(Yazıyı tümüyle okumayanