Sizlere, her birinize sorsalar; ‘savaş mı, barış mı?’ Diye…
Sanırım böyle bir soruya ‘BARIŞ’ yanıtını verirsiniz. Çünkü; ‘Barış yapıcıdır, savaş ise daima yıkıcıdır!..’
Dahası; ‘sağduyulu olmak yapıcıdır, kavgacı, sinirli ve dolayısıyla daima öfkeli olmak ise yıkıcıdır.’
Şimdi sizlerin aklına bu yazdıklarımı okumaya başlayınca hemen ‘neden durduk yere bu konuyu girdim, irdelemeye çalışıyorum?’ sorusu gelecektir, doğal olarak belki de…
Daha fazla sizleri merakta bırakmadan hemen açıklamaya başlayayım o zaman. Çünkü efendim, bu yıl içerisinde pek mümkün görünmüyor ama önümüzdeki yıl yani 2026’da belki ama olmadı 20027 yılında kesinlikle gerçekleştirileceğine inandığım ( 2028’e kalmaz çünkü) cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri oyunu kullanacak olan seçmenin önünde daha şimdiden belli olan kanımca iki seçenek bulunmaktadır. Bu iki seçenek; “bu ülke ve bu ülkede yaşayan halk için yani bizler için ya yapıcı olana ya da yıkıcı, yakıcı olana oy vermektir!..”
O nedenle öngörüm ve de kanaatim odur ki; mevcut iktidar ve bu iktidarın bileşenleri aslında çoktan kaybettiğinin farkındadır, ama bir türlü bu durumu kabullenmemektedir. Bu denli ağır yaşanan ekonomik bunalımda, üstelik 2023 yılı şubat ayındaki depreminde getirdiği ağır yıkımın yaralarıyla yaşanan ve bir türlü tam anlamıyla onarılamayan ekonomik çöküş, aradan geçen koskoca iki yıla rağmen henüz gözler önünde durup dururken üstelik tüm bunların üstüne bir de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce üniversite diplomasının iptali hemen ardından hakkından açılan soruşturmalar gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine konulmasının ardından yaşanan sosyal ve finansal çalkantılar, iktidar tarafından ana muhalefet partisi CHP’ye yönelik ‘antidemokratik hamleler’ sonucu; ‘ülkemiz demokrasisinde sonun başlangıcı süreci mi yaşanmaktadır?’ Sorusunu ister istemez sormak zorunda kaldığımı ve bu soruya bir türlü tatmin edici bir yanıt alamadığımı özellikle ve ısrarla belirtmek zorundayım!..
Bana kalırsa kanaatim odur ki; iktidar tarafından yapılan veya yapılmak istenen her şeye rağmen bunun adı apaçık ‘cambaza bak cambaza’ deyip halkın algı çakralarını kurutmak böylece korkutarak o korkular üzerinden ters algı yaratıp ‘elde seccadeyle muhafazakar kitleler üzerinden göz boyama hamlesidir!..’
Ama tüm bu nafile çabalar, gayretler, bu iktidarın tüm yapageldiği hatalarını, yanlışlarını, kusurlarını bir türlü örtmüyor, örtemiyor, unutturamıyor maalesef!..
Bu durumu da onlar biliyor zaten!..
Neyse lafı daha fazla uzatmak istemiyorum; Elbette mevcut siyasal iktidar belki bu sene sonunda veya ertesi yıl 2026’da ya da en geç 2027 yılında gerçekleşmesi olası bir seçimde kazanmak için her şeyi yapmaktadır, yapacaktır.
Çünkü; ‘onlar için her yol mubahtır! Daha bunun böyle olduğunu anlayamadınız mı?’ Diye sormak isterim herkese…
Öte yandan yapılan her seçim ortamında en güvenilir kurum olması gereken YSK, yani ‘Yüksek Seçim Kurulu’ yakın geçmişte gerçekleştirilen genel, yerel seçimlerle halk oylamalarında seçmen nezdinde güvenilirliğini zedeleyici biçimde ne denli iktidar yanlısı olduğunu açıkça ortaya koymamış mıdır?
Elbette ortaya koymuştur!..
Tüm bu olumsuzluklara rağmen sizler yine enseyi karartmayın, ‘her şeyin güzel olacağını’ sakın aklınızdan çıkartmayın. Her şeye rağmen birilerinin sizin aklınızla oynamasına, zihninize bulandırması asla izin vermeyin!..
Ben her şeye rağmen ve normal koşullarda yapılacak olası bir seçimde mevcut siyasal iktidarın ve dolayısıyla Erdoğan’ın kaybetmesi kanaatim odur ki kaçınılmazdır, elzemdir!..
Öyle inanıyorum ki, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti 102. Yılında ve daha sonra ki yıllarda on yıllarda da çağdaş uygarlık yolunda aydınlık yürüyüşünü kesintisiz biçimde sonsuza dek sürdürecektir. Atatürk’ün bu Cumhuriyeti emanet ettiği gençler bu ülkede her türlü hile ile zorbalıkla, sahtecilikle mücadele etmeyi, çağdaş uygarlık yolunda ilerlemeye devam edeceklerdir. Verilen ve verilmeye devam edilen bu mücadelenin sonunda mevcut ucube sistem, tek adam rejimi mutlaka sona erecek, bu ucube sistemi, bu çarpık düzeni savunanlar, utançlarıyla ve de ayıplarıyla baş başa kalacaklardır...
Yorum yapın