İnsanları birleştirici bir güç, bir köprüdür hoşgörü…

Değer vermektir, anlayışlı olmaktır, tahammül etmektir. Ayıpları kapatmak, sabretmek, katlanmaktır…

Farklılıklar hayatı renkli ve ilginç kılarken, çoğu zamanda çatışmalara yol açabilir. İşte tam bu noktada hoşgörü devreye girer.  Hoşgörü her türlü farklılıkları, zıtlıkları huzur içinde bir arada tutar. Çünkü her türlü farklılıkları ve birbirimizin farklılıklarını zenginlik olarak görmek, bu farklılıkların her birinin bir değer taşıdığını kabul etmek, hoşgörünün özüdür.

Hoşgörü insan ilişkilerinin temelidir. İnsanın olduğu her yerde eğer hoşgörü yoksa orada anlaşmazlık, güvensizlik, tartışma hatta kavga gibi olumsuzluk adına her şeyi görmek mümkündür.

Hoşgörü görmezden gelmek değildir, vurdumduymazlık da değildir. Anlayışın ta kendisidir. Açgözlülüğün, doyumsuzluğun, güvensizliğin, sevgisizliğin çaresi olabilecek erdemli bir anlayıştır. İnsanların birbirini anlamasını ve olduğu gibi kabul etmesini sağlayan en önemli araçtır.  

‘Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak’ demiş, hoşgörünün ustası Hz. Mevlana

Böylelikle insanların birbirine karşı daha merhametli, sabırlı, sevecen, samimi ve art niyetsiz olmaları konusunda öncülük etmiş…

Hoşgörülü olmak çok erdemli, çok güzel ve önemli bir özelliktir de suiistimal edenler olmasa!..

Hoşgörülü olmak her şeyi kabul etmek demek değil, her şeye susmak, sabır göstermek de değil, yapılan yanlışları, hataları unutmak ya da görmezden gelmek hiç değil!..

Hoşgörülü olmak, kendini ezdirmekte değil, her şeye ‘TAMAM’ demekte değil. Kısacası suiistimal edenler sayesinde hoşgörü, bazı durumlarda başını derde sokan bir durum haline de gelir…   

Hoşgörünün de bir sınırı vardır ve kararı, ayarı, dengesi çok önemlidir. İnsanların tavırlarına, tutumlarına, hareketlerine, sarf ettikleri sözlerine göre, bu sınırı belirlemek elimizde…

Çünkü sürekliliği olan hoşgörünün suiistimale açık olması da kaçınılmazdır!

Hoşgörülü insanların yanında kendimizi rahat ve iyi hissederiz. Anlaşıldığımızdan emin oluruz, hata yapma kaygısı taşımayız. Hoşgörülü insanları suiistimal edenler de kötü niyetli kişilerdir. Karşısındaki insanı nasıl olsa sabırlı, anlayışlı, esnek ve tolere edebilen biri diye düşüncesizce ve bencilce davranır ve konuşurlar…

Kimse, hiç kimsenin hoşgörü sınırlarını zorlamamalı. Çünkü herkesin hayatta kırmızıçizgileri vardır. Gösterdiğimiz hoşgörünün karşımızdaki için bir anlamı yoksa eğer, suiistimale açık hale gelir. Bu durumda yıpranan taraf biz oluruz ve artık hoş göremez hale geliriz. Bu yüzden hoşgörüde seçici olmak en doğrusudur.

‘Bir kişi karşısındaki kişiye hoşgörü gösteriyorsa bunun anlamı: ‘Ben insanım ve senin de insan olduğuna inanıyorum’ demektir. ‘Ben safım gel benim sırtıma bin’ demek değildir.’ Anooshirvan Miandjil.