Stres; evimizin baş köşesine kurulmuş istenmeyen misafir gibi, hayatımızın tam ortasına çöreklenmiş, gitmeye de hiç niyeti yok!..

Ne gecesi ne gündüzü olan ne de ne zaman patlayacağı belli olmayan bir saatli bomba gibi beraber yaşıyoruz hayatı…

Stressiz günümüz yok, o kadar alışmışız ki stresle yaşamaya, insanların çok ciddi seviyelerde deneyimlediği bir olgu haline geldi artık…

Eskiden hayatımıza bu kadar dahil değildi sanki, hayatımızın merkezinde değildi stres...

O zamanlar stressiz ya da daha az stresli bir hayat yaşanabiliyorken şimdi stressiz olmuyor hiçbir işimiz. Eskiden uğraşılan olaylar, kargaşalar sınırlıydı. Bu kadar trafik yoktu mesela, bu kadar beton yoktu, bu kadar lüks de yoktu…

Tek amaç, akşam eve ekmek getirmek, kendi yiyeceğini üretmek, akşam olunca da çok fazla düşünecek bir şeyleri olmadan yatıp uyumak…

Çocuklar sadece okul döneminde okula gidip gelirler; onun dışında ne özel ders ne etüt ne dershane ne de kurs. Oyuna da doyarlar, uykuya da…

Günümüzde durumlar ve hayat şartları çok daha farklı boyuta taşındı. İnsanlar kiralarını ödeyebilmek için, karınlarını doyurabilmek için, çoluk çocuklarının masraflarını karşılayabilmek için kısacası yaşayabilmek için, çok daha fazla çaba harcamak zorundalar. Bunların hiçbiri de stressiz olmaz!..

Daha rahat bir yaşam sürmek için, mevki ve kariyer sahibi olmak çoğu insanın hedefi. Dolayısıyla bu da insanı ağır bir iş yükünün altına sokuyor. Üstelik küçük yaşlarda başlıyor bu yükün altına girmeye ve stresi hayatına dahil etmeye…

Ve yıllarını stresle kol kola geçiriyor…

İnsanı insan yapan tüm değerlerimizden uzaklaşmaya başladık. Toprağı unuttuk, gökyüzüne bakmayı unuttuk. Bedenimizi aşırı yorduk, beynimizi aşırı gereksiz bilgilerle doldurmaktan öteye gidemedik. Stres her anımızı sarmaya başladı. Okulda, işte, evde, sokakta, trafikte her yerde stres, hayatımız stres. Stressiz olamıyor yürüyüşümüz bile. Bedenimiz stresin getirdiği yükü taşıyamaz hale gelince de kas ağrıları, bel ağrıları, boyun fıtıkları olarak çıkıyor karşımıza…

Stres hem bedenimizi yoruyor hem de ruh sağlığımızı yıpratıyor. Stresi hayatımızdan hiçbir zaman tamamen söküp atamayız. Çocuk, genç, yetişkin, yaşlı, her yaşta her ırkta, dünyanın her yerinde insan ayırımı yapmaksızın, herkesin yaşadığı bir durum stres…

Uzmanların da dediği gibi, stres baş edilebilecek bir kavram değil, yönlendirilebilecek bir kavramdır…

Yine uzman görüşüne göre; stresi baskılamamalı, görmezden gelmemeliyiz ve stresi tüm hayatımıza yaymamalıyız. Bu yönlendirmeyi doğru bir şekilde yapabilmek, yaşadığımız hayatı daha anlamlı, çok daha rahat ve daha sakin geçirmemizi sağlar. Tabi ki stressiz olmaz demezsek!..