Eski bir Türk Atasözü “Ulusun bilmeyen kendin bilmez”.
Tarihimizi unuttuğumuz zaman aynen öyle, ulusun geçmişini ve kendimizi de unutuyoruz.
Son yıllarda böylesine savrulmamız ondan.
Aksi halde bu kadar nankörlük nasıl mümkün olabilir, nasıl bu kadar geçmişi çarpıtıp cahillikle beslenebilirdi ki bu topraklar?..
Kurucu ve kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu kurumlara bakın örneğin…
Cumhuriyet’in ilk yıllarında yokluklardan şahlanışa geçerek üretim, sanayi ve eğitim-kültür alanında atılan adımlara bakın…
Savaş sonrası yapılan demiryolu uzunluğu küçümseniyor bugün.
Karşılaştırmanın dayanaksızlığını bir kenara bırakalım. Zaten bugün, dünden adım adım ileriye gidilmesi gerekmez mi, olağan olan bu değil midir, geçmişin üzerine kat koymak, artı değer katmak?
Lakin son yıllarda satılan kurumlara, altın yumurtlayan tesislere bakın.
Hazin ötesi inanılmaz bir tabloyla karşı karşıyayız.
Tarihimizi unutup değerlerimizi kaybedince ve siyaseti cahillikle, cahilliği de popülizm ile besledikçe ileriye gitmemiz mümkün değil.
Salı gecesi Pınar Ayhan ve Serra Menekay’ın sunumuyla “Mızrak Duruşlu Kadınlar” gösterimi vardı Avlu’da.
Hınca hınç salonda kaç mızrak çarptı koltuklarında oturan bizlere?..
Pınar Ayhan’ın sunumlarının zaten her biri ayrı bir ders, tüm okullarda, üniversitelerde ve özellikle siyaset arenasında dinlenmesi, izlenmesi gereken.
Kemal…
Orada Duruverseydi Zaman…
Ve şimdi de Mızrak Duruşlu Kadınlar.
Her Pınar Ayhan sonrası siyasetçilerin ve bilumum nankörlerin kulaklarını çınlatıyoruz.
Acaba kaç bakan Pınar Ayhan’ı dinledi?
Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Cumhurbaşkanı yardımcıları, danışmanları?..
Bakan yardımcıları, milletvekilleri?..
Acaba kaç tanesi bir kez olsun Pınar Ayhan’ı dinledi?..
Üst düzey bürokratlar, misal TRT genel müdürü, misal Diyanet’in başkanı…
Hiç dinlediler mi?..
Keşke Beştepe’de devlet protokolüne sunum yapsa, yapabilse Pınar Ayhan.
Tarihi “doğrularla” görmek; geçmişe karşı ne kadar sorumlu olmamız gerektiğini her defasında bir kez daha anlamak kime ne kaybettirir?..
Endonezya Cumhurbaşkanı’nın Atatürk’ü öven sözlerini kesen TRT’yi, bir kez adını anmayan Diyanet’i bu vefasızlığa iten ne?..
Kabul edilebilir olmadığı kesin.
Ulusun bilmeyen kendin bilmez.
Tarihini unutan uluslar da ileriye gidemez.
“Mızrak Duruşlu Kadınlar” bile Anadolu kentlerine zorluklarla, olanaksızlıklarla, bilgisizliklere ve önyargılara karşı mücadele ederek ulaşabiliyor; bir dokun bin ah işit misali.
Oysa ders olarak izlenmesi, okutulması gerek.
Cumhuriyet’in sadece ilanının askeri başarılarla değil, özellikle eğitim, bilim ve kültür alanında çoğumuzun isimlerini bile duymadığı kadınlarımızın, Türk kadınlarının çabalarıyla nasıl tohumlanıp filizlendiğini yüceldiğini ve kök saldığını anlatıyor.
Balıkesir’e çarptı Salı gecesi o mızraklar…
Teşekkürler Pınar Ayhan ve Serra Menekay.
Yurdun her noktasına atabilmeniz dileğiyle, çoğumuzun bilmediği o gerçeklik mızraklarını.