Bugün 23 Nisan…

Çocukların bayramı. Her yıl olduğu gibi, yine o coşkuyu, o içimizi kıpır kıpır eden heyecanı hissediyoruz. Çünkü bugün sadece bir bayram değil, milletin egemenliğini ilan ettiği, özgürlük tohumlarının atıldığı, aynı zamanda da dünyada çocuklara armağan edilen ilk ve tek bayram: Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı…

Sadece çocukların değil, içindeki çocuğu hiç kaybetmeyen herkesin bayramı aslında. Ne büyük bir düşünce ne kıymetli bir armağan…

Atatürk’ün ileri görüşlülüğü ile çocuklara armağan ettiği bu özel gün, aslında bir geleceğe umut bırakma şekli…

Her yıl 23 Nisan geldiğinde içimde çocukluğum canlanır. Rengârenk balonlar, bayrak cümbüşü, marşlar…

O günlerin heyecanı, coşkusu ve masumiyeti sarar içimi…  

Bu bayramın kalbimde başka bir yeri daha var. Bugün benim için sadece bir bayram değil…

Bugün aynı zamanda üç yıl önce kaybettiğim, hayatımdaki en özel insanın, annemin doğum günü. Üç yıldır bugün geldiğinde içimdeki sevinç ve özlem birbirine karışıyor hep. Bir yanım çocukların bayramını alkışlarken, bir yanım annemim yokluğuyla sessizce ağlıyor... 

Bazı insanlar gider ama sevgisi hep kalır…

Annem de onlardan biriydi…

Nerdeyse üç yıl bitecek annemi kaybedeli ama yokluğu hala ilk günkü kadar derin, ilk günkü kadar yakıcı…

Annemle aramızdaki bağ o kadar güçlüydü ki, bazılarını imrendirecek, bazılarını kıskandıracak cinsten!..

Biz sadece anne- kız değildik, iki sırdaş, iki dost, yeri geldiğinde abla kardeş, iki kafadar…

Biz birbirimizin dünyasıydık. Kalbimi en iyi anlayan oydu. Ne zaman gözüm dalıp gitse, içimden geçenleri sormadan anlardı. Sarılmasıyla geçerdi içimdeki fırtınalar. O gittiğinden beri eksildim…

           

23 Nisan….

Bir yanda çocukların bayramı, bir yanda da benim için buruk bir anma günü. Annemin doğum günü ama aynı zamanda yokluğunun bir kez daha içimi dağladığı gün. Bir doğum günü, bir ölüm gibi can yakıyor. Kutlayamadığım her doğum günü, sarılamadığım her yıl, içimde eksik bir sayfa olarak kalıyor.

Ama onun sevgisi, sesi, bakışı, gülüşü…

Hala benimle, hala içimde yaşıyor. Çünkü annem sevginin kendisiydi. Şefkatin, sabrın, merhametin, iyiliğin adıydı. O yüzden onu anmak bile yürek dolusu dua gibi geliyor…

Bugün 23 Nisan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı…

Benim için iki kat özel, iki kat duygusal bir gün. Bir yanda çocuklar için armağan edilmiş büyük bir sevinç günü, bir yanda da bana sevgiyi en derinden öğreten kadının doğduğu gün. Bu yüzden de ben, her 23 Nisan’da hem seviniyor hem yanıyorum. Çünkü hayat böyle bir şey; bazen bir gülüşle başlıyor, bir özlemle büyüyor.

İyi ki doğdun anneciğim.

İyi ki vardın, iyi ki abimle ben senin çocukların olduk. Senin hep dediğin gibi, ‘İki gözün, İki kuzun’ olduk.

Bugün bir bayram. Hem çocuklar için hem de kalbimin en kıymetli köşesinde yaşayan melek annem için…

Güzel ülkemin bütün çocuklarının ve içindeki çocuğu hep capcanlı tutan herkesin bayramı kutlu olsun…

Bu yazı, özlemin her gün yeniden filizlendiği ama sevginin hep taptaze kaldığı bir kalpten döküldü…