ÖNCELİĞİMİZ DAİMA VİCDAN OLMALIDIR!

Siyasetin klasikleşmiş ana kuralını yeri geldikçe söylemekte, vurgulamakta yarar vardır. Ben öyle inanıyorum ki, seçmen, sandığa giderken, üç ana duyguyu zihninde taşıyarak gider; Onlar, umut, öfke ve korkudur. Ancak belki de bu seferlik bende oluşan kanaatim ve inancım odur ki; Tam 11 gün kalan 14 Mayıs seçimlerinde ‘VİCDAN’ duygusu o demin saydığım üç ana duygunun da önünde durmaktadır. Bu ülke halkının seçmenleri geride kalan 21 yılı, zihinlerindeki vicdan terazisinde ölçüp biçip, tartarak ona göre belleğinde oluşan, travmatik kanaatlerine göre karar vereceklerdir. Yani seçmen, 14 Mayıs’ta sandığa gittiğinde, oyunu kullanırken bu kez sadece son birkaç aya bakıp ‘ELDEKİ BİR Mİ, DALDAKİ İKİ Mİ?’ diyeceği, bu türden aforizmaya göre zihinsel dengesini dayamayacağı bir karar verme sürecinde asla değildir, düşüncesindeyim. Bunu şu nedenle yazdım aslında;  Bu iktidar, mecazen söylemek gerekirse üzerindeki kirli pasaklı gömleğin üzerine tertemiz yenisini giyip halkın karşısına çıkmak ve sadece son anda ki görüntüsüne dayalı seçmenin karar vermesini sağlamak amacıyla bir algı yaratmak ve bu algıyı din soslu olarak kurgulama peşindedir, diye düşünüyorum. Ancak toplumun her kesimini ve her katmanını oluşturan bireylerinde ‘VİCDAN’ aynı zamanda derin bir hafızadır. O nedenle bu ülke halkının seçmenlerinin her biri kanaatim odur ki, geride kalan 21 yılı yan yana dizip bugün ile toplamasını ve çıkartmasını, hatta sağlamasını elbette yapacaktır. Vicdan duygusu aslına bakarsanız dış etkilere karşı yalıtılmış bir mahremiyet içerir. O nedenle yoğun baskılar, şiddetli algılar çok işe yaramaz, bu sefer yaramayacaktır, kanısındayım. İşte o nedenledir ki bu seçimin önceliği ‘VİCDAN’ olacaktır, bundan eminim!.

Nasıl mı, eminim? Yahu bu ülkede hangi aklı başında sağduyulu yurttaş, cami avlusunda miting yapılmasını aklına ve vicdanına sığdırır ve sindirir? Üstelik böyle bir ortamda söylenenleri büyük çoğunluğu doğru değil, yalan ve iftira ve küfür, hakaret dolu ise..

Bu ülkede yaşayan hangi aklı başında, sağduyulu insanı, yurttaşı,  düz bir devlet memurunun bile milletvekili aday adayı olabilmesi için mutlaka istifa etmesi gerekirken o memurun en üst yöneticisi durumundaki bakanın istifa etmemesini, seçim propaganda sürecini o makamın verdiği güç ve olanaklarla sürdürmesini vicdanına uygun bulur, içine sindirir? Üstelik o bakanlar, seçim çalışmasını bakanlığın binalarında, çalışma ofislerinde, bakanlık makamlarının gücüyle ve personeliyle yapmayı hiç utanmadan sıkılmadan sürdürüyor ise!..

Devam ediyorum; Bu ülkede hangi aklı başında sağduyulu yurttaş, Yüksek Seçim Kurulu’nun iktidardan gelen tüm talep ve istekleri kabul edip muhalefetten gelen tüm talep ve istekleri reddetmesini vicdani ve ahlaki bulur acaba? Üstelik o Yüksek Seçim Kurulu üyeleri Yargıtay, Danıştay gibi ülkenin asırlık yargı kurumları tarafından buraya seçilerek gönderilmiş ise!.

Hangi sağduyulu yurttaş, salgın döneminde bile önceliği halka değil, elektrik dağıtım şirketlerine vermiş bir iktidarın seçimlere üç hafta kala ‘bir ay bedava doğalgaz veriyorum’ demesini ahlaki ve vicdani bulur, sorarım sizlere? Üstelik o şirketler altyapı için gerekli yatırımları bile yapmamış iken!.

Herkesin gözü önünde yakın geçmişte yaşanan bu vahim, akıldışı, hatta absürt örneklerin daniskasını, daha fazlasını yazmak, anlatmak mümkün elbette!. Bir de halkın gözünden kaçanlar, kaçırılanlar var ama bu seferlik oralara kadar uzanmıyorum şimdilik!..

Devlet, kamu kurumlarının kamuya değil de, AK Parti’ye ait kurumlar haline getirilmesi, illerde Valilerin ilçelerde kaymakamların fiilen il, ilçe başkanı gibi hareket etmesi herkesin bildiği bir gerçek değil midir?.

Şimdi soruyorum o zaman; Bu ülkede yaşayan halkın 14 Mayıs’ta sandık başına gidecek seçmen bireylerinin hangisinin vicdanı tüm bunları kabul eder, içine sindirebilir? O nedenledir ki, bir kez haykırarak belirtiyorum; 14 Mayıs’ın önceliği vicdan olmalıdır. İnanıyorum ki, o kast ettiğim vicdan duygusu; Bunca yıl haksızlığa uğramış, aldatılmış, kaldırılmış, iftiraya, hakaretlere uğramış, baskı, zulüm görmüş, mağdur ve mazlum kitlelerin vicdanıdır aslında!..

ALMA MAZLUMUN AHINI ÇIKAR AHESTE AHESTE!..