Bu gün Çanakkale Zaferinin 109.yıldönümüdür.                                    

        Çanakkale Boğaz Savaşı 3 Kasım 1914 te başladı.18 Marta kadar Deniz savaşları, 9 Ocak 1916 kadar da Kara savaşları sürmüştür.             

   Tarihin gördüğü belki de en büyük savaşlardan biride Çanakkale Zaferidir. Dünyanın en büyük donanmasına karşı kazanılmış bir zaferdir Çanakkale boğaz savaşı.Çanakkale de iki ordu değil iki medeniyet çarpışmıştır. Yine yedi düvele karşı kazanılmış bir kara savaşlarının en büyük zaferinin yaşandığı yerdir Çanakkale. Çanakkale zaferi öyle bir öyle bir zaferdir ki Tarih boyunca ne unutulur ve ne de Çanakkale de yaşanan birçok mucize hafızalardan silinir. Çanakkale Zaferi yokluk, yoksulluk ve en zor dönemde kazanılmıştır. Maddi, siyasi ve askeri açıdan devletin en zayıf ve tıkandığı bir zamanda meydana gelmiştir. Yokluğun çaresizliğin ve maddi imkânların nereyse tabana vurduğu ama düşmanların ise çok güçlü bulunduğu bir savaştır. On dört ay denizde ve karada devam eden bu savaşların günümüze vuran birçok yansıması vardır. Osmanlının bu son ve muhteşem kükreyişi hem muhteşem bir kahramanlık örneğiydi, hem de emsalsiz insani güzellikler sergisiydi. Dedelerimizin savaşta düşmana gösterdiği dostluk bütün dünyanın takdirine mazhar olmuştur. Savaşa, kine katılan bu güzellik Çanakkale’yi son insani savaş olarak tarif ettirmiştir.

  Çanakkale eriyle subayıyla bütün bir milletin yekvücut olması demekti. Bu birlik maddeten çok üstün güçlere galip gelmiştir. Bu imkânsızlık ve sıkıntılara rağmen Çanakkale savaşı nasıl kazanıldı?

  Bu zaferin bir tek doğru izahı vardır: O da Mehmetçiğin imanıdır.’Ölürsem şehit kalırsam Gazi’ dedirten iman askerlerimizi kahramanlaştırmıştır. Kana, kine ve inanılmaz bir ateş sağanağına rağmen Mehmetçik adının ilham ettiği imanı hiç unutmamış bir gül bahçesine girercesine şahadete koşmuştur. Yine bu imanladır ki fedakârlığın her türlüsüne, açlığa, susuzluğa, yokluğa, acıya, yaralanmaya sabırla katlanmış, yılmamış, yıkılmamıştır. Mehmetçiği ayakta tutan bu güç düşmanlarını bile şaşkına çevirmiştir. Zira böylesine bir direnci onlar, değil düşünmek hayal bile edememişlerdi. Düşman cephe her ihtimali hesaba katmıştı ama bu imanın kahramanlaştırma derecesini bilememişti. Orda savaşan Mehmetçikler bir hilal uğruna din, bayrak, vatan millet devlet ezan ve namus uğruna devrilen genç çınarlardı. Onlar öyle kahramanlardır ki tarihe sığmazlardı, sığamadılar. Onlar öyle kahramanlardı ki taarruza değil ölüme, şehitliğe ve cennete gittiler. Onlar öyle büyük ve mübarektiler ki onlara bu ufuklar dar gelmiş bu cihet onları alamamıştır. Onlar Hakkın veli kullarıydı. Onlar o kadar velidiler ki Peygamber Efendimiz onları kollarını Aguşunu (Kucağını açarak karşılar. Onlar gözlerini kırpmadan en büyük makam olan şehitlik makamına ulaşarak bizlere bu vatanı armağan ettiler. Genç yaşta canlarını feda ederek vatanlarını istiklallerini milletlerini kurtardılar. Onlar sayesinde namusumuz çiğnenmedi çiğnenmeyecek.

  Mehmetçik Çanakkale de binlerce insanlık dersi verdi. Şimdi aradan bir asır bile geçmeden bırakın düşmanlarını, dostları, hatta çocukları ve torunları dahi o insanlık örnekleriyle yabancılaştı. O güzelim ve ibretlik insanlık tabloları unutuluverdi. Mehmetçiğin Çanakkale de yaşattığı insanlığa bütün dünya şimdi daha çok muhtaçtır. Çünkü açık ve örtülü savaşlarda yine acımasızlıklar, sömürüler, bencillikler yaşanıyor, yine insanlar küçük çıkarlar uğruna açlığa ve ölüme terk ediliyor, özelliklede Müslümanlar yine dünyanın her yerinde kana gözyaşına zülüme ve acıya boğuluyor.

Dünyayı yeniden ve bir daha merhametle, vicdanla, sevgiyle şefkatle ve insanlıkla kim tanıştıracak? Bu insanlık görevi herkesten önce Çanakkale Savaşında bu güzellikleri yaşayanların torunlarına düşmez mi? Yani bize, size hepimize düşen ve alternatifi olmayan bir görevdir bu. İnsanlık ya yeniden ve bir daha kendine gelerek, yaratılış gayesini hatırlayıp dünyaya yaşanılacak bir hayatı gösterecek ya da gelişini hazırlandığı kıyameti bekleyecektir.

 Çanakkale zaferi hem Balkan savaşlarında ki acı yenilgimizin hüznünü giderdi, hem de İstiklal savaşımıza güç verdi. Çanakkale Savaşı nasıl Mustafa Kemal, Seyit Onbaşı ve Yahya Çavuşların fedakârlıkları sayesinde kazanıldıysa İstiklal Savaşı da yine Mustafa Kemaller ve Ali Çavuşların tecrübe morali ve aynı cephede saf tutmasıyla kazanıldı. Biz orada sadece bir savaş kazanmadık aynı zaman da dünyaya bir insanlık cersi verdik. Bize karşı savaşan ve ölen askerler için Atatürk ün söylediği şu sözler bizim düşmanımız için bile olsa gösterdiğimiz insanlık örneği olarak tarihe geçmiştir.

‘Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar, burada bir vatan toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçikle yan yana ve koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarımız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır’

 İnanıyoruz ki yeniden Çanakkale ruhunu ve bir daha Kuva-yı Milliye aşkını kazanırsak maddeten ve manen çok güçleneceğiz, önümüz açılacak ve biz, bir daha dünyaya insanlık nedir gösterebileceğiz.

 Bütün mesele Çanakkale nin o zor ve çetin günlerinde var olup ta bugün kaybettiğimiz o ruh nasıl bir şeydi? Ne zaman ki gencimizle yaşlımızla kadın ve erkeğimizle ve bilhassa gelecek nesillerimizle bu ruhu yeniden yakalarsak sırtımız yere gelmeyecektir. Sağlık ve esenlik dileklerimle.Aslan TORUN