İSTANBUL’ UN FETHİ

Bugün 29 Mayıs İstanbul’ un 569. fetih yıldönümüdür. Hayırlı olsun. Dünyanın 2 kıta üzerinde
toprağı olan bir karış toprağına bir acem mülkünün feda edildiği bir metropoldür İstanbul. Efendim,
İstanbul ismi-Müslüman bol-anlamında ki –İslam bol kelimesinden gelir. Türk ilim adamları Osmanlı
Devletinin son günlerine kadar mektup zarflarının üzerinde ve eserlerinde-İslam bol-kelimesini
kullanmışlardır. İstanbul –Sultan şehir, Dersaadet, Dar-üs-Seade, Asitane, Aziz İstanbul – gibi başka
isimlerle de anılmıştır. Fetih öncesinde Müslümanlar arasında ki adı-Konstantiniyye- idi. 1453
senesine kadar birçok defa çeşitli devletler tarafından kuşatılan İstanbul un fethi, Müslümanlar
arasında İslamiyetle birlikte ortaya çıkan mukaddes bir ideal olmuştur. Peygamber Efendimizin
^^İstanbul muhakkak fethedilecektir, bu fethi yapacak hükümdar ne güzel hükümdar ve onun
askerleri ne güzel askerlerdir ^Hadis-i şerifi, bütün İslam hükümdar ve kumandanlarının bu şehri
fethetmek arzu ve gayretlerini harekete geçirmiş, İslam ordularının dalga dalga bu şehre akmalarına
sebep olmuştur.
İstanbul un fethine ilk teşebbüs 3.halife Hazreti Osman ın hilafeti zamanında Suriye Valisi olan
Hazreti Muaviye tarafından yapılmış 670 senesinde ki kuşatmaya pek çok Sahabe-i Kiramla beraber
İstanbul un manevi mimarlarından, Peygamber Efendimizin Medine ye hicret ettiği zaman evinde
misafir etme şerefine nail olan Hazreti Ebu Eyyup El Ensari de katılmış, seksen yaşında olmasına
rağmen Peygamber Efendimizin müjdesine kavuşmak istemiş İstanbul önlerine kadar geldiklerinde
hastalanıp yatağa düşmesine rağmen harbi seyrini takip etmiş, öldüğünde hemen oraya değil,
ordunun varabileceği en uç noktaya defnedilmesini vasiyet etmiştir.
Ancak defalarca teşebbüs edilmesine ve kuşatılmasına rağmen hiç kimseye nasip olmayan bu
güzel şehrin fethi genç yaşta ki Fatih’e nasip olmuştur. Daha 21 yaşında ki bu genç hükümdar 53 gün
süren muhasaradan sonra karadan gemileri yürüterek, toplar kullanarak daha nice kimsenin aklına
gelmeyecek askeri manevralarla İstanbul ‘u fethetmeye muvaffak olmuştur. Etrafında ki bazı kişilerin
umutsuzluğa düşüp muhasaradan vazgeçirmeye çalıştıkları vakit o büyük kararlılıkla –Ya ben
İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni – diyerek azmini göstererek fethi gerçekleştirmiş Peygamberimizin
övgüsüne mazhar olmuş, dünya yüzünde pek kimseye nasip olmayacak eşsiz bir zafer kazanmış aynı
zamanda bir çağı kapatıp bir çağı açmıştır. Taşı toprağı altın olan, bir karış yerine bir acem mülkünün
feda edildiği bu güzelim İstanbul’u bize dünya durduğu müddetçe kadim vatan toprağı yapmış, bize
armağan etmiştir. O gün Avrupa’ nın ve Hıristiyanlığın mumu sönmüş, Türk ve Müslümanlığın nuru
parlamış, bütün dünyayı sarmaya başlamıştır. İsterseniz burada sözü İstanbul un fethini en iyi anlatan
Arif Nihat ASYA’ ya bırakalım.
FETİH MARŞI
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek,
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
Yürü hala ne diye oyunda oynaştasın
Fatih’in İstanbul’ u fethettiği yaştasın.
Sende geçebilirsin yardan, anadan serden
Senin de destanını okuyalım ezberden
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden
Elde sensin, dilde sen gönüldesin baştasın

Fatih’in İstanbul’ u fethettiği yaştasın.

Yüzüne çarpmak gerek, zamanenin fendini
Göster kabaran sular, nasıl yıkar bendini
Küçük görme, hor görme delikanlı kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın
Fatihin İstanbul u fethettiği yaştasın.

Bu kitaplar fatihtir, Selimdir, Süleyman dır
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır
Haydi, artık uyuyan destanını uyandır
Bilmem neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım sen de Fatihler doğuracak yaştasın.

Delikanlım işaret aldığın gün Atandan
Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’ dan
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın
Fatihin İstanbul u fethettiği yaştasın.
Bırak bozuk saatler yalan yanlış işlesin
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın
Yürü hala ne diye kendinle savaştasın
Fatihin İstanbul u fethettiği yaştasın…
Sağlıklı ve esen kalın. Sağ.Yazar.Aslan TORUN