Kabri hakkında pek çok efsane anlatılan bu Hasan Baba hakkında M.Yasa ile H. Korkut, Şakayık-ı Numaniye’den naklen Hasan Baba hakkında şu bilgileri veriyorlar:
“Bursa’da metfun Emir Buhari hazretleriyle münasebet tesis etmiştir. Emir Sultan vefat edeceği zaman yanındaki muhipleri irşat için makamlarına birini tavsiye veya tayin etmesini söylediler. Bunun üzerine Emir Sultan Hazretleri buyururlar:
“Öldüğüm zaman sırra vakıf olan filan kimseyi bulursunuz. işte ancak o zatın vereceği cevaba bağlıdır. Bunun üzerine Sultan’ın tarif ettiği şahsı bulup, arzularını söylerler, kabul etmesi için ricada bulunurlar: ilk defa bunu reddeden Hasan Baba, Emir Sultan’ın vasiyetini söylediklerinde kabul eder ve sırra vakıf olduğunu göstermek için ve diğerlerinin arzusu ile şöyle buyururlar:
Onlara “semaya bakınız,” buyurdular. Ol taife dahi çeşm-i zahir ile savb u semaya nazar idüp dide-yi batınla arş-ı muallaya teveccüh eylediklerinde Emir Sultan ile hocası Hasan’ı bir yerde cülus eylemiş gördüler. Bu vaka üzerine Hasan Baba’nın halifeliğe layık birisi olduğu anlaşılır.”
Büyük veli Emir Sultan’ın halifesi olduğunu böylece öğrenilen Hasan Baba’nın dindar ve alim birisidir.O, şimdi kabrinin bulunduğu ve o zamanlar Arap Hanının bir odası olan yerde yaşadığı için “Öldüğüm zaman beni buraya gömersiniz” diye vasiyet etmiş, öldükten sonra da bu vasiyeti yerine getirilmiştir. Hasan Baba’nın halife olmadan önce Zağnos Paşa Cami’nin helalarını temizlediği de söylenmektedir. Münzevi bir hayat sürmesine rağmen son derece alim bir zat olduğu, ilimizde Ayak Dedesi adıyla bilinen yatırın sahibi Şeyh Şemseddin Efendinin müridi olduğu da bilinmektedir.
Bu tarihi bilgilerin yanı sıra Hasan Baba hakkında pek çok efsane ve inanış da vardır. Bunlardan en önemlisi kabrinin yerinin değiştirilemeyişi hakkında anlatılanlardı. 1932 yılında Hasan Baba’nın kabrinin bulunduğu yer bir mezarlıkmış. Belediye buraya bir hal yaptırmak istemiş. Fakat yatıra kimse el sürememiştir. Hatta belediye bir ameleye mezarı kaldırması için talimat vermiş. Fakat amele mezarın başına geldiği vakit, her tarafını bir titreme alıp, kazmayı kabre vuramamış. Gece ise Hasan Baba, amelenin rüyasına girmiş. Bizim son yıllarda derlediğimiz bir efsaneye göre ise Hasan Baba’nın kabrinin yeri belirsiz miş. Bir asker bir gün yemek için karpuz ile peynir alıp bir ağacın dibine oturmuş. Yemeğini yedikten sonra kalkmak istemiş, ancak bir türlü yerinden doğrulamamış. Etrafına toplanan insanların yardımına rağmen asker bir türlü yerinden kalkamamış. Sonunda halktan birisi: “Karpuzun kabuklarını temizle!” demiş. Ancak temizlik yapıldıktan sonra asker kalkabilmiş. Bu olaydan sonra burada Hasan Baba’nın kabri olduğu anlaşılmış. Bu olaydan sonra buraya yerden bir iki metre yükseklikte, beyaz sıvalı, üst tarafı yeşil renkli sanduka şeklinde bir kabir yapılmıştır.