SEÇİM STRESİ BUNALTTI..

Bugünkü yazıma başlarken öncelikle belirtmeliyim ki, siyaset bana göre; çok çirkin, hiç güven vermeyen, muhabbetinden dahi çok sıkıldığım bir konu..

Ama yıllar içinde ve de defalarca oy kullanmış biri olarak benim de bir dünya görüşüm, bir siyasi bakışım var elbette..

14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala, pek sevmesem de, siyasete kayıtsız kalamıyorum. Etrafımda gözlemlediğim ve televizyon kanallarından izlediğim kadarıyla stres, gerilim gün geçtikçe artıyor, kafalar karışık, kararlar değişken, kısacası oyların henüz nereye verileceği çok net değil gibi..

Bu seçim önceki diğer seçimlere göre çok daha stresli, heyecanlı, oldukça gergin bir ortamda ‘adeta sürpriz yumurta gibi’ sonucun ne olacağı net olarak kestirilemeyen bir seçim..

Kararsızlar çok fazla gibi görünüyor ama kafası net olanlarda gergin durumda..

Bir taraf ‘ARTIK YETER!’ der strese girer, bir taraf ise ‘Aman sıkı tutalım kayıp GİTMESİN!’ der strese girer..

Böylece bir stres yumağı içinde herhalde ben ve benim gibi düşünenler biraz daha rahat, günkü çok şükürler olsun ki, fanatik bir militan veya partizan değilim, herhangi bir partili hiç değilim..

Kendine özgü fikirleri, görüşleri, tecrübeleri olan kendi halinde sade bir vatandaşım..

O yüzden ve herhalde ‘daha tarafsızım’ diye düşünüyorum. Fikirlerim net, gördüklerim, yaşadıklarım net ve berrak. O yüzden yapılanları, yapılmayanları daha net ve tarafsız bir bakış açısıyla değerlendirebiliyorum..

Kişinin kıldığı namaz, yaptığı ibadet kendini bağlar, bunun gösterişi olmaz, hatta ibadetin gizli olanı makbuldür..

Yine kişinin içtiği içkisi, şampanyası, kendi tercihidir, yine kendini bağlar, herkes hesabını Allah’a verecektir. Her koyun kendi bacağından asılır. İçki haramdır ama daha nice günahlar vardır ki, saymakla bitmez, onlarda büyük haramdır!..

Bana, bizlere zararı varsa bu en büyük ‘VEBAL’ dir..

Memleket yönetmek ise kısaca tarif etmek gerekirse; Apayrı bir akılcılık, bir yetenek, bir denge işidir çünkü terazi çok hassas!.

Benim güzel memleketimin, hak ettiğimiz eşitlik ilkesiyle, ayrımcılık yapılmadan, dünya durdukça bayrağı göklerde dalgalanan, dünya durdukça minarelerinden ezanların susmadığı, insanca, kardeşçe yaşayacağımız günlere kavuşacağımız inancındayım. Çünkü; ‘Sonuca giden her yol mubah DEĞİLDİR!.’

Aksi durumda Allah huzurunda bunun günahı, vebali çok büyük ve ağırdır!.

Siyaset yapmak, hakaret etmek, aşağılamak, iftira atmak olmamalı, her şey bu kadar ucuz olmamalı. Böyle pis, çirkin, çamurlaşmış siyaseti asla kabul etmiyorum!..

Ayrıca, oy uğruna, siyaset, koltuk, makam uğruna, teröristlere göz kırptığı söylenen, anlaşmak için pazarlık içine girdiği iddia edilen, şehitlerimizin katillerine taviz vererek işbirliği niyetinde olan, hiçbir siyasetçinin de asla hedefine ulaşamamasını diliyorum..

ALLAH; bu tür düşünce ve niyette olanlara asla fırsat vermesin!..

Velhasıl siyasetle ilgisi olan, olmayan herkes 14 Mayıs Pazar günü vatandaşlık görevini yerine getirmek için sandığa gidecek ve oyunu kullanacaktır. Herkesin bir oyu vardır ve o oyların her biri çok kıymetlidir. Devletimiz, milletimiz ve memleketimiz için en hayırlısı neyse o olsun!.

Dediğim gibi ben sade bir vatandaşım. Devletimi, milletimi çok seven, saygılı örnek bir vatandaş olduğum düşüncesindeyim..

Ve ben bu memlekette insanca yaşamak, insanca yönetilmek istiyorum!..