RUHLARINIZ GERİDE KALMASIN

Meksika’da İnka Tapınakları’na çıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birkaç yerli rehberle (Kızılderili) yola koyuluyor. Dağın tepesine giden uzun yolu kısa sürede yarılıyorlar. Aynı hızla biraz daha yol aldıktan sonra yerliler kendi aralarında konuşup birden yere oturuyor ve öylece beklemeye başlıyorlar. Tabi Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremiyorlar. Saatler sonra yerliler kendi aralarında konuşup tekrar yola koyulduktan sonra tepenin üstündeki görkemli İnka Tapınakları’na geliyorlar.

Arkeologlardan biri yaşlı rehbere soruyor “Niye yolun ortasına oturup saatlerce bekledik? ” Yaşlı rehberin cevabı, “Çok kısa sürede çok hızlı yol aldık, ruhlarımız bizden geride kaldı, oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik.”

Kızılderililer her tempolu geçen günlerinin ardından bu bekleme ritüelini yaparlar. Ne kadar da anlamlı ve ihtiyacımız olan bir şey.Hayatın bu koşturmacası, stresi içerisinde ne kadar yıpranıyoruz. Ne zaman ya da hangimiz duraklayıp ruhumuzu dinleyebiliyoruz.Yoksa ruhumuzun varlığını unuttuk mu çoktan, fiziksel bedenimizin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılarken, günlük telaşlarla uğraşırken onun ihtiyaçlarını göz ardı mı ettik? Neydi ihtiyaçları, ona iyi gelen neydi hatırlayabiliyor muyuz?

Tolstoy,“İnsan Neyle Yaşar?” kitabında der ki, “Önemli olan bir an vardır, o da şimdidir. En önemli an, şu andır çünkü bir tek ona sözümüz geçer. İnsana gerekli olan kişi şu an yanında olan kişidir.”O halde bu telaş, koşturmaca niye?Geçmişin izleri, geleceğin kaygıları olmadan içinde bulunduğumuz ana odaklanarak, ruhumuzla ve tüm dünya ile dengede kalarak hiç değilse hayatlarımızı kolaylaştıralım. Umursamazlık, boşvermişlik olarak düşünmeyelim, suyun akışına izin vermek gibi adeta.Su, sakin sakin akarken önüne gelen engeli aşmadan hemen başka bir yol bulur, yine yavaş yavaş akar ve yoluna gider.Su gibi olmak lazım. Geçmişten ders alarak, akışa teslim olmak...

Geç olmadan, bunları gözden geçirmemiz gerekiyor. Ruhsal bedenimizle bağlantı içinde olmamız ve dinginliğimiz aynı zamanda huzurumuzun da anahtarıdır.Huzurla, sakince, sindirerek yaşayalım hayatlarımızı,ruhlarımız bizden geride kalmasın.