ŞOV BİTTİ ACILAR YERİNDE DURUYOR

Reklamlar yapıldı, alkışlar alındı, birbiri ardına methiyeler düzüldü ve gösteriş bitti. Gazeteler manşetlerini bitirdi. Televizyonlar ilk haber olarak vermeyi bıraktı. Fenomenler sosyal medyada takipçi sayısını milyonlara katladı, dernekler ve vakıflar isimlerini hafızalara kazıdı. Siyasetçisi, iş insanı, sanatçısı, topçusu, popçusu görevlerini tamamladı ve deprem bölgesinden herkes elini ayağını çekti. O acılı insanlar sessiz çığlıklarıyla, kederleriyle, acılarıyla, yaslarıyla ve yalnızlıklarıyla baş başa kaldı.

 

Artık yardım için insanlar birbirleriyle yarışmıyor. Yardım tırları yolları kapatmıyor. Kimse AFAD - AHBAB çekişmelerinden bahsetmiyor. Kızılay'ın çadırlarından bahseden de yok. Kaybolup giden hayatların akıbetini iki satıra sığdırıp dile getiren de yok. Ne oldu? Yoksa deprem bölgelerimizde her şey güllük gülistanlık her şey normale döndü de bizim haberimiz mi yok.

 

Yatıyoruz seçim kalkıyoruz seçim. Elbette önemli bir seçim süreci yaşıyoruz. Fakat iktidar kavgası, makam, mevki ve koltuk sevdası binlerce enkaz altında kalan canımızın nasıl da önüne geçebiliyor. Perişan, aç, sefil bir halde, bu soğuklarda çadırlarda yaşam savaşını sürdüren, hayatı bitmiş yok olmuş insanlarımızın çilesinden daha mı değerlidir makam koltuğu.

 

“Ölülerimizin cesedine ulaşsak iki bayramı bir ardada yapacağız” bunu söyleyen depremzedelerimiz. İnsan sevdiklerinin ölümünü bayram ilan eder mi? Ediyor işte! Bir avuç toprağı bir mezar taşı olsun istiyor. Kabrinin başına gidip dua etmek, dertleşmek, konuşmak ağlamak istiyor.

 

Depremde hayatlarını kaybeden insanlarımızın mezarlarını ziyaret edin bakalım ne göreceksiniz. Ben anlatayım: Acı dolu yarım kalan hikayeler. Yakınlarının mezarı başından ayrılmayan depremzede vatandaşlar. Sevdikleri için dua eden ve gözyaşı döken anneler babalar evlatlar. Çocuk mezarları üzerinde yer alan oyuncaklar, genç kızların mezarları üzerine örtülen gelinlikler, askere gidecek gençlerin kabirlerine bırakılan Türk bayrakları.

 

Bu acıya yürek dayanmıyor. Ve biz her şeyi çok çabuk unutuyoruz. Yaptığımızı iyiliklerin ve yardımların devamını getiremiyoruz. Gündem değişimine göre şekilden şekle giriyoruz. Şimdi seçim zamanı ve herkes memleketi kurtarma telaşında. Şov bitti, elli bin ölü ve binlerce kayıp camımız varmış yokmuş unuttuk gitti.

Sağlıcakla…

Damga gazetesinden alıntıdır.