Hayatınızda bazı insanlar vardır, sadece bir cümle kursa da inanırsınız; bazıları sayfalarca söz verse de kalbinizde hep bir şey eksik kalır. Çünkü mesele ne söylendiği değil, kimin söylediğidir.

‘Söz değil güven verin ki, söz vermenize gerek kalmasın.’

İnsan birine güvendiğinde, onun söze ihtiyacı kalmaz. Sadece varlığı bile yeter. Yüzüne bakınca, onu merak ettiğini anlar. Hatta bazen hiç konuşmasa da bilirsiniz, oradadır. Varlığıyla güven veren insanlar, sözün ötesine geçmiş insanlardır.

Söz vermek kolaydır. Güzel cümleler kurarız, vaatlerde bulunuruz hatta yeminler ederiz…

Ama güven inşa etmek zaman ister, emek ister. Birini yarı yolda bırakmamak, zor zamanda yanında durmak, sırlarını büyütmeden taşıyabilmek gerekir. Bazen de sadece dinlemek…

Yargılamadan, yönlendirmeden, sadece dinlemek bile büyük bir güven göstergesidir.

Bir arkadaşım zor bir dönemden geçiyordu. Kendi kendine duygulanıp, sessizce ağladığı bir anda kapı çalmış, komşusu gelmiş. Hiçbir şey sormadan yanına oturmuş. Ne ‘ne oldu?’ demiş, ne de ‘bu da geçer’ demiş.

Sadece yanına oturmuş ve birlikte susmuşlar. Bir süre sonra ‘ne zaman istersen ben buradayım, yanında…’ demiş.

Arkadaşım o zaman anlamış gerçek güvenin ne olduğunu. Çünkü bazen hiçbir şey demeden bile ‘ben buradayım’ diyebilmek en büyük güvendir.

Güven, tek seferlik bir şey değildir. Sürekli taze tutulması, yenilenmesi gerekir. Sürekli yeniden inşa edilmesi gereken bir köprüdür. İşte o köprüyü ayakta tutan şey de sözcükler değil; davranışlarımız, duruşumuzdur. Sözler uçar ama güven iz bırakır.

Ben de bu yüzden, nice büyük laflar etmektense, sade ve dürüst kalmayı seçiyorum. Birine ‘hep yanındayım’ demek yerine, gerçekten yanında olmayı önemsiyorum. Çünkü biliyorum ki, insanın kendini güvende hissettiği bir dostluğu, en güzel sözler bile anlatamaz.

Bugün birine bir şey söylemek isterseniz, öyle süslü kelimeler falan aramayın. Sadece onun yanında olun. Dinleyin, anlayın, bekleyin. Güven böyle kurulur. Ve öyle bir güven kurun ki, bir gün sizden bir şey istediğinde, sadece varlığınız yeterli olsun.

Çünkü… ‘Güven söylenmez, hissettirilir.’