Atasözlerini severim. Köşe yazılarımda da ışık tutmak amacıyla paylaşırım. Bugünde birkaç atasözünün aslında ne anlatmak istediğini açıklamak istiyorum. Bunlardan ilki ‘Eşek hoşaftan ne anlar; suyunu içer, tanesini bırakır’ bir diğer ise “Otu çek, köküne bak.’
‘Eşek hoşaftan ne anlar; suyunu içer, tanesini bırakır’ der atalarımız. Bu söz, aslında hayatın içindeki ince detayları, güzellikleri ve derin anlamları kavrayamayanları özetler. Hoşaf, sadece bir tatlı değil, bir kültürün, bir zarafetin simgesidir. Onu anlamak, içindeki tanelerin değerini bilmekle başlar.
Günümüzde, hızlı tüketim kültürünün esiri olmuş bir haldeyiz. Her şeyin yüzeyselliğine, en basit ve en hızlı ulaşılana odaklanıyoruz. Oysa hayat, hoşafın taneleri gibi, küçük ama değerli anlarla dolu. Bir kitabın satır aralarında gizli anlamlar, bir müzik parçasının ince melodisinde saklı duygular, bir dost sohbetinin derinliklerinde paylaşılan sırlar... İşte tüm bunlar, hayatın hoşafındaki tanelerdir.
Ancak, pek çoğumuz bu taneleri fark etmeden, sadece anın suyunu içip geçiyoruz. Sanatın, edebiyatın, felsefenin derinliklerine inmek yerine, sosyal medyanın sığ sularında kayboluyoruz. İlişkilerimizde derin bağlar kurmak yerine, yüzeysel etkileşimlerle yetiniyoruz.
Oysa hayat, bize sunulan bu tanelerle anlam kazanır. Onları fark etmek, onlardan keyif almak, hayatı dolu dolu yaşamaktır. Belki de biraz durup düşünmeli, etrafımızdaki güzellikleri fark etmeli, hoşafın tanelerinin tadını çıkarmalıyız.
Unutmayalım, hayatın gerçek zenginliği, yüzeysel olanda değil, derinlerde saklıdır. Hoşafın tanelerini görmezden gelmek, hayatın en değerli anlarını kaçırmak demektir.
***
Bir diğer atasözümüz ise ‘Otu çek, köküne bak.’
Bir sorunun çözümüne ulaşmak, bir insanın karakterini anlamak için, o sorunun veya o insanın köklerine inmek gerekir.
Tarih, bize bu konuda sayısız örnek sunar. Geçmişte yaşanan olaylar, günümüzdeki sorunların nedenlerini anlamamıza yardımcı olur. Geçmişteki hatalardan ders çıkarmak, gelecekte aynı hataları tekrarlamamızı önler. İnsan ilişkilerinde de benzer bir durum söz konusudur. Bir insanın davranışlarını anlamak için, onun geçmiş deneyimlerine, aile yapısına, yetiştiği ortama bakmak gerekir.
Ancak, geçmişe takılıp kalmak, sürekli geçmişi sorgulamak da doğru değildir. Geçmiş, sadece bir rehber, bir aynadır. Önemli olan, geçmişten ders çıkararak geleceğe doğru ilerlemektir.
"Otu çek, köküne bak" felsefesi, sadece bireysel yaşamlarımızda değil, toplumsal yaşamımızda da önemli bir yere sahiptir. Toplumların geçmişi, o toplumların kimliğini, değerlerini ve kültürünü şekillendirir. Geçmişini unutan toplumlar, kimliklerini kaybeder, savrulur.
Unutmayalım, geçmiş, geleceğin temelidir. Geçmişimizi doğru anlamak, geleceğimizi doğru inşa etmemize yardımcı olur.
Saygılarımla.
Yorum yapın