Şimdiye kadar yazdıklarımın çoğu az da olsa siyaset kokuyordu. Bu yazımda aynı olacak  zira bizi ister istemez siyasete alıştırdılar; günümüz Türkiye’sinde merada koyun güden  çoban bile siyasete bulaşıyor neden mi?

Aldığı yem ile sattığı sütün arasında oluşan fiyat farkından dolayı çoban bakıyor koyunculuk para kazanmıyor, satıyor koyunları haydi kahveye peki kahvede ne var A haber kanalı var, TGRT var Ülke TV  var kısacası  iktidar televizyonları  hal böyle olunca çoban  dinliyor siyasileri ve siyasete bulaşıyor yani o adamla sıkıyorsa bir otur konuş. İki lafta seni susturmasa o zaman gör çoban Mehmet Şimşek Bakanı dinledi ne dedi Şimşek “Emeklimizi, işçimizi yirmi yıldır enflasyona ezdirmedik ezdirmeyeceğiz”  peki Sayın Cumhur Başkanımız Erdoğan ne dedi “Emeklimizi seçimden seçime hatırlayan  muhalefet  başta olmak üzere  kimsenin aramızı bozmasına müsaade etmeyeceğiz.”

Koyunlarını satan çoban kahvede bunları dinleyince muhalefeti suçlamaya başlıyor ve vay be muhalefetin yaptığına bak bizi sadece seçimden seçime hatırlıyormuş deyip başlıyor siyaset yapmaya bu çoban kardeşimin anlayamadığı tek şey Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur  Göktaş’ın   sözleri olmuş  ne demişti Bakan  “Üniversite öğrencilerine kalkın dünyayı gezin ve görün demişti” ancak nasıl ve neyle gezileceği konusunu sır gibi saklamıştı. Yazık bizim çoban kardeşimiz bile anlamamış anlasaydı vallahi oda gezmeye kalkardı.

Şimdi ben biraz kafa yormak istiyorum sayın bakan durup dururken bu lafları etmez asgari ücretin 17 bin 2 lira olduğunu, emekli maaşının 10 bin TL olduğunu sanırım biliyordur. Üniversitesi olan illerimizde şehir içi ulaşım yemek ve barınma giderlerini de biliyordur.  Acaba ileride  çalışmaya başlayınca gezin demiş olmasın mutlaka öyledir evet evet öyledir yoksa bir öğrenciye kalkın dünyayı gezin görün denmez. Yanlış anlamışız buraya kadar iktidarı suçlar gibi yazdığımı sanıyorsunuz hayır öyle değil işte  Bakın  muhalefet neler söylüyor  ben tarafsız bir gözle  bakıyorum ve iktidar muhalefet  yanlışsa yazıyorum.

 Muhalefet “TÜİK’in yaptığı son enflasyon hesaplamasında emeklinin cebinden 10 bin lira buharlaştı” dedi. Bu tamamen yalan TÜİK emeklinin cebinden 10 bin lirayı çaldı çaldı. Gerçekleri söyleseniz ne olur sanki Türkiye İstatistik Kurumu  (TÜİK) işçilere gelince niye böyle davranır bilmiyorum.

Bu istatistikleri birde bakan, milletvekili maaşlarına yansıt senin dürüst davrandığına inanayım  emekliye hiç yok Bakan Şimşek’in maaş artışı 46 bin lira vallahi insaf billahi insaf Şimşek Maliye Bakanı  peki ne yaptı hamleleri neler enflasyon tek hanelere nasıl inecek var mı reçete? Yok halka vergileri yüklemekle, enflasyonla falan inmez.

Üretim olacak, teknoloji olacak, adalet olacak, eğitim olacak pazarda vatandaş limonu 100 liradan almayacak. Bir yıl önce limon bahçede bir liraya alıcı bekliyordu kimse almadı peki ne oldu vatandaşın çoğu limon bahçelerinde ağaçları kökledi destekleme yetersiz gübre ilaç mazot pahalı olunca sonuç limon 100 lira bunun böyle olacağının ön görüsünü bilemiyorsanız vatandaşı enflasyona ezdirmedik dersiniz ama sadece çobanlar inanır.

Sayın  bakan Ege’nin her yanı tütün tarlalarıyla doluydu ne yazık ki siz yok ettiniz. Pamuk öyle pancar desen ekimi yapılmıyor yakında patatesi pazarda bulmak mümkün olmayacak bunların nedenleri sürekli kafamda soru işaretleri sürekli iktidarı eleştirip duruyoruz. Peki sivil toplum kuruluşları sütten çıkmış ak kaşık mı? Bu ülkede tarımı bitirdiniz diyoruz evet gerçekten de tarım bitti  bitmesine yardımcı olanlar var mı var. Bakın tarımın gelişmesinde ve büyümesinde öncü kuruluş olan  Ziraat odaları var. Birde TZOB var. Türkiye Ziraat Odaları Birliği bu kuruluş tarım için canını verir dememiz gerekirken  bu kuruma  üyeler sadece oy veriyor.  Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, Tarım Kredi Kooperatifleri Sakarya Bölge Birliği ve Fisko Birlik’te denetim kurulu üyeliği yaparken Türkiye Ziraat Odaları Birliği yönetim kurulu başkan vekilliğine getirilmiş.

