AKP Genel Başkanı Erdoğan geçen yıl seçimlerden önce yaptığı bir konuşmada ‘bilindik derin tarih bilgisiyle’ İYİ Parti’nin o zaman ki lideri Meral Akşener’e şu sözlerle yüklenmişti: “Abdülhamit Sultan’a dil uzatan, laf atan hanımefendiye şunu sormak lazımdır. 33 yıl hasta dev diye takdim edilen Osmanlı’yı bir karış toprak kaybetmeden yöneten Sultan Abdülhamit’e hakaret haddini aşmaktır. Meral Hanım, sen kim Sultan Abdülhamit’e saygısızlık etmek kim!..” Kimi tarihçilere göre AKP Genel Başkanı Erdoğan tarih ile inatlaşarak, aslında apaçık bilinen Abdülhamit gerçeğini tam tersinden tekrarlamayı yakın zamana kadar sürdürmekteydi. Üstelik 2. Abdülhamit’e yönelik bu türden eleştirileri siyasete ara verdiği dönemde üniversite düzeyinde tarih dersleri veren Meral Akşener yapıyor iken…
Tarih kitapları açıkça gerçeği yazmaktadır; 2. Abdülhamit’in Tunus, Kıbrıs, Sırbistan, Mısır dahil 1 milyon 592 bin 805 kilometrekare toprak kaybettiği bilimsel bir gerçek olarak ortadadır. “Abdülhamit Han’ın Tek karış toprak kaybı yoktur” yalanı, Kadir Mısıroğlu adını taşıyan ‘tescilli Atatürk düşmanı’ sözde tarihçiye ait koskoca bir yalandır. Tarihten anlayan ve tarihi iyi bilen kimi köşe yazarları Erdoğan’ın kendisini Abdülhamit’in bir yansıması, partisinin ideolojik yapısını ise Osmanlı’nın devamı gibi gördüğünü iddia etmekte öne sürmektedir. Yerinde yersiz, ilgili ilgisiz buldukları her fırsatta Abdülhamit’i sürekli yücelten AK Partililer ve onların yandaşları, TRT ve yandaş kanallarda ‘yüksek maliyetli tarihi gerçekleri saptıran özel sipariş’ dizilerle tarihi çarpıtmaya ve kendi yanlış ezberlerini topluma şırınga etme çabalarını sürdürmektedir! Aklınca böyle yaparak Cumhuriyetten bağımsız bir tarihi arka plan yaratarak Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile bir bakıma hesaplaşıyorlar!..
Aslına bakarsanız, Erdoğan ile Abdülhamit arasında ciddi benzerlikler bulunmaktadır. Sultan Abdülhamit, Osmanlı’yı borç batağına sokan, Galata bankerlerinin imparatorluğun tüm birikimlerine çökmesine neden olan, ‘Düyunu Umumiye’ olarak bilinen sömürge tipi borç idaresinin ve Osmanlı’nın yıkım sürecinin mimarıdır. Recep Tayyip Erdoğan da Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanmasını Londra bankerlerine yapan, dünyanın en yüksek faizlerinden biri ile faiz lobisine, yabancı bankerlere vergilerimizi oluk oluk akıtırcasına aktaran ‘yap işlet devret’ modeli projelerle, şehir hastanelerinden köprü ve otoyollara kadar, on yıllarca ödeyeceğimiz fahiş borç yükünü milletin sırtına yükleyip bırakan ekonomik kriz ve bunalım sürecinin mimarı sayılmaktadır. Sultan Abdülhamit, Mustafa Kemal Atatürk dahil o dönemin yurtseverleri hapse atan, 33 yıl boyunca baskı ve korku rejimi ile ülkesini yöneten bir padişah değil midir? Recep Tayyip Erdoğan da iktidarda olduğu yıllar boyunca özellikle 2016’daki hain darbe kalkışmasına kadar olan süreçte FETÖ destekli olarak ülkesinde sürekli operasyonlar ve kumpas davalarıyla muhalifleri baskı altına alan, yargı sopası ile muhalifleri sindirmeye çalışan hatta bazılarını sindiren bir parti lideri değil midir? Sultan Abdülhamit milyonlarca metrekare toprak kaybedilmesini hiçbir şey yapmadan izlerken, Recep Tayyip Erdoğan da Yunanistan’ın Ege’deki aslında bizim sayılan ada ve adacıkların, kayalıkların birer birer işgal edilmesini kayıtsızca izlemedi mi, halen de izlemiyor mu?..
Sultan 2. Abdülhamit ile AKP Genel Başkanı Erdoğan arasında epeyce benzerlikler bulunmaktadır ama şimdilik benim aklıma gelenler bunlardır. Daha çok anlatılacak yazılacaklar vardır ama daha fazla uzatmanın gereği yoktur. Çok merak eden varsa açıp tarih kitaplarındaki gerçekleri okusun, anlasın, idrak etsin. Daha ne söyleyeyim ne yazayım Allah aşkına sorarım sizlere!..
Yorum yapın