Bir dere kenarında tanışan fare ile kurbağa arkadaş oldular.
Aralarındaki muhabbet gün geçtikçe arttı. Her sabah buluşup konuşur ve dertleşirler di. Akşam güneş battığında fare kayanın kovuğuna, kurbağa da suyun içerisindeki yuvasına çekilirdi.
Birbirlerini tekrar görmek için sabahı zor ederlerdi.
Bir gün fare, kurbağaya şöyle dedi:
''Sabahtan sabaha konuşup dertleşmek bana yeterli gelmiyor.
Seni daha sık görmek istiyorum. Bir derdim, sıkıntım olduğunda sana rahatça ulaşabileyim. Her zaman suyun üstünde olmadığın için, sana sesimi duyuramıyorum. Buna bir çare bulalım.''
Beraberce bu işe bir çözüm aradılar. Sonunda fare şu teklifi yaptı:
''Uzunca bir ip buluruz. İpin bir ucunu ben ayağıma bağlarım, diğer ucunu sen ayağına bağlarsın. Birbirimize ihtiyaç duyduğumuzda ipi çekerek haberleşir, buluşuruz.'' Bu teklif kurbağanın pek hoşuna gitmedi. Fakat nazlanmadan dostunu kırmayıp kabul etti.
Fare ip bağlı ayağıyla dere kenarında dolaşırken, ansızın saldıran bir alaca karga fareyi kaptığı gibi havalandı.
Farenin ayağına bağlı olan ip, kurbağanın da ayağına bağlı olduğu için, kurbağa da havalandı. Bu manzarayı görenler,
''Karga suyun içinde yaşayan kurbağayı hangi kurnazlıkla avladı?'' diyerek merak ettiler.
Havada asılı kalan kurbağa ise şöyle sızlandı:
"Kendi cinsinden olmayanlarla dostluk kuranın sonu bu olur."

***
Bu hikâyede alacakarga ölümün sembolüdür. Su kurbağası ruhu, fare de bedeni temsil eder. Su kurbağası temizdir. Fare ise hoşa gitmeyen kirli bir hayvandır. Temiz bir varlığın, kirli bir varlıkla dost olması, onu felâkete sürükler. Nefsini terbiye edip ruhunu yüceltmeyen, bedeninin rahatına düşkün insanlar; farenin peşine düşmüş kurbağaya benzerler.
***
İnsanlar genellikle çevresine, ailesine ve sevdiği kişilere hayır diyemez. Hayır diyememek, bir rahatsızlık olarak algılanmamalı. İlk olarak bu düşünce yapımızdan sıyrılmalı ve hayır dediğimizde yaşadığımız suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışmalıyız. Tatlı bir dil ve doğru üslup kullandıktan sonra hayır demenin bir sakıncası olmaz. İş yaşamında da sizi huzursuz eden bu sorununuzu çözebilirsiniz. Özellikle ofis ortamında ve patronunuzla ilişkilerinizde hayır demeyi öğrenmek sizi rahatlatacaktır. Örneğin; “Rujunu kullanabilir miyim?” diyen bir arkadaşınıza, istemeden evet demek yerine, bunun steril olmadığı gerekçesiyle sağlıksız olduğunu doğru bir üslupla ifade edin. Hayır dememek sizi kendi içinizde daha çok rahatsız edebilir. Hayır demenizde duyacağınız suçluluk hissi, aslında uzun vadede iç huzursuzluğuna yol açabilir. 

GÜNÜN FIKRASI
Melodiye Eşlik Eden Köpek
Küçük çocuk, keman dersi için evde prova yapıyor, babası da oturmuş gazete okuyordu. Evin köpeği de çocuğun kemanından çıkan melodilere havlayarak eşlik ediyordu.
Bu gürültüde babanın gazete okuması mümkün mü? Bir duruyor, iki duruyor, ama ne çocuk keman çalmayı ne de öteki havlamayı kesiyordu.  En sonunda baba, oğluna seslendi:
"Oğlum, şunun bilmediği bir parça çalsana!"