‘Sağlık en büyük hediyedir, tok gözlülük en büyük zenginlik, güven en büyük akrabalık, sevgi ise en büyük mutluluktur.’
Geçen gün internette gezinirken bu cümle çıktı karşıma. Basit gibi görünen ama içi dopdolu, derin anlamlar barındıran bir cümleydi. Tekrar tekrar okudum, durup bir düşündüm. Ne çok şey istiyoruz hayattan ne çok şeye sahip olma telaşındayız…
Oysa bu birkaç kelime, insanı sarsarak hatırlatıyor, fark ettiriyor; asıl zenginlik kalpte, gönülde ve en başta sağlıktadır. En kıymetli hazineler hep sessizdir. Çoğu zaman fark etmeyiz ama onlar olmadan hiçbir şeyin anlamı kalmaz.
Hayatın belki de en sessiz ama en gerçek ve en kıymetli hediyesidir sağlık… Sağlıklıyken çoğu zaman fark etmeyiz değerini. Çabalarız, yoruluruz, didiniriz, koşuştururuz çoğu zaman gücümüzün üstünde…
Bedenimiz bize eşlik ettiği sürece, şükrü, teşekkürü bile akıl etmeyiz. Ama bir gün bir yerimiz ağrımaya görsün…
İşte o zaman anlarız huzur dolu bir nefesin bile ne kadar değerli olduğunu. Oysa her sabah uyanmak, yürüyebilmek, nefes almak…
Hepsi başlı başına bir mucize…
Sağlık varsa umut da vardır, yeniden başlama cesareti de vardır, hayal kurma gücü de vardır. Sağlık, hayatın sana sunduğu en büyük hediyedir…
Sadece azla yetinmek değil, azda çok olanı görebilme maharetidir tok gözlülük. Gözünü başkasının hayatına dikmeden, kendi elindekine razı olabilmektir. Bu çağda belki de en zor zenginlik budur. Reklamlar, vitrinler, sosyal medya, her şey daha fazlasını sergilerken; tok gözlü olmak, iç huzurunu koruyan bir kalkandır. Gerçekten tok olan gönüller, hep daha huzurludur. Çünkü onlar bilir ki mutluluk, sahip olduklarında değil, şükredebildiklerinde gizlidir…
Güven, bazen bir kan bağı kadar güçlü ama kan bağından çok daha kıymetli olabilir. Bir insana sırtını yaslayabilmek, gözünü kapatıp ‘o yanımda’ diyebilmek…
Kolay değildir bu duyguyu kurabilmek. Kurduğunda da her şeyi değiştirir. Güven varsa açıklık, samimiyet, rahatlık vardır. Güven varsa mesafe yoktur. Ne yazık ki bazen en yakın bildiklerimizde bulamayız onu, ama hiç ummadığımız bir yürekte karşımıza çıkıverir. İşte o zaman anlarız, güven de akrabalıktır, kalpten kalbe bir bağdır.
Ve sevgi…
Belki de hayattaki en saf, en dokunulmaz ve en gerçek değer. Sevgi varsa eksik olan bile tamam gibi gelir. Bir gülümseme, bir sarılma, içten söylenmiş bir ‘yanındayım’ sözü…
Her şeyi güzelleştirir. Sevgi yürekte yeşerir, ilgiyle, anlayışla büyür. Birini sevebilmek; içten, beklentisiz, karşılık beklemeden…
Ve sevildiğini hissedebilmek…
İşte gerçek mutluluk budur. Sevgi varsa umut, sabır, merhamet, şefkat de vardır.
Hayatın koşuşturmacasında bu dört değeri gözden kaçırmayalım. Dilerim her sabah sağlıklı bir bedenle uyanır, tok bir gönülle güne başlar, güven dolu yüreklerle yol alır ve sevgiyi hem alıp hem verebildiğimiz bir ömür yaşarız. Hayatın en değerli hazineleri hep bizimle olsun…
Ve her nefesimiz; sağlık, huzur, sevgi ve mutlulukla dolsun…
Yorum yapın