Halk arasında cemrelerin düşmesi, her yıl baharın geldiğinin müjdesi olarak kabul edilir. Cemreler, doğanın uyanışını simgeler. Bu yıl da cemreler, 20 Şubat'tan başlayarak birer hafta arayla düştü. İlk cemre 19-20 Şubat’ta havaya düştü, ikincisi 27 Şubat’ta suya, son cemre ise 6 Mart’ta toprağa düştü. Her bir cemre, doğada farklı bir değişim sürecinin başladığını gösteriyor.

Cemrelerin düşüşü aslında halk arasında çok önemli bir yer tutar. Havaya düşen cemre, sıcaklıkların artmaya başladığını; suya düşen cemre, suyun ısındığını ve yaşamın suyla buluşmaya başladığını; son olarak toprağa düşen cemre ise toprakta yeşeren canlıların habercisi olur. Üçüncü cemre düşmeden önce, kışın soğuk günleri bir şekilde hala hissedilirken, bu son cemreyle birlikte doğa canlanır ve bahar gelmiş olur. İşte, cemreler böyle bir anlam taşır.

Cemrelerin düşüşü, sadece doğadaki değişimi işaret etmekle kalmaz, aynı zamanda biz insanlar için de önemli bir zaman dilimidir. Cemrelerin ardından gelen günlerde, havalar ısınmaya, güneş daha çok yüzünü göstermeye başlar. Çevremizdeki ağaçlar, çiçekler yavaş yavaş büyümeye ve renklenmeye başlar. Kısacası, her şey taze bir başlangıç için hazırlanır. Baharın gelişi, doğanın uyanışı gibi bizlere de yeni başlangıçlar yapma cesareti verir.

Baharı beklemek, aslında içinde büyük bir umut taşır. Kışın o soğuk, gri ve karanlık günlerinden sonra baharın gelişi, insanı adeta yeniden hayata bağlar. Cemrelerin her birinin düşmesi, içimizdeki umutları canlandırır. Her şeyin yenilendiği, doğanın canlandığı bu dönemde biz de hayatımıza yenilikler katabiliriz. Belki de kış boyunca ertelenmiş işler vardır, belki de yeni bir başlangıç yapma zamanı gelmiştir. Cemreler, tüm bu yeniliklere zemin hazırlar.

Bu dönem, aynı zamanda içsel bir temizlik yapmamız için de fırsat olabilir. Bahar temizliği yaparken, sadece evimizi değil, ruhumuzu da temizleyebiliriz. Cemrelerin her biri, bir nevi bizlere “yeni bir şeyler başlatın” diyor gibi. İnsanlar bazen hayatta bir adım atmak için cesaret bulamazlar, işte cemreler bu cesareti bulmamız için bir fırsat sunar. Birçok kişi, bahar geldiğinde daha enerjik hisseder. Güneşin ışıkları, doğanın yeşermesi, hayatımıza taze bir hava katar.

Cemrelerin düşmesiyle birlikte, doğanın bizlere sunduğu güzellikler de hızla ortaya çıkar. Parklar yeşerir, çiçekler açar, ağaçlar daha canlı görünür. İnsanın içi açılır, doğa ile iç içe olmak, sadece fiziksel değil ruhsal olarak da insanı rahatlatır. Baharın gelişi, bir bakıma insanın içindeki sıkıntılardan kurtulma zamanıdır. Yeni bir başlangıç yapmak, yeni hedefler koymak, hayatı daha fazla kucaklamak için en iyi zamanlardan biridir.

Tabii, cemrelerin düştüğü zamanlar her ne kadar baharın gelişiyle ilişkilendirilse de mevsim değişikliklerinin de bazı zorlukları olabilir. Özellikle alerjisi olanlar, bu dönemlerde polenlerin etkisiyle zorlanabilir. Ancak, tüm bu zorluklar geçicidir. Bir süre sonra, doğanın canlanmasıyla birlikte, insanın ruhu da canlanır.

Baharın gelişi, sadece dışarıda bir değişiklik değil, içsel bir yenilik anlamına da gelir. Artık daha uzun günler, daha fazla güneş ışığı, daha fazla doğa ile iç içe olma zamanı. Doğanın yeniden uyanması, tıpkı bizlerin de yenilenmeye, değişmeye başlamamız için bir fırsat olabilir. Cemrelerin düşüşüyle birlikte, belki de biz de hayatımızda bir değişiklik yapabiliriz.