Sizde benim gibi gece sıcaktan uyuyamayanlardan mısınız?
Türkiye kavurucu sıcakların etkisinde. Balıkesir’de alev alev yanıyor.
Bunaltıcı sıcaklar ayrıca tehlike saçıyor.
Yaz aylarının gelişiyle birlikte hepimizin ortak derdi belli: Bunaltıcı sıcaklar.
Ancak bu mesele yalnızca gölgede kalma savaşı ya da klimayla geçen uzun günlerden ibaret değil. Sıcak hava, fark edilmediği zaman sağlığımızı tehdit eden sinsi bir düşmana dönüşebilir. İşte bu yüzden, birkaç derece artışın ötesine geçen bu kavurucu durumlara karşı uyanık olmak şart.
İklim krizinin etkilerini artık sadece haberlerde değil, doğrudan cildimizde hissediyoruz.
Termometre 35’in üstüne çıktığında, aslında vücudumuz alarm veriyor.
Bu işin sonunda güneş çarpması, sıcak bitkinliği, hatta kalp krizi gibi ciddi sağlık sorunları var.
Özellikle yaşlılar, çocuklar, kronik rahatsızlığı olanlar ve açık havada çalışanlar için durum daha da vahim. Her yaz, yalnızca serinleyemediği için hayatını kaybeden insanlar oluyor. Evet, kulağa trajik geliyor ama gerçek bu kadar sert.
Şimdi gelelim asıl soruya: Ne yapmalı?
Klişe gibi dursa da bol su tüketmek, hafif ve açık renkli kıyafetler tercih etmek, özellikle öğle saatlerinde dışarı çıkmamak hâlâ geçerliliğini koruyan temel kurallar. Ama artık bireysel önlemler yeterli değil. Yerel yönetimlerden, kamu kurumlarına kadar herkesin bu “ısı dalgaları”na karşı hazırlıklı olması gerekiyor. Gölgelendirme çözümleri, kamusal alanlarda serinleme noktaları, sokakta çalışanlar için mola ve sıvı destekleri gibi önlemler hayat kurtarabilir.
Unutmayalım: Sıcak hava, sadece bir mevsimsel rahatsızlık değil. Değişen iklimin bize attığı tokatlardan biri. Şimdi o tokadı sadece yanağımızda değil, nefesimizde, kalbimizde, hatta toprağımızda hissediyoruz.
Yaz mevsimi güzeldir, ama tedbirsizse tehlikelidir.
Gölgede kalın ama bu konuyu da gölgelemeyin.
Saygılarımla.
Yorum yapın