Barış Manço Danimarka’ya konser için gider. Konser sonrası başkent Kopenhag'da dolaşırken birkaç Kral heykeli görür. Yanındaki Danimarkalı rehbere sorar:
- Bunlar kim?
- Bunlar bizim krallarımız.
Bunun üzerine Barış Manço
- Kazandıkları savaş var mı?
- Hayır yok.
- Peki, o zaman niye heykellerini diktiniz?
- Ne olursa olsun onlar bizim atalarımız.
Barış Manço buna çok üzülür ve şöyle der:
- Biliyor musunuz? Biz Türk milleti tarihin en büyük Hakanlarına ve Padişahlarına sahibiz. Ne yazık ki, halkımızın bir bölümü bu muhteşem insanlara düşman olmuş durumdalar.

DAVULCUNUN CEVABI
2 Kasım 1919 günü Maraş’ı Fransız askerleri istilâ edeceklerdi. Fransızların Maraş’a ilk gi-rişlerinde bütün yerli Ermeniler bayram sevinci ile Fransızları karşılama hazırlığı yapıyorlardı. Bu arada davul zurna çaldırtarak şenlik yaptırmak, karşılama töreni yapmak arzusunu duyanlar, geçimi çalgı çalıp para kazanmak olan aptallardan red cevabı alırlar.
Bunun üzerine yerli Ermenilerin en zenginlerinden olan Kuyucaklı Hırlakyan, aptalları çağırtıp onlara bu iş karşılığında davullarını dolduracak kadar altın vereceğini vaat edince, aptalların başkanı Halil Ağa, şu cevabı verir:
“Çalamayız!.. Çalamayız!.. Biz altın için gâvuru karşılamaya gidemeyiz! Bu iş imanla, vatanla alâkalıdır...”

KUŞKONMAZ CAMİİ
Önce Anadolu, sonra Rumeli Beylerbeyi olan Şemsi Ahmet Paşa titizliği ile tanınırdı. Bir cami yaptırmak istiyor ama kuşların camiyi kirletecek olması kendisini rahatsız ediyordu. Bir gün Mimar Sinan’a bu derdini açtı. Koca Sinan dedi ki:
“Paşam siz endişe buyurmayın. Size de kuşların kirletemeyeceği bir cami yaparım.”
1580 yılında Üsküdar sahiline bir cami yapıldı. Cami’nin olduğu yerde kuzey ve güneyden gelen 2 farklı keskin rüzgârlar çakıştığı için kuşlar konamıyordu. Başlangıçta, bu camiye banisinin Şemsi Ahmet Paşa Camii ismi verilse de, halk arasında Kuş Konmaz Camii diye meşhur oldu.

MERAKLISI VARMIŞ
Aşırı hızla giden arabayı durduran trafik polisi şoföre seslenir:
- Ver şu ehliyetini! Maalesef memur bey. Biraz önce sizden daha meraklı biri çıktı, ona verdim efendim.