DEPREM FACİASI

Çok değerli okuyucularım:

Yine sizlerle beraberim. Pandemiden önce epey bir süre siz değerli Demokrat Gazetesi okurlarımla beraberdim. Ancak pandeminin etkisi ve kitap yazma işinin yoğunluğu nedeniyle demokrat gazetesinde yazı yazmaya bir süre ara vermiştim ama birkaç gün önce çok değerli Soner Kardeşimin ricası üzerine yine Demokrat gazetesinde yazı yazmaya ve siz değerli okurlarımla beraber olmaya karar verdim. Haftada bir gün köşemde siz değerli okurlarımla beraber olacağım. Herkese sağlık sıhhat ve esenlikler dileyerek merhaba diyorum.

YİNE DEPREM

Ülkemiz 6 Şubat 2023 günü sabahı kara bir haberle uyandı. Pazartesi gecesi saat 04.15 merkezi K.Maraş Pazarcık ilçesi olmak üzere 10 ilde meydana gelen 7,7 şiddetinde ki depremle sarsıldı ve Türkiye büyük bir deprem kâbusu ile bir kere daha yüzleşti. Deprem Güneydoğu ve Akdenizde toplam 13 milyon nüfuslu 10 ilde ağır yıkıma yol açtı.130 atom bombasına eş değer deprem on ilde binlerce binayı yerle bir etti. Binlerce insan yıkılan binaların altında kaldı. Sarsıntı Suriye Mısır İsrail hatta Gürcistanda bile hissedildi ve Suriyede de birçok ölüm meydana geldi. Bu deprem son yüzyılın en büyük etki alanı olan bir deprem oldu. Öyle ki bu deprem etki alanı bakımından 84 yıl önce 1939 da meydana gelen 7.9 luk Erzincan depremini geride bıraktı. Zira o deprem sadece Erzincan iliyle sınırlı kalmıştı. Yine Pazartesi günü bu defa K.maraşın Elbistan ilçesinde 7,6 şiddetinde bir deprem daha olmuş yine binlerce bina yerle bir olmuştu. En büyüğü 6,6 olmak üzere birçok artçı deprem olmuş ve uzmanların belirttiğine göre bu artçı depremlerin iki yıl süreceği açıklandı.

Ne yazık ki bu deprem ne ilktir ne de son olacaktır. Malesef ülkemiz büyük bir deprem kuşağı üzerinde ve dünyada en çok depreme maruz kalan ülkelerden biri. Belli aralıklarla bu deprem gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz ve her defasında acı gerçekle yüzleşiyoruz. Ancak bu defa ki gerçekten çok korkunç acımasız bir şekilde geldi ve hepimizi çaresiz bıraktı. En acı yanı mevsimin kış olması ve zoru soğukla mücadele ederken açlıkla susuzlukla mücadele ederken yıkılan binaların altında kalanların çaresiz acı ve gözyaşı içerisinde kurtarılmasını beklerken elimizin kolumuzun bağlı kalması. Endişeli çaresiz umutlu bir bekleyiş. Tarifi olmayan bir felaket yaşıyoruz.Şu anda 13 bine yaklaşan ölü ve 63 bine yaklaşan yaralı sayısı daha da artacak gibi görünüyor.İnşallah en az hasarla en kısa zamanda bu badireyi atlatırız.

Bu depremlerin en acı tarafı ve en büyük yıkıcı yanı gece meydana gelmeleri ve milleti uykuda yakalaması oluyor.1939 da Erzincan da yaşanan en büyük deprem gece saat 02.00 de meydana gelmiş ve 39 bin kişi ölmüştür.

1999 da merkez üssü Gölcük olan körfez depremi gece saat 03.00 da meydana gelmiş ve 17 bin kişi ölmüş binlerce insanımız yaralanmıştır.

Ve yine son yaşadığımız K.Maraş merkezli deprem de Pazartesi Sabaha doğru 04.15 te meydana gelmiş, yıkım, hasar, ölümler ve yaralanmalar çok büyük olmuştur.

Ülkemiz bir deprem bölgesi ve dünyada en çok deprem yaşayan ülkelerden birisi. Yine çok şeyler yazılacak söylenecek ve uzmanlar anlatmaya devam edecekler. Bir zaman sonra her şey normale dönünce depremi yine unutmaya başlayacağız. Bir türlü yaşadığımız onca acı ve felaketlerden ders almıyoruz ve bir süre sonra her şeyi unutuyoruz. En büyük sıkıntı burada. Uzmanlar o kadar uyarıyor anlatıyor –insanı deprem öldürmez bina öldürür –diye ama ne yazık ki ders almıyoruz. Zemin araştırması yapmadan her yere ev yapılması malzemeden çalınması denetim noksanlığı ve başka nedenlerden dolayı her depremde çok büyük kayıplar veriyoruz. Bunun iyi incelenmesi ve buna göre tedbirlerin alınması gerektiğine inanıyorum. Bu konuda yazmaya devam edeceğiz.

Sağlık ve esenlik dileklerimle.