YANSITMA YÖNTEMİNİN ZİBİLLEŞMESİ

Yaklaşık 20 yıllık bu iktidar döneminin özellikle son üç buçuk dört yıllık sürecinde yani 2017 yılında
gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçişi sağlayan Anayasa değişikliği
referandumu ve hemen ardından bir yıl sonra yapılan genel seçimlerle birlikte Atatürk’e
Cumhuriyet’e çağdaşlığa, uygarlığa, demokrasiye ‘ZİNHAR’ karşı olan benim ‘AZGIN AZINLIK’ diye
tanımladığım, gerçek İslam ile hiçbir ilgisi ve ilintisi olmayan yobaz ve bağnaz kitle, geçenlerde şair ve
yazar Özdemir İnce’nin bir yazısında ifade ettiği “Yansıtma Yönetimin Zibilleşmesi Sürecini”
başlatmış, başlatmakla kalmayıp hızlandırmışlardır..
Ve ne yazıktır ki; AKP iktidarı ve onun bileşenleri bu sürece çanak tutan, hoşgörüyle yaklaşan bir
tutum içerisindedirler..
Peki, nedir bu yansıtma yönteminin zibilleşmesi? Diye soracak olursanız, ki elbette soracaksınız önce
yansıtma yönetiminin ne olduğunu bilmek gerekiyor. Google’a  “Kendi suçunu başkalarının üzerine
atma hastalığı” diye yazarsanız karşınıza ‘Yansıtma yöntemi’ çıkacaktır. Sizlerin de tahmin edeceği
gibi bu türden bir tavır, meğer apaçık bir ‘RUH HASTALIĞI’ olarak bilimsel açıdan tanımlanmaktadır.
Konuyu bilimsel olarak daha da açmak gerekirse şu bilgileri de sizlerle paylaşmam gerekmektedir;
“Yansıtma, psikopatolojide paranoya ile birlikte anılan bir savunma mekanizmasıdır. Bir tür
davranış bozukluğu ve ruhsal bir hastalıktır. Tipik özelliği, bu kişilerin asıl kendisine söylemesi
gerekenleri karşısındakine söylemesidir; ya da kendine
yakıştıramadıklarını, başkalarına yakıştırmasıdır.
Psikolojik projeksiyon dediğimiz yansıtma kavramı ilk kez Sigmund Freud tarafından kullanılmıştır.
Anlamı ise kişinin istemediği düşünceleri ya da davranışları karşı tarafta varmış gibi gösterme
hastalığıdır. Evet, bu bir hastalıktır ve genellikle bu hastalık narsistik kişilik bozukluğu taşıyan
insanlarda görülür. Günlük hayatta ise savunma mekanizması olarak kullanılır. Kendini
başkalarında görme olarak da sergilenir. Hastalık olarak yansıtma bu kavramın içine suçu başkasına
atmak, kötü durumdan sıyrılmaya çalışmak, istemediği sonuçlara sebebiyet vermeyi kabul
edemeyiş vb. davranışlar girer. Şu tarz davranışlar sergilerler; narsist bir insanı kaba ve anlayışsız
davranışlarından dolayı suçladığınızda bunun sebebinin tamamen siz olduğunuzu, her şeyi çok
abarttığınızı çok büyük bir özgüven ve rahatlıkla söyleyecektir ama asıl sebep kendisinin suçlu
olması ve olayları gereğinden fazla abartması sonucu kaba ve anlayışsız tavırlarının ortaya
çıkmasıdır. Ya da bir iş ortamında narsist bireyin toplantısı çok kötü geçmiştir, sebebi kendisi asla
olamaz, işi alamayışının hırsını herkesi etrafına toplayarak tek tek ortada var olmayan hakarete
dayanan yüzleşmeler yapar ve kendini öyle rahatlatır.”
Ancak şunu da unutmamak gerekir; Ayna da yansıtır ama burada anlatmaya çalıştığım yansıtma o
yansıtma değildir Şu anda anlatmaya çalıştığım şey bir tür kişilik bozukluğu olan yansıtmaya
müptela insanlar hiç aynayı severler mi? Sorarım sizlere..
Bütün bunları sizlere anlatırken benim de aklıma konuya ilişkin bir geldi; Elbette bu sorumu
konunun uzmanı hekimlere sormak gerekiyor; Hem teflon, hem yansıtmacı insan; gerçekten ruh
hastası mıdır? Bu hastalığın ‘NARSİZM’ yani kendini beğenme/sevme hastalığı ile hısımlık, akrabalık
ilişkisi var mıdır? Narsist ve yansıtmacı biri bir kurum ve kuruluşu yönetirken adil davranabilir mi?.
Bu soruların yanıtlarını tatmin edici biçimde aldıktan sonra yazımın başlığında ifade ettiğim ve yazımı
oluşturma konusu yaptığım YANSITMA YÖNTEMİNİN ZİBİLLEŞMESİ ne demektir? Sorusunun yanıtını
ve elbette açıklamasını örnekleyerek daha rahat ve açık biçimde anlatabilirim..