Geçen yıl, yine aynı gün, yani 21 Ekim’de yazdım, anlattım ama ben yine de kısa bir ‘izahat/açıklama’ getirmek isterim. Bu yıl, bir gün önceden yazıyorum. Çünkü, yarın tam da gününde bu kez daha kapsamlı biçimde aynı konuya ilişkin tıpkı şimdi olduğu gibi tekrardan bir yazıyla bu sütunlarda sizlere seslenmeyeceğim, son birkaç yıldır olduğu gibi yine aynı şeyleri anlatmayacağım. Bugünkü yazımın başlığını görenler, ilk bakışta ne demek istediğimi, neyi anlatmak istediğimi, ne kast ettiğimi yine de anlamamış ya da yanlış anlamış(!) olabilirler.
Efendim, yarın akşam saat sekiz buçuk itibariyle 58 yaşımı tamamlayacak 59 yaşıma basacağım. 24 Ekim perşembe günü ise gazetecilik mesleğinde tamı tamına 36 yılı tamamlayacak, 37'ci yıla “Merhaba” diyeceğim, günahı, sevabı, en önemlisi hayırlısıyla!..
Bugünkü yazımı okuyanlar, bilhassa son 5-6 yıldır tıpkı geçen yıl ve daha önceki 22 Ekim’ler de benzer yazılar kaleme aldığımı hemen anımsayacaklardır. Evet, geçen yıl da bu sütunlarda aynı tarihlerde benzer yazılarım yayımlanmıştı. Şimdi geçen yıl ve önceki yıllardaki ruh halimle ama bugünkü heyecanımla biraz buruk mutluluk ve de birazcık hüzünle kaleme alacağım, pardon bilgisayar klavyesini tuşlayarak yazacaklarımı okumaya hazır olun!..
22 Ekim 1966’da dünyaya geldim, gazeteciliğe ise 24 Ekim 1988’de başladım. Çeyrek asırdan epeyce fazla olan meslek özgeçmişime şöyle bir göz atmanız gerekirse, 16 Ekim 1988’de o zamanlar Balıkesir’de haftalık olarak yayımlanan Harman gazetesinde başladığımı belirtmem gerekiyor. İşte o gazetede imzalı ilk köşe yazım ve haberim 24 Ekim 1988’de yayımlandı. Aradan çok değil dört buçuk ay geçtikten sonra Balıkesir basınında ilk adres değişikliğim gerçekleşti ve o zamanlar henüz yeni sahip değiştiren Hizmet gazetesinde muhabir olarak çalışmaya başladım. 1989 yılının yaz mevsimine girilirken ise gazetecilikteki adresim yine değişti ve Ege bölge gazetesi Yeni Asır’ın Balıkesir bürosunda çalışıyor olarak buldum kendimi…
Yeni Asır gazetesi Balıkesir bürosunda 14 ay süreyle muhabir olarak çalıştım. Daha sonra ise yaklaşık iki buçuk aylık ‘zorunlu bir tatil(!)’ yani mesleğe ara verme süreci sonrasında ise o zamanlar merhum Ekrem Balıbek’in sahibi olduğu Yeni Haber gazetesinde işe başladım. 1990 yılının Kasım ayından 1991’in Kasım’ına kadar yaklaşık bir yıl süreyle Yeni Haber gazetesinde çalıştıktan sonra vatani görevimi gerçekleştirmek amacıyla meslek yaşamıma yine bir süre yine zorunlu olarak tekrar ara verdim. 1992’in Haziran’ında askerlik dönüşü gazetecilikte adresim yine Yeni Haber gazetesi oldu. Burada 1992 yılının Kasım’ına kadar gazeteciliğimi sürdürdüm. Ardından o zamanlar aylık yayımlanan magazin dergisi Gündem ve furyası yeni başlayan özel radyolardan Radyo 10 Balıkesir yeni adreslerim oldu. 1996 yılı Ekim’ine dek dört yılı aşkın bir süre Radyo 10’da ‘maç spikerliği, söyleşi programları yapımcılığı’ ve ‘Haber Merkezi Sorumlusu’ ve ‘haber spikeri-muhabir’ olarak çalıştım. 1996 yılının Ekim’inde ise çok ortaklı bir şirketin bünyesinde yayın hayatına giren Balıkesir Haberci gazetesinin kurucu ortakları arasında yer aldım o gazetenin tam bir yıl süreyle Şirket Genel Müdürlüğünü ve Genel Yayın Koordinatörlüğü görevlerini üstlendim. 1997 yılının yaz mevsiminin ortasında ise meslekte yine bir adres değişikliği yaşadım ve bu kez adresim Radyo BRT, hemen ardından ise o zamanlar Sıtkı Şeremetli’ nin sahipliğinde olan Balıkesir Birlik gazetesi oldu. 1998’in Ağustos’un ise bir süreliğine Balıkesir’den ve çok sevdiğim mesleğimden yine ‘zorunlu özel sebeplerden ötürü’ ayrılarak İstanbul’a doğru yelken açtım. Gazetecilik mesleği dışında kısa süreli birtakım işler yaptığım, çok rahat koşullarda geçimimi sağladığım, yaşamımı idame ettirdiğim İstanbul serüvenim yaklaşık yedi buçuk ay sürdü ve 1999 yılı ilkbaharında tekrar memleketim Balıkesir’e döndüm. Gelir gelmez de ulusal ekonomi gazetesi Dünya’nın Balıkesir bürosunda işe başladım, yani yeniden gazeteciliğe döndüm. Aynı yılın sonlarına doğru yerel televizyon kanalı Karesi TV’de program yapımcısı ve sunucusu olarak görev almaya başladım. 2000 yılı Şubat’ında evlendikten sonra ise Dünya gazetesinden tümüyle ayrılarak yerel televizyon kanalında tamı tamına 11 yıl süreyle Haber Genel Yönetmeni, program yapımcısı ve sunucusu görevleriyle aralıksız çalıştım. 2011 yılının Nisan ayında bir takım bilinen ve bilinmeyen(!) FETÖCÜ unsurların da teşvik ve himayesiyle dost bildiklerimin de yoğun gayretiyle asılsız iftiralarla dolu, dedikodular sonucu oluşturulan, hain bir kumpas/entrika operasyonuyla oradan ayrılmak zorunda bırakıldıktan sonra meslekte geçen 23 yılın yorgunluğundan dolayı olsa gerek iki buçuk ay süreyle hiçbir şeyle meşgul olmayarak, birazcık kendimi dinledim ve dinlendirdim. Tam yeniden enerji ve dolayısıyla güç toplayıp gazeteciliğe kaldığım yerden ama farklı bir mecrada devam etmeye karar vermişken o zamanlar Kıpçak ailesinin sahipliğinde olan Ekspres gazetesinde, sevgili dostum ve ağabeyim Tansel Kıpçak’ın “bu saatten sonra macera arama kendine, gel bizim gazetede çalış” teklifiyle EKSPRES gazetesinde çalışmaya başladım. Bir süre sonra Ekspres gazetesi el değiştirdi, gazetenin yeni sahipleri de ”devam et” dediler, bende devam ettim, yazmayı sürdürdüm. Kısa bir süre sonra da Marmara gazetesi SES Yayıncılık Şirketi bünyesine katıldı. Bu kez ben Marmara’da işime devam ettim. Buradaki serüvenim de 2016'nın 31 Mart'ına dek devam etti. Daha sonra SES Yayıncılık bünyesinde bulunan EKSPRES ve Marmara gazeteleri o devirdeki mevcut ‘muktedirlerin yandaşı’ bir başka yayın gurubuna satılınca ben de 'meslek ilkeleri açısından ortaya çıkan kan ve doku uyuşmazlığı (!) başta olmak üzere türlü sebepler yüzünden' kısa bir süre sonra oradan ayrılıp DEMOKRAT gazetesine geçtim. Ama orada da benzer sorunları hem de bu kez daha fazla yaşamaya devam ettiğim için yedi ay sonra oradan da ayrıldım. Ardından yani 2016 yılının son günleri önce ARTI HABER gazetesi, onun yaklaşık bir yıl sonrasında ise BİRLİK gazetesinde çalışmaya/yazmaya başladım. Burası gazetecilik ve yazarlık yaşamımın şimdilik son durağı oldu sizin anlayacağınız. Bu arada emeklilik için gerekli olan sigortalı günlerimin tamamlanmasını benim kadrosunda göstererek tamamlanmasını sağlayan MANYAS'IN SESİ gazetesi sahibi sevgili dostum ve meslektaşım ve ağabeyim Semih Keleş'e bir kez daha teşekkür etmeyi boynumun borcu kabul ettiğimi önemle belirtmek isterim. Bugünkü yazımın başlığında da belirttiğim gibi; ‘59’una basıp, 36’i devirmek işte böyle bir şey!..'
O yüzden yarın ve yarından sonraki gün, benim için çok mu çok önemlidir ve de anlamlıdır!..
Sadece benim değil herhangi bir insanın yaşamında dahi yarım asrı çoktan geride bırakıp 59 yaşına yarın akşam itibarıyla basacak olması ve de gazetecilik gibi çileli ve meşakkatli olduğu kadarıyla ‘her şeye rağmen’ kutsal sayılabilecek bir meslekte 36 çileli yılı geride bırakıp 37'ci yılı karşılayabilmesi sizce de önemli ve anlamlı değil midir?..
7 yıl önce emekli oldum ama bu meslekte asla emekli olunmayacağını, olunamayacağını çok iyi bilenlerdenim. O yüzden bu emeklilik sadece kağıt üzerinde ve de sarihtir, ama manevi açıdan önemli ve anlamlıdır. Ömrüm yettiği sürece yazmaya devam edeceğime ve bu mesleği eskisi kadar aktif olmasa da sürdüreceğime dair kendime bundan yaklaşık yirmi iki yıl önce verdiğim sözü tutmaya hala inançlıyım ve yeminliyim!..
Yarın ve sonraki günlerde Allah sağlıklı ömür verdikçe, gücüm ve kudretim yettiğince bu sütunlarda sizlerle yeniden buluşabilmek umuduyla…
Yorum yapın