Sebebi her ne olursa olsun susmak; erdemli, asil, ahlaklı bir davranıştır. Çoğu zaman karşımızdaki nedenini anlamasa da aslında anlamı çok derin, anlattığı da çok fazladır susmanın!..

Susmak; küsmek demek değildir, aksine birçok şey ifade edilir susarak…

Bazen sevdiklerimizi kırmamak adına, kelimeleri sarf etmek yerine yutkunuruz. Çünkü en basit ve kolay yoldur, ağzına geleni fütursuzca atıp tutmak, ahkam kesmek, kırıp dökmek…

Asıl zor olanı susmak ve sabretmektir. Aslında susmak; olanca gücümüzle haykırmaktır. En önemlisi de sabit fikirli ya da sadece kendi fikirlerini önemseyen ve kendi fikirlerinin doğruluğunda sabitlenip kalmış, bencil insanların bulunduğu ortamlarda onlarla aynı seviyede olmadığımızın bir göstergesidir…

Yine de zordur susmak!...

Susmayı becerebilmek gerçekten sabır işidir. Susmak, verilecek cevabı olmadığından değil, cesaretsizlik ya da kabullenmiş olmaktan da değildir. Susabilmek, aile terbiyesidir, asalettir ve de vicdandır. İşte bu yüzden herkesin harcı da değildir susmak!..

Eğer karşısındaki anlarsa, harfsiz, kelimesiz, cümlesiz, en usta ustaca verilmiş cevaptır susmak!..

“Konuşmak yaradılıştan, susmak akıldan gelir!” CHE LEHMANN

Yani susmak akıl işidir. Kimi zaman söylenemeyen bir öfke, kimi zaman da etkili bir cezadır, bazen de yanlış anlaşılmaların önüne geçmektir susmak!..

Susan insan sabırlı insandır, kalp kırmamak için Allah’ın hoşnutluğunu kazanabilmek için sabreden insandır…

Kimseye fırsat vermeden sürekli konuşan insan, sadece bencilliğinden değil, aynı zamanda basit ve çok akıllı olmayışından bu davranış şeklini sergiler…

Konuşmanın tek taraflı bir serzeniş, nutuk, terapi eylemi olmadığını çoğu insan unutmuş durumda ya da işlerine öyle geliyor. Aslında konuşmak, karşılıklı bir alışveriştir. Karşısındakini dinlemeden sürekli konuşmak, dinleyeni yoran, bıktıran, sinirlendiren, asabını bozan bir gürültü ortamı oluşturur ve sevimsiz bir hal alır!..

O yüzden önemini ve kıymetini bilmek gerekir…

Ne demiş büyüklerimiz: “Söz gümüşse sükut altındır!”

Konfucius ise “Az konuşmaktan pek az, çok konuşmaktan sık sık pişman olunur!” demiş, susmaya ve konuşmamaya dair…

Düşünürler, bilim insanları, tarih araştırmacıları, psikologlar, atalarımız, bu işin ustaları, erbapları bu alanda asıl ahkam kesmesi gerekenler, bu konuda o kadar güzel sözler söylemişler, yazılar kaleme almışlar ki almak, anlamak isteyenlere sayfalar yetmez ve ben de sadece birkaçına değindim bu yazımda…

Sonuç olarak; insan kendi söylediğinin doğru olduğunu, karşısındakine hırsla, bencillikle, fütursuzca saldırarak ancak bir kere dayatabilir. Susmasını beceremeyen düşünerek konuşsun. Bunu da beceremiyorsa yani düşünemiyorsa da yazık olur, kıymetli değerler yok olur, ilişkiler tükenir sona erer!..