Eğitimin hayli tartışıldığı şu günlerde milyonlarca öğrencimizin zarar gördüğünü kaç kişi düşünüyor acaba. Bir taraftan tarikatlar diğer taraftan tarikatların etkisinde kalan bakanlık günden güne gerileyen eğitim okuduğunu anlayamayan öğrenciler okula boş gidip gelen beslenme çantaları iki düşünce arasına sıkıştırılmış müfredat, mescide çevrilen okullar, zorunlu olması gereken kültür derslerinin seçmeli yapılması, gün ışımadan yollara düşen öğrenciler.
İster istemez eğitim sistemimiz nereye gidiyor diye bizleri düşünceye sevk ediyor. Sahi eğitimimiz nereye gidiyor? Milli Eğitim’in Diyanetle imzaladığı protokolle derslere giren imamlar öğrencileri eğiteceklermiş aslında bu olay yeni değil temelleri çok eskiden atılmış bu projeyi alıştıra alıştıra sundular 2018 Kasım’ında Bursa Valisi Yakup Canbolat, İl Müftüsü İzani Turan ve Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Sabahattin Dülger’in ortak imzaladığı protokol de bakın amaç nelermiş.
Aynen aktarıyorum. “Bu protokol ile örgün ve yaygın eğitim kapsamındaki din eğitimi ve öğretimi faaliyetlerinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Müftülüğü iş birliği çerçevesinde temel eğitim ve orta öğretim çağındaki öğrencilerimize milli manevi ahlaki insani ve kültürel değerlerimizin benimsetilmesi onların mesleki akademik sportif sanatsal kültürel sosyal ve yabancı dil gibi alanlarda yeteneklerini ortaya çıkarılması ve geliştirilmesi onlara çağımızın gerektirdiği gibi ve becerilerin kazandırılması öğretmenlerin ve din görevlilerinin mesleki gelişmelerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır” deniliyor.
İmzalanan bu protokolün imzalandığı tarih 2018 yani beş yıl olmuş bu kadar zamandır bu ülkenin aydınların muhalefetin neden sesi çıkmadı neden yapılanların yanlış olduğu söylenmedi imzalanan protokol de Ahlaki insani ve kültürel değerlerimizi benimsetmek diye bir madde yer alıyor peki İl müftülükleri eğitime burnunu sokmadan bizim çocuklarımız ahlaksız mıydı? kültürsüz müydü? imamlar yabancı dil öğretecekmiş hangi imam İngilizce, Almanca, Fransızca biliyor. Yabancı dil dediğiniz Arapça ise bırakın çocuklarımızla uğraşmayın kısacası düşün yakamızdan bu yazımı okuyan bazı kişilerin bana kızabileceğini sanmıyorum ama kızanlarda olabilir ben hiçbir zaman ön yargılı olmadım ancak çocuklarımızın okuduğunu anlamayacak duruma gelmelerini bu sistem getirmedi mi? sistemin aksayan yerlerini düzeltmeniz gerekirken imamları okullara sokmanız laikliğe darbeden başka ne olabilir tarikatların yaptıkları göz önünde dururken güven ortadan kalkmışken çocuklarımızı rahat bırakın demekten başka söylenecek başka bir sözümüz yok.
Atatürkçü laik ve yurt sever öğretmenlerimiz bu ülkeyi ayağa kaldıracak gençlerimizi yetiştirebilir hiçbir yan kurum ve kuruluşa ihtiyaç yok öğretmen camiye gidip imamın işine karışmıyorsa imamda öğretmenin işine karışmasın yeter.
Her şeyi hallettik aile dersimiz kalmıştı şükürler osun MEB bunu da düşünüp Türk Aile Tarihi dersini müfredata koyuverdi. Ortaokul ve lisede seçmeli ders olarak görülecek bu derste öğrenciler Türk ailesinin tarihçesini araştıracak konuyla ilgili filmler izleyip eskiden yazılmış mektupları araştıracak.
Düşündüğümüzde zararsız gibi gözüküyor ancak en büyük zararı bu dersler sonrası iktidarın göreceği kesin zira eskiyi araştıracak öğrenciler Köy Enstitülerinin nasıl kapatıldığını öğrenecekler eskiden bir babanın tek maaşla üç çocuğunu nasıl okutup büyüttüğünü şu anda bir ailede üç kişinin çalışmasına rağmen karınlarını anca doyurduklarını fark edecekler eskiden anne ve babaların öğrenciyken okullarında imamların derslere girmediği, halde coğrafya dersinde hangi dağın hangi ilde olduğunu hangi nehir nereden doğar nereye akar, kısacası göller ormanlar her şeyi öğrendiklerini tarım dersi olduğunu ve bitki nasıl çapalandığını yurttaşlık bilgisi dersi olduğunu bu derste ailelerin tüm rütbeleri öğrendiğini bu çocuklar öğrenince eğitimi kuşa çevirmişsiniz demezler mi? bu nedenle bu müfredat için bir daha düşünün.
Yorum yapın