Yarın 24 Kasım, yani toplumumuzun gerçek mimarı olan öğretmenlerimizin en mutlu ve kutlu günü…

Bende bugünden her koşulda yılmadan usanmadan, tek derdi vatana millete iyi bir insan yetiştirmek olan mücadeleci öğretmenlerimizi saygıyla ve minnetle selamlıyor ve bu özel günlerini yürekten kutluyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Millet Mektepleri Başöğretmenliği’ni kabul ettiği gün olan ‘Öğretmenler Günü’ 24 Kasım 1981 yılından bu yana kutlanmaya devam ediyor.

Medeniyetlerin kurucusu öğretmenlerimiz, bilgiye ulaşmada bir rehber, geleceğin mimarı, yeri doldurulamaz bir öğretici, kıymet biçilemeyen ve büyük sorumluluk sahibi insanlardır. Öğretmen olmak, öğrencileri için aslında ‘HER ŞEY’ olmaktır…

Öğrencilerinin okul hayatı dışındaki sorunlarıyla da ilgilenip, çözüm arama çabası içine girmek, dolayısıyla onların hem kalplerine hem de hayatlarına dokunabilmektir. Öğretmen olmak, topluma yön vermeye çalışmaktır. ‘Milletleri kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir’ diyen Başöğretmen Atatürk’ün izinden yürümektir.

Öğretmenlik mesleği ise büyük bir sevgi ve sabır mesleğidir. Bir toplumun öğretmenine ve öğretmenlik mesleğine verdiği değer, gelişmişlik düzeyleriyle orantılıdır. Başarılı bir öğretmen yalnızca dersini iyi anlatan değil, kalbindeki sıcaklığı ve sevgisini yansıtarak yıllarca hafızalarda yer edinmiş öğretmendir.

‘Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir!’ Mustafa Kemal ATATÜRK  

Kurucusunun tarihte ilk ve tek olarak ‘Başöğretmen’ sıfatına sahip olduğu Cumhuriyet, gelecek kuşakların eğitimini, düşmanla olan savaştan bile daha önemli görmüştür.

Öğretmenlerimiz yaşam serüvenimizin en önemli kılavuzu ve rol modelidir. Onlar sadece ders anlatan kişiler değil, aynı zamanda genç zihinlerin şekillenmesinde önemli rol oynayan rehberlerimizdir.

O yüzden de Atatürk’ün eğitim ordusu diyerek isimlendirdiği öğretmenlerimiz, daha uygar, daha çağdaş bir ülke için büyük bir özveriyle çalışmaya ve toplumumuza faydalı bireyler yetiştirmeye devam etmelidir.  

Ailelerimizden sonra üzerimizde en fazla emeği olan öğretmenlerimizin haklarını asla ödeyemeyiz. Bize öğrettikleri bilgilerin, emeğin, şefkatin, anneliklerinin, babalıklarının hakkını ödeyemeyiz. Yıllarını öğreterek ve eğiterek geçirmiş fedakâr öğretmenlerimizin hakkını ödeyemeyiz…

Hepimizin mimarıdır öğretmenlerimiz, aynı zamanda ustası, kalfası, ağır işçisi, eğiticisidir… Geleceğimizin şekillenmesinde öğretmenlerimizin emeği çok büyüktür.

Öğretmenler Günü; öğretmenlere duyulan saygının bir ifadesidir. Daha da önemlisi, onların toplumun temel taşları olduğunu hatırlamanın yanı sıra emeklerini ve fedakârlıklarını takdir etmenin bir yoludur.

Bizler saygı, sevgi ve disiplinle eğitildik. Öğretmenlerimize koşulsuz saygı duyan bir nesildik. Umarım ve dilerim şimdiki nesilde öğretmenlerinin hak ettiği saygının ve değerin bilincinde olup, belirli disiplin kuralları içinde geleceğe doğru adımlarını sağlam atsınlar.    

Bu vesileyle bende, başta Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ebediyete göçmüş olan bütün öğretmenlerimizi, yine ebediyete göçmüş olan ilk öğretmenim, idolüm, kalbimdeki yeri her zaman ayrı olan Meral Soylu’yu rahmet ve özlemle anıyorum.  Yurdumuzun her bir köşesinde görev yapan eğitim ordusunun neferlerinin, ömrünü eğitime adamış, geleceğimizin şekillenmesinde özveriyle ter dökmüş, fedakâr öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü içtenlikle kutluyorum…