Hemen ‘ne demek bu yahu?’ Demeden önce birazdan yazacaklarıma, dolayısıyla anlatacaklarıma dikkat kesilin, en azından şöyle bir göz gezdirin lütfen!..

31 Mart yerel seçimlerine şunun şurasında iki buçuk aydan daha kısa bir süre kaldı, biliyorsunuz. Seçimlere bu kadar kısa bir süre kalmasına rağmen, sizlerde sanırım gözlüyor, izliyorsunuz ne ilçe belediye başkan adaylarından ne de büyükşehir belediye başkan adaylarından ‘ÇIT’ çıkmıyor, hiçbir aday, kamuoyuna dolayısıyla seçmene yönelik hiçbir proje sunmuyor, vaatte bulunmuyor, söz, kelam etmiyor!..

Varsa yoksa o adaylar, ya genel başkanlarına methiyeler, övgüler düzüyor, ya da düşük profilli halk dalkavukluğu yapmakla yetiniyorlar. Geçen hafta Balıkesir’in Karesi ilçesinde bir semt pazarında (şimdilik ismi lazım değil) büyükşehir belediye başkan adaylarından biriyle karşılaştım. Almış yanına kadınlı erkekli dokuz on kişi dolaşıyor, sözüm ona esnaf ile selamlaşıyor, hal hatır soruyor, kıt kanaat bütçesiyle alışveriş yapmaya çalışan çoğu benim gibi emekli vatandaşlara saygılarını sunuyor, oylarını istiyor. Bunlar olabilir, olacaktır da yadırgamıyorum, ancak bu tür seçim propaganda çalışmaları iş, olsun, laf olsun, yapıyormuş gibi yapılamaz, yapılmamalı!..

O başkan adayının ekibinden daha önceden tanıştığım biriyle ayaküstü kısa bir konuşmamız oldu. Ona dedim ki; “Yahu şu birlikte dolaştığınız gruptan başkan adayı ve senin dışında bir tane Balıkesirli göster, bu yaptığım eleştiri ve serzenişimi geri alıp özür dileyeceğim. Hiç böyle şey olur mu, Balıkesirli olmayanlarla dolaşıp Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmak için oy istenir mi? İstense bile bu Balıkesirliler size hiç oy verir mi?”

Sonrasında hızımı alamadım herhalde o büyükşehir belediye başkan adayının da duyacağı şekilde yüksek sesle adeta haykırdım; “İnanmayan, asla inandıramaz! Bunu asla unutmayın! Oyunu istediğiniz insanlara samimiyetle, sevgiyle yaklaşın, yapmacık davranmayın, dürüst olun, aksi halde her seçimde olduğu gibi yine hüsrana uğrarsınız!..”

O başkan adayı ‘sempatik görünümlü politikacı’ söylediklerimi duydu, duymadı bilemem ama ben ‘duysun’ diye yüksek sesle haykırdım. Eğer dönüp bana “Sen ne diyorsun, bir de bana anlat bakalım” deseydi eğer daha çok şeyler anlatmaya söylemeye hazırdım ama sadece boş boş bakmakla yetindi ve kafa selamı verip uzaktan, pazaryerinin bir başka bölümündeki kalabalığa yöneldi.

Buraya kadar anlattıklarım, örnekler vererek kısa anekdotlar aktarıp anlatmaya çalıştıklarım çerçevesinde şunu rahatlıkla söyleyebilirim; 31 yerel seçimleri öncesinde muhalefet kanadı ve o kanadın başat unsuru Cumhuriyet Halk Partisi adayları, parti örgütü kadroları ve hala aday adayı pozisyonundaki aparatları neyi nasıl yapacağını, nasıl yapılacağını gerçekten bilmeden, üstelik anlamadan dinlemeden, pusulasız biçimde dolaşıp durmayı bir marifet saymakta, buna inanmaktadır. Benim izlenim ve gözlemlerime dayalı öngörüm budur. İster kızsınlar ister bozulsunlar, benim penceremden baktığımda gördüğüm budur!...

Yahu ‘armut piş ağzıma düş!’ mantığıyla ya da mantıksızlığıyla, cahilce, şark kurnazı zihniyetiyle hele ki Balıkesir gibi bir yerde hiç seçim kazanılabilir mi?..

Bu işler planlı, programlı, tasarlanarak, inanmış gönüllü kitleleri coşturarak, bire bir seçmenin ayağına kadar gidip onlara dokunarak, kucaklaşarak ‘AİDİYET’ duygusunu tam anlamıyla içselleştirmelerini sağlayarak ancak mümkün olur yani seçimi ancak böyle kazanabilirsiniz. Yoksa ‘yapıyormuş gibi’ yaparak, ‘seçimi kolayca kazanacakmış’ gibi davranarak, ‘çakma elitist pozlarında’ ve dahası seçmene tepeden bakan çok bilmiş kibirli adamlar gibi hava basmakla ne Balıkesir’de ne de başka bir yerde seçim kazanmak asla mümkün değildir!..

Yerim dar olmasaydı, daha çok şeyler yazacak anlatacaktım ama neyse şimdilik bu kadar yeter sanırım!..

Anlayan anladığını anlamıştır umarım. Ben öyle düşünüyorum…

Bu işin öteki tarafı da var elbette…

Yani halen Balıkesir’de de halen iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi cenahı veya bir başka deyişle son süreçte çok parçalı hale gelen ‘CUMHUR İttifakı’ tarafını kast ediyorum. Elbette ‘nalına da mıhına da’ dokunmaktan hatta çakmaktan çekinmeyen bendenizin o tarafa ilişkin söyleyecekleri, anlatacakları vardır, olacaktır. Ama bugün değil belki yarın belki de öbür gün bu sütunlarda bu mevzuya dair yazacaklarımla sizlerle tekrar buluşmak umuduyla bugünlük kalın sağlıcakla…