SEÇİME GİDERKEN ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ ÖNEMLİDİR!

Türk ulusunu her dönemde karanlıktan çıkararak ışığa götürecek olan tek yolun, Atatürkçü düşünce sistemi olduğu gerçeği bilinmeli ve asla göz ardı edilmemelidir.. 
Atatürkçü düşünce sistemi, bazılarının sandığı, düşündüğü, öne sürdüğü gibi, geçmişin karanlıklarında kalan ve devrini çoktan yitirmiş olan bir kavram değildir. Çünkü Atatürk Devrimlerinin temel ilkelerinin başında gelen ‘DEVRİMCİLİK’ ilkesi uyarınca, yıllar içerisinde ortaya çıkabilecek yeni gelişmelere uyumlu olarak yeni önlemlerin alınması ve böylelikle, devrim hareketinin süreklilik kazanması öngörülmektedir. Ne yazık ki, Atatürk’ün düşünceleri, ilkeleri ve devrimleri, 1950’den itibaren iktidara gelen hükümetler tarafından bilinçli ve sistematik olarak hep göz ardı edilmiştir. Cumhuriyetin kazanımları karşıdevrim süreçleriyle büyük ölçüde aşındırılmıştır.
Cumhuriyetin temelinde, tek bir kişinin ya da topluluğun iradesi değil, ulusun egemenliği yatmaktadır. TBMM’de beliren ulusal istencin, yurdun yazgısına doğrudan el koymasını kabul etmek temel ilkedir. Türk ulusu, kurduğu yeni devletin yazgısına ve bağımsızlığına, sanı ne olursa olsun, hiç kimseyi karıştıramaz! TBMM’den başka hiçbir makam ulusun yazgısında etkin olamaz! Bütün yasaların düzenlenmesinde, her türlü örgütlenmede, yönetimin bütün ayrıntılarında, genel eğitim sisteminde ve ekonomik işlerde ulusal egemenlik ilkesine uyulması gerekir. 2023 seçimlerinin sonucunda iktidara gelecek olan parti ya da partiler, “Atatürk Devrimlerinin temelinde yatan görüşler çerçevesinde hükümet programlarını oluşturmalı ve bundan böyle Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş, demokratik ve laik bir devlet olarak varlığını sürdüreceğini kabul etmelidir. Çağdaşlaşma, Türk devletinin bilinçli olarak yeniliğe yönelmesidir. Atatürk’ün ilkelerinin başında gelen devrimcilik kavramı eskiyle değil, ileriyle, gelecekle ilgilenmektir. Devrimcilik, dinamik bir devrim anlayışını sağlamak ve sürdürmektir. ‘ATATÜRK DEVRİMCİLİĞİ’ kesinlikle statükocu ve dogmatik, yani durağan olmayacak, kendisini sürekli olarak yenilemeye açık olacaktır. O nedenle Atatürk’ün devrimciliği, barışçı ve demokratik bir devrimcilik anlayışıdır. Atatürk Devrimciliğinin amacı, Türkiye’yi yalnızca çağdaş ve demokratik bir topluma dönüştürmek değildir, Türkiye’nin sürekli olarak bu yönde gelişmesini ve ilerlemesini sağlamaktır. Acaba Atatürk ve İnönü dönemlerinden sonra iktidara gelen hükümetler, ‘DEVRİMCİLİK’ ilkesine ve ‘ATATÜRKÇÜ ÇAĞDAŞLAŞMA’ ilkesine bağlı kalmışlar mıdır? Ne yazık ki bu hükümetlerin her ne pahasına olursa olsun iktidarlarını korumak kaygıları, Türk devletini ve toplumunu çağdaş kılma amacının önünde yer almış ve çağdaşlaşma yerine halkımızın dini duyguları sömürülmek suretiyle çağdaşlıktan çok uzaklaşılarak, ülkemiz her alanda çağın gerisine düşürülmüştür. Eğer 1950’lerden bu yana günümüze değin iktidara gelen hükümetler, Atatürk’ün yolundan gitmiş olsalar ve onun devrimleri doğrultusunda hareket etmiş olsalardı, ülkemizin bugün dünyanın en gelişmiş devletleri arasında yer alması içten bile değildi! Bu nedenledir ki 2023 seçimlerine gidilirken muhalefet partilerinin sık sık Atatürk ismini anarak, o büyük insanın düşüncelerini ve öngörülerini programlarına temel olarak almalarını ve ülkemizin gelecekteki yapılandırılmasında ‘ATATÜRKÇÜ ÇİZGİ’ doğrultusunda yürümelerini yürekten diliyorum!.