazan ayının son günlerinde yer alır. Kur'an'da bugünün “bin aydan daha hayırlı” olduğu belirtilmiştir. Peygamberimiz sözlü olarak hem de fiili olarak Kadir gecesinin ramazanın son on günündeki gecelerde olduğuna işaret etmişlerdir.
Göründüğü gibi Allah'ın emrettiği, şu gece kutsaldır ibadetle geçirin, kutlayın dediği bir gece yok. Kutlanması emir edilmediği gibi kutlanmasında da bir sakınca yoktur. İnsanlar bu geceleri ibadetle iç dünyasıyla geçirebilir. Allah’ın yarattığı her gece kutsaldır. Nefes aldığın sağlıklı olduğun her an kutsaldır. İslam'ı yıl boyunca beş kandile ve bir ay oruç tutmaya sığdırmak yanlıştır. İbadetlerin en büyüğü kul hakkı yememektir. Allah kutsal kitabında “hakikatin en üstünde kul hakkı vardır. Bana kul hakkıyla gelmeyin” diyor.
Sağlıcakla…
Saygılarımla
Osman Köse
Yorum yapın