Hayatımıza giren hiçbir insan ve yaşadığımız hiçbir olay tesadüf değildir… Başımıza gelen olayların aynı zamanda da tanıştığımız her insanın bizler için bir anlamı olduğunu düşünüyorum…
Yaşadığımız olaylar, karşılaşmalar, tanışmalar hayatımızı bir değişim ya da bir yenilik için hazırlar. Bazen hayatımızı tekrar bir düzene sokmak için, bazen bulunduğumuz seviyeden daha üst seviyeye taşımak için, bazen de bulunduğumuz yeri daha da sağlamlaştırmak için…
Hayatta hiçbir şey tesadüf değildir ve her şeyin de bir zamanı vardır…
‘Sabretmesini bil! Vaktinden önce çiçek açmaz.’ Demiş Şeyh Edebali.
Her insanın istekleri, hayalleri vardır. Bu hayaller, istekler bazen kısa sürede gerçekleşir, bazen de bekler dururuz bir türlü oluvermez.
Sabırsızlık; hayal kırıklığı, moral bozukluğu yaşarız, ümitsizliğe kapılıp, karamsarlığa dalarız. Ama her şeyin vakti, saati vardır, zamanı vardır…
Aynı zamanda hiçbir şey için geç değildir. Yapmak istediklerimiz için, kaç yaşında olursak olalım, nerede ve ne durumda olursak olalım geç değil. ‘Bu saatten sonra olmaz’ düşüncesi, bizi oyalamak ve durdurmak için bir aldatmacadır sadece…
Bu gibi ‘geç kalmışlık’ duygularının bizi etkisi altına almasına izin vermemeliyiz. Vakti şimdi gelmiştir, ne erken nede geç!..
Yaşamanın en büyük amaçlarından biri de hayallerimizi gerçekleştirmek…
O yüzden hiçbir zaman, hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız. Bunun bilincinde olalım, olmadı demeyelim, zamanı gelmedi diyelim…
Nerede olursak olalım, nasıl yaşarsak yaşayalım, hayat herkese farklı şeyler öğretir ve gösterir…
Yaşadığımız olaylar da farklı düşünmemizi sağlar. Hayatın akışı içerisinde yapmak istediğimiz ne varsa, başarmak için harekete geçmeliyiz. Bu noktada hiçbir zaman geç değildir. Yeter ki inancımızı yitirmeyelim…
Yorum yapın