TOPRAK ANADIR

Bir ülkenin tarımından ekonomisine katkı gelmezse.  O ülkenin ekonomisinin düzgün olması mümkün değildir. Bütün gıda maddeleri tarım sayesinde oluşur. Fakat ne yazık ki ülkemizde tarıma önem verilmiyor. Tarım alanları imar sahasına dönüşüyor.  Devlet organize sanayi bölgesi gerçekleştirecek. Gözü tarım alanlarına dikiyor. Bu izlenen politika böyle devam ederse. Ne tarım alanı kalır Ne tarım alanında çalışacak kişi kalır. Organize sanayi bölgesi mi yapacaksınız? Bırakın yerleşim merkezine uzak olsun.  Yeter ki tarım arazisine dokunulmasın. Organize sanayi bölgesini istediğiniz yere yapabilirsiniz.  Fakat ekim alanını istediğiniz yerde bulamazsınız. Onun için verimli topraklar koruma altına alınmalıdır.  İşin kolayına kaçılmasın. Düz verimli araziye bina yapmak yemek yemeden kolaydır. Atalarımız dedelerimiz yerleşim yeri yaptıkları yerlere bir bakın. Ya bir tepededir. Ya bir dağın yamacındadır. Onlar bilmiyor muydular? Düz ovalara yerleşim yeri yapmayı? İktidarın bu düz alanlara organize sanayi bölgesi yapacağı yerlerin projelerini değiştirerek. Yerleşim yerine uzaklığını problem etmeden. Ekim alanlarından uzak yerlere sanayi bölgeleri yapmalıdır.  Nasıl bir ana evlatlarını besliyorsa. Toprakta anadır. Bütün canlıları besliyor. Bir ovada tarım ürünlerini rahatlıkla yetiştirebilirsiniz. Ağaçları da yetiştirebilirsiniz. Bir ormanda tarım ürünlerini yetiştiremezsiniz.  Yetiştiremezsiniz demek biraz kaçamak gibi gelebilir. Tarım ürünlerinin ormanda yetiştirmek insanları çok zorlar. Tarım ürünü yetiştiricilerinin işlerini kolaylaştırmak için. Tarım ürünü yetiştiricilerine yardımcı olunması gerekir. Düz ovaya sanayi bölgesi yapıp da. Tarımla uğraşanlara dağ ve tepelerin eteklerini göstermek büyük haksızlık olur.  Evet tarım alanı olmayan yerlere bir şey yapmanın kolay olmadığı aşikardır. Zorlukla yapıldığıdır.  O zorluk insana en faydalı bir iş yapmış olmanın gururunu yaşatır. Garibim köylüler tarım alanlarını korumak için. Hayatlarını bile tehlikeye atıyor. Devlet tarım alanını imara açmış. Birde inşaat şirketine ruhsatı vermiş. İnşaat şirketi inşaat yapmak için geldiğinde. Köylüler karşı koyuyorlar. Bu sefer güvenlik güçleri devreye giriyor. 

Vatandaş gidiyor inşaattı durdurma kararı alıyor.  Mahkemeden vatandaşın almış olduğu inşaatı durdurma kararının hiç önemi yokmuş gibi inşaat devam ediyor. Güvenlik güçlerinin hiç umurunda bile olmuyor. Devletin kurumunun verdiği karar dahi geçersiz oluyor.  Çünkü işler büyük makamlar tarafından halledilmiş.  Garibim vatandaşım sanki bu devlete vergi vermiyormuş. Askerlik yapmamış gibi muamele görüyor. Haklı iken haksız duruma düşüyor. Ellerindeki ekime elverişli arazileri zorla alınıyor. Bu olay sık sık yaşanıyor. Tarım alanları böyle kullanılmaya devam ederse. Ne tarım arazisi kalır. Ne bu arazileri işleyecek köylü kalır. Bu tarım arazilerinin imara açılması zenginlere hizmetten başka bir şey değildir. Anamızı nasıl koruyup saygı ve sevgi ile elini öpüyorsak. Toprakta tabiatın anasıdır. Toprak olmada vatan olmaz. Vatan olmadan da millet olmaz. Millet olmadan da devlet olmaz. Tarihte ki bütün savaşların kökü toprağa dayalıdır. Toprak bir nevi insanlığın anasıdır. İktidarlar politikalarını toprağı koruma üzere inşa etmelidirler. Tabi burada topraktan bahsetti isek bunun sebebi tarım alanı olan topraklardır. Başta da söylediğim gibi tarım alanı olan toprakları korumasak. Ve iktidar ayni politikada devam ederse. Ne tarım alnı kalır. Nede tarımda çalışan. Atatürk’ün dediği gibi milletin efendisi köylü kalır. Dışa bağımlılığımız hat safhaya çıkar. İktidardan beklentimiz tarıma önem vermeleridir. Saygılarımla.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!