ALİ AĞABEYİMİZ

Ali Ağabeyimiz yaşayan bir çınar. Şu anda 88 yaşında olmasına rağmen değme gençlere taş çıkaracak bir enerjiye sahip. O günümüzde yaşayan Köy Enstitüsü mezunlarının ayakta kalan ve yaşayan son temsilcilerinden birisi. Çoğu yaşıtlarının mezarda veya yatakta olan son nesil yaşayanlardan birisi. Yıllar geçse de sağlığından bir şey kaybetmeyen enerji ve hayat dolu Ali Ağabeyimizi yıllardan beri tanıyorum. Okuyucularım bilirler zaman zaman ^^Adam gibi Adam^^köşeme çok değerli kişileri konuk etmekteyim. Bu günde köşeme Ali Ağabeyimizi misafir etmek istedim. Onunla yaptığım görüşmede kendisine sorduğum ilk soru hayat hikayesi oldu. Güzel sohbetiyle anlatmaya başladı:
1933 yılında Afyon Emirdağ Veysel köyünde dünyaya geldim. Bizim zamanımızda her köyde okul olmadığı için cami odasında 4.sınıfa kadar eğitmen tarafından okutuldum. 1943 yılında Emirdağ’ın Davulga nahiyesinde ilkokula devam ettim. Burada okurken gezici Başöğretmen Ali Galip Tanık teftişe geldiğinde bana çizgili kalem ve sarı yapraklı defter hediye edince bu beni okumayı sevmeme daha çok neden oldu ve kısa sürede benden önde olan çocukları geçerek başarılı bir öğrenci oldum. Öğretmenim beni çok sevdiği için Köy Enstitüsüne göndermek istediğini söyledi. Tatile köye geldiğimde babama okumak istediğimi söyleyince babamın cevabı-Oğlum köy eğitmeni aylık 10 tl. Alıyor seni köye çoban yaparsak iki ayda 200-300 tl kazanırsın diye okumama karşı çıktı. Ben de babama-Eğer beni sen okula göndermesen öğretmenim beni götürecek diye cevap verdim. Baktı kararlıyım ertesi gün (19 Mayıs 1945) beni at arabasıyla önce Emirdağ’a götürdü orada işlemlerim tamamlandıktan sonra yine at arabasıyla 100 km. uzaklıkta ki Eskişehir in Çifteler ilçesinin Mahmudiye Köy Enstitüsüne götürdü. Orada da gerekli sağlık kontrollerimi yaptırıp sağlık raporumu aldıktan sonra 530 numara ile okula kaydettiler. Çok çalışarak yarım kalan 4.ve 5. Sınıfı bir yılda tamamladım. Çok çalışarak başarılı bir öğrencilik döneminden sonra 30 Mayıs 1951 yılında Mahmudiye Köy enstitüsünden öğretmen olarak mezun oldum.
İlk görev yerim 30 Eylül 1951 de Emirdağ’ın 250 haneli Derbent köyü öğretmenliği oldu. Köyde okul yeni yapılıyordu ve 3-4 ay geçici bir köy odasında idare ettikten sonra yeni okulumuza geçtik. Köyde elektrik su yoktu. Daha okuldayken bize her türlü  ziraat, tarım ve diğer çiftçilik eğitimi de verildiği için köyümüze 2 km öteden su getirttim ve ayrıca köyde kavak ekimini başlattım.İlk maaşımı 1 Ekim 2951 de 10 tl si başöğretmenlik olmak üzere 83 tl olarak almıştım. Burada başladığım güzel çalışmalarımı 5 yıl yaptıktan sonra yine Emirdağ ın Suvermez köyüne atandım.3 yıl boyunca aynı örnek çalışmalarımı orada da devam ettirdim ve buradan da 1959 yılında Yedek subay askerliği için ayrıldım ve beni yedek subay öğretmen olarak Emirdağ ın Ağıncık köyünde görevlendirdiler. Bir yılda orada yedek subay öğretmen olarak görev yaptıktan sonra Emirdağ Merkez inkılap okuluna tayin oldum.16 yılda orada görev yaptıktan sonra 1977 de emekli oldum ve Eskişehir e yerleştim. O zamandan beri Eskişehir de oturmaktayım. Köylerde çalışırken kendim de çiftçilik yaptım ve köylülere ziraat tarım işlerinde öncülük ettim ve bilhassa kavak ekimi yaptırarak onlara gelir kaynağı temin etmeye çalıştım.İki kız iki erkek olmak üzere 4 evlat sahibiyim ve bunlardan da 4 torunum var. Emekli olduktan ve Eskişehir e yerleştikten sonra boş durmadım ve inşaat işlerinde çalıştım. Halen de gücüm yettiği kadar bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
Ali Ağabeye sorduğum ikinci soru Köy Enstitüleriyle ilgili oldu. Bu okulların neden kapatıldığını sordum. Ali Ağabey bu okulların açılması ülkemiz için çok iyi olmuştur, diye cevap verdi sonrada devam etti bu okullarda çok iyi eğitilmiş ülkemiz için çok değerli öğretmen ve sağlık memurları yetişmiştir. Mezun olup görev yerlerine atanan öğretmen ve Sağlık Memurları sadece öğretmenlik ve sağlıkçılık yapmayıp okullarda aldığı çok yönlü eğitimden dolayı her türlü hizmeti tarım ziraat çitçilik işleri de yapıp köylülere örnek olmuş köylerin kalkınmasında çok önemli hizmetler yapmışlardır. Sonradan 1953 yılında bu okullar kapatılmış ve öğretmen okullarına çevrilmişlerdir. Fazla detaya girmek istemiyorum, siyasi nedenlerden olabilir diyebilirim.
Ali Ağabeye sorduğum üçüncü sorum böyle sağlıklı olması ve 88 yaşını devirmesinin neye borçlu olduğuydu. Verdiği cevapta çocukluğundan itibaren çok çalıştığını öğrenciyken ve görev yaparken sadece öğretmenlik yapmadığını tam bir köylü gibi çalıştığını köylülere örnek olmak için her türlü tarım ziraat ve çiftçilik yaptığını sonra emekli olduktan sonra da birçok yaşıtı gibi köşesine çekilip ölümü beklemediğni, kafaya fazla bir şey takmadığını, beslenmesine dikkat ettiğini ve çok çalıştığını, hatta Eskişehir de son yıllara kadar inşaat işi yaptığını ve uzun yaşamasının sırrının çok çalışmaktan geçtiğini ifade etti.
Ali Ağabeye sorduğum son sorum ise günümüz insanlarına ve özellikle de gençlere yapacağı bir tavsiye ve son sözlerinin ne olduğunu sordum. Verdiği cevapta günümüz gençliğini çok sevdiğini ama onlar için biraz üzgün olduğunu yine de genç nesilden ve gençlerden ümitli olduğunu söyledi. Gençleri günümüzde çok büyük ve tehlikeli tuzakların beklediğini ama gençlerimizin bunların üstesinden geleceğini, içki ,sigara, kumar uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmalarını, çok çalışmalarını ve çok okumalarını ve özellikle de internet tuzağından uzak durmaları gerektiğini söyledi.
Ali Ağabey çoğu arkadaşları gibi köşesine çekilip hayata küsmemiş. O her zaman hayat dolu başta kendisi olmak üzere çevresinde ki herkesle barışık birisi. Eşi kolay kolay bulunmaz bir dost bir Ağabeyimizdir. Hayatın her türlü zorluklarına göğüs geren her türlü sıkıntıları ve üzüntüleri yaşayıp yine de dimdik ayakta kalabilen birisi. Biri altı aylık biri 19 yaşında iki evladını toprağa veren ama yinede kadere rıza gösterip sabır metanet göstermesini bilmiştir..Sohbetine doyulmayan, herkesle dost olabilen,arkadaş canlısı birisidir. Nazik, alçakgönüllü, birisiyle konuşurken, tartışırken bile kalp kırmamaya özen gösteren alçak gönüllü bir Ağabeyimizdir. Yerine göre kendinden küçüklere bile saygı göstermekte  ve herkes tarafından saygıyı hak etmektedir. Görev yaparken yetiştirdiği, okuttuğu bir çok doktor, mühendis, öğretmen ve diğer meslekten görev yapan ülke çapında ki birçok kişi tarafından saygı duyulan, hürmet edilen ve bununla da her zaman gurur duyduğunu ve iftihar ettiğini belirtmektedir. Duygu ve düşüncelerinden taviz vermediği gibi  kendine özgüveni sağlamdır. Sevgiyi saygıyı hak eden eli öpülecek bir Ağabeyimizdir. O yaşam boyu olduğu gibi, şimdi bile etrafına faydalı olmak için bir şeyler yapmaya çalışan,bir şeyler üretmek isteyen  yaşlılarımızın en somut örneklerinden  birisidir.
Ali Ağabey benim deyimle tam bir adam gibi adamdır. Buradan kendisine sağlık mutluluk ve uzun ömürler diliyorum. İyi ki varsın Ali Ağabey. Sağlık ve esenlik dileklerimle.