2003 yılında ise başkan olmuş  yani  22 yıldan bu yana tarım için yanıp tutuşmuş ve Türkiye tarımını geliştirmek için bulunduğu koltuktan daha kalkmayacakmış. Peki tarımı halledenler olurda esnafı destekleyenler olmaz mı?  var tabiî ki TESK.

Türkiye  Esnaf Sanatkarlar  Konfederasyonu  Genel Başkanı  hani  esnasın başkanı  Bendevi Palandöken 1949 yılında Malatya da dünyaya gelmiş  buralar çok küçük deyip Başkente yerleşmiş  ve Cebecide bir Bakkal dükkanı açmış. 1965 yılında Ankara Bakkallar ve Bayiler Odası  denetim kurulu üyeliğine seçilmiş.  Zamanla Başkan vekilliği görevlerine getirilmiş  1984 dernek başkanlığına seçilmiş  tüm üyelerin oylarını alarak Ankara Bakkallar ve Bayiler odası Başkanlığına seçilmiş  esnaf kefalet kredi kooperatif başkanlığı Bakkallar ve Bayiler Federasyonu genel başkanlığı,  2010 yılında  Avrupa Akdeniz Esnaf Sanatkarları  İşletmeleri  ve Kobi  Birliği  (EUROMED) Başkan vekilliği,  Avrupa Birliği  Türkiye  Karma İstişare  Komitesi Üyeliği  Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DİEK) yönetim kurulu üyeliği  yapmış. Kısacası  Bendevi bey Malatya’dan Ankara’ya boşuna gelmemiş.

Allah uzun ömürler versin kenarda köşede kalan esnafları da yok ettikten sonra onların sorunları için iktidara  esnaf kan ağlıyor kirasını ödeyemiyor der sanırım. Bitti mi?  bunlar bitmez  vallahi billahi bitmez.  Vatanı için milleti için  üyeleri için gözüne bir gram uyku girmeyen bir şahıs daha var  merak ettiyseniz söylüyorum TÜED.

Türkiye Emekliler dernek Başkanı  Kazım Ergün  pamuk gibi olmuş saçlarıyla emeklilerle yatıp emeklilerle kalkan iyi yürekli Genel Başkan bende bir emekli olduğum için Genel Başkanım diyeyim bari. Bizim genel başkan 1946 yılında Zonguldak’ta dünyaya gelmiş yani 78 yaşında ama hala emekliler için bıkmadan yorulmadan koşuyor hayata Ereğli Kömür İşletmelerinde çalışarak başlamış  ardından siyasi parti, sendika, yapı kooperatifleri gibi görevlerde bulunmuş yani parayla pulla bir işi olmamış yapı kooperatiflerinde para dönmez zaten.

Ardından Kazım Ergün başkanımız 1996  yılında Türkiye İşçi Emeklileri  Zonguldak  Şube Başkanlığına seçilmiş ve 1999 yılında Türkiye  İşçi Emeklileri  Genel Sekreterliğine getirilmiş.  2000 yılında Genel Başkan Yardımcısı olmuş  ve 2002 yılında  Türkiye işçi Emeklileri Genel Başkanı olmuş  ve  22 yıldan bu yana genel başkan olarak görev yapıyor.

Başkan Ergün Ankara’da bir emekliler misafirhanesi yapmış ana doludan Anakara’ya giden emekliler konaklasın diye hayli duygulandım ve telefon edip burada kalma şartlarını sordum  hoş sesli nazik bir bayan “emekli misiniz” dedi. “evet” dedim.

“Bize üye misiniz” dedi. “Hayır” dedim.  “Üyelerimiz 600 lira üye olmayanlar 800 lira” dedi   fiyatlar bir yıl önce böyleydi ve bayana “Derneğe gidip üye olmak isterim” dediğimde “Hiç gerek yok gelin biz burada da üye yaparız” dedi. Yani kaçarın yok  22  yıldan bu yana emekli üyeleri için yanıp tutuşan  başkan ve 22 yılda topladıkları aidatlarla bir misafirhane yapmışsa  emekliler derneğimiz var demesin. 28 yıldan bu yana emekliler için çalıştığını söylemesine rağmen emekli her geçen gün eriyorsa “bizim konfederasyonumuz derneklerimiz” var demesin ve de 21 yıldan bu yana  Türkiye Ziraat Odaları Birliği başkanlığı yapmasına rağmen tarım bittiyse hiçbir çiftçi “benim ziraat odam var” demesin ve odamız var diye güvenmesin güvendiği dağlara çoktan karlar yağmış.