Dün Tıp Bayramı kutlandı. Ben de bir Sağlıkçı olarak Tıp mensuplarının 14.Mart Tıp bayramlarını kutluyorum.
Efendim günle ilgili olarak dün zaten kutlamalar yapıldı, çok etkinlikler düzenlendi, çok şeyler yazıldı ve çok şeyler söylendi. Bu yıllarca böyle devam edecek şüphesiz. Ancak bütün bu yazılan ve söylenenler ülkemizin sağlık sorunlarına ne derece çözüm getirecek, ne derece düzelmesine yardım edecek önemli olan tarafı burası. Ne yazık ki her şey yazılıyor, söyleniyor, anlatılıyor ve her şey sadece lafta kalıyor. Ben bir sağlıkçı olarak (30 yılı bilfiil çalışmış) 50 yıldır sağlığım içindeyim, ne yapılmışsa ne söylenmişse ne uygulanmışsa maalesef ülkemizin sağlık sorunları tam olarak çözülememiştir. Benim yıllardan beri söylediğim ve yazdığım bir şey var, o da bizim ülke olarak en büyük iki problemimiz var bunlar: Sağlık ve Milli Eğimdir. Bu iki önemli meselede Avrupa ve Amerika yı hep 50-60 yıl arkadan takip ediyoruz. Eğer yapacağımız çalışma ve reformlarla bu arayı kapatıp onların seviyesine gelemezsek ne milli eğitimi ne de sağlığı çözmemiz mümkün değildir. Elbette yapılan çok şeyler, yapılan büyük atılımlar var ancak bunlar ne yazık ki yeterli olmuyor. Artan nüfusla beraber okullar açılıyor, doktor, sağlık personeli yetişiyor, büyük hastaneler yapılıyor ama yinede ülkemizin sağlık problemleri ne yazık ki tam olarak çözülemiyor. Eskiden nüfus azdı, hastane azdı doktor azdı, hastada azdı, şimdi hastanede, doktorda çoğaldı ama aynı oranda hastada çoğaldı. En küçük sağlık birimi olan aile hekimliği biriminden başlayarak hangi hastaneye hangi sağlık kurumuna gidersek gidelim hepsinde hastadan geçilmiyor. Balıkesirimizi ele alırsak başta Atatürk yeni şehir hastanesi olmak üzere Üniversite hastanesi, devlet hastanesi ve aile hekimliği merkezleri hastayla dolu..Onca sağlık personelinin , onca fedakarca ve dirayetle yapmaya çalıştıkları hizmetler yeterli olmuyor.Öyle hekimler var ki günde belki 150-200 hastaya bakmaya mecbur kalıyor. Bu hekim bir hastasına kaç dakika ayırabilecek, o hastayla kaç dakika ilgilenebilecek. Burada doktor ne yapsın o işini bitirmek istiyor, öte tarafta hastada haklı, o da iyi bir hizmet bekliyor. Bu sadece yaşadığımız en büyük sağlık sorunlarından biri. Bunun ötesinde daha buraya yazacağımız ülkemizin sağlık problemleriyle ilgili daha çok şeyler vardır.: Başta hasta kalabalığı olmak üzere, acillerde yaşanan sıkıntılar, yoğun bakım ünitelerinin yetersizliği,sağlık çalışanlarının nöbet sıkıntısı, özlük haklarının düzenlenmesi,ve de hepsinden en önemlisi ağlık çalışanlarına yapılan saldırılar şiddet ve daha burada saymakla bitmeyecek problemler düzenlenmeyi bekleyen sağlık sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Elbette ki sağlık konusunda dile getireceğimiz ve yazacağımız konular çok ancak ben burada birkaç konuya daha değinmeden yazımı bitirmek istemiyorum.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki biz millet olarak sağlığımıza yeteri kadar değer vermek istemiyoruz. Ülkemizin insanının belli bir kesimi hastaneden çıkmak istemedikleri halde büyük bir kesim çok mecbur kalmadıkça hastaneye gitmek istemiyor. Ancak ne zaman ki hastalıkları iyice ilerleyip tedavisi mümkün olmayacak duruma gelince mecburi olarak hastanenin yolunu tutuyorlar ama o zamanda ne yazık ki iş işten geçmiş oluyor. Öyle ki insanlar çoğu kez bahçesinde ki bir fidana, kapısının önünde ki lüks arabasına veya oturduğu konforlu eve verdiği değer kadar kendi sağlığına değer vermiyor. Oysaki artık hastalıkların ve ölümlerin yaşı hiç belli olmuyor, her yaşta insan hasta olabiliyor veya genç yaşta ölüyor. Onun için ben bir sağlıkçı olarak diyorum ki insan biraz yaş geçince şöyle 40 yaşından veya 50 yaşını geçtikten sonra, ne kadar sağlıklı olursa olsun senede en az bir defada sağlık kontrolünden geçmeli ve cek-ap yaptırmalıdır. Baştan aşağı bir muayene ve kontrol için (bir kalp elektrosu, akciğer filmi prostat muayenesi, hayati tahliller ve şeker hastalığı vs.)gibi kontrolden geçmelidir. Çoğu kez bir gün önce sağ salim gördüğümüz bir tanıdık veya yakınımızın ani ölümünü duyunca neye uğradığımızı şaşırıyoruz. Dediğimiz gibi artık gençlerde de her hastalık görülebiliyor. Özellikle halı sahada maç yapan gençler mutlaka kalp sağlığını kontrol ettirmelidirler.
Kendimize ve sağlığımıza değer vermeliyiz, kendimize saygı duymalıyız. .Sonrada çevremize etrafımıza eşimize dostumuza ailemize saygı gösterip onlara gerekli değeri göstermemiz gerekiyor.
Her şeyden önce biz öncelikle insana insan olarak değer vermediğimiz müddetçe başta sağlık olmak üzere her yerde her durumda bir adım ilerlememiz mümkün değildir. Biz bu kanaatteyiz.
Son olarak bir sağlık mensubu olarak bütün sağlık mensuplarının tıp bayramını kutluyor, sağlık ve esenlikler diliyorum. Em. Sağ. Yazar. Aslan TORUN
Yorum yapın