0rdunun yükünü Astsubaylar çekiyor. Bu yükü çekiyorlar. Ne için çekiyorlar. Vatan için! Bir işin içerisinde vatan varsa gerisi teferruattır. Astsubaylar ordunun yükünü çekerler. Her şeyden sorumlu tutulurlar. Fakat yetkileri yoktur. Bir şey olduğunda, olumsuzluğu üzerlerine yıkarlar. Emekli olalı 44 sene geçti. Çok şey unutuluyor. Fakat bazı olaylar unutulmuyor. Bilhassa hiç yoktan suçlandığın bir olay varsa onu hiç unutmuyorsun. Bir milli bayramda.  Bizim filonun uçakları Balıkesir’den Ankara’ya gösteri uçuşu yapmaya gidiyorlardı.  Bursa yakınlarında uçağın birisinden. Pilot benim uçağın Re domu uçtu diyor. Ve uçaktan atlıyor. Re dom denen şey burun kısmındaki cihazların bulunduğu kısım.  Huni şeklindeki burun kısmındaki cihazların bulunduğu kısındır. Bu uçak üzerinde en son kim çalışmış. Ona bakıyorlar. Radar’cılar çalışmış. Bende radar atelye şefiyim. Hemen beni çağırdılar. Ankara ya giden uçaklardan birisinin Re domu aniden kopmuş ve pilot atlamış dediler. Ben böyle bir şeyin olması mümkün değil dedim. Neden mümkün değil dediler. Re dom yerine tam olarak oturmada vidaların kapatamazsın dedim. Mekanizma üzerinde vida vardır. Mekanizma vida sıkmamış ise ne olacak dediler. Vida sıkılmamış olsa bile rüzgârın etkisi ile mekanizmanın açılması mümkün değildir dedim. Bana ne dediler biliyor musunuz? Derdini mahkemede anlatırsın dediler. Ertesi gün uçağın düştüğü yere ekip gönderildi. İki kişiyi görevlendirdim. Re domun vidalarını bulun. Hiç dokunmadan epikteki diğer kişilere gösterin rapor tutun dedim. Ekip gitti. Meğer uçağın re domuna yıldırım isabet etmiş. Ekibim her şeye rağmen orada rapor tuttu oradakilere de imzalattı. Uçağın burun kısmına yıldırım isabet etmiş. Bana derdini mahkemeye anlatırsın dediler. Bu olayı yaşadım ya! Hemen filoya gittim. 6 tane uçağın formuna kırmızı çizgiyi çektim. Bu kırmız çizgiyi ben kaldırmadan uçağı uçurmaları mümkün değil. Sebebim gayet açık. İçi toz sigorta kullanılıyor. Bu sigortanın stokları bitmiş. 6 uçağın radar cihazına sigorta gerekiyor. Uçuşlarına engel olmamak için. İçi toz dışı cam olan sigortalara dıştan tel bağlamak sureti ile uçuşlarını engellememek için kullanıyordum. Sigorta isteğim var. Fakat stoklarda sigorta kalamamış Amerika dan istek yapılmış. Uçakların formundan kırmızıyı kaldırmam istendi. Bana yazılı evrak verin. Bana derdini mahkemede anlatırsın dediğinizi unutmadım dedim. Yazılı evrağı kimse veremedi. Amerika ya kursa gitmek için. İngilizce imtihanına girdim. Geçerli not aldım. Hemen İzmir lisan okuluna gönderdiler. Kısa bir kurstan sonra Amerika ya gideceğiz. Hava kuvvetlerinden emir geldi. Boş vakitlerinde rapor alsınlar diyorlardı. Rapor alamaya başladık. Böbreklerimden iki defa ameliyat oldum. Bevliye doktoruna girdim. Filim çektir dedi. Filimi çektirdim. 6 önce ameliyat olmuştum. Doktor bir taş belirledi. Ben bu taşı alayım dedi. Ben istemedim. Bana dış kursa katılamaz diye rapor verdi. Ben İngilizce kursundan geri döndürdüler. Ben tek böbrekli olanlar Amerika gidiyor da benim böbreğimde %’60 fonksiyonu var. Ben gidemiyorum diye dilekçe verdim. Beni haklı buldular İzmir hava hastanesine bu raporu düzeltin dediler. Beni tekrar İzmir hava hastanesine gönderdiler.   Artık subay, astsubay çekişmesi baş gösterdi. Bu durumu neden anlatıyorum. Ast subaylarla, subayların arasındaki çekişmeyi bilesiniz diye anlatıyorum. Benim mücadelem bundan sonra başlıyor. Bu konuya devam edeceğim. Devamı yarın. Saygılarımla.  

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENLERE! NE MUTLU CUMHURİYETÇİYİM DİYENLERE! NE MUTLU ATATÜRKÇÜYÜM DİYENLERE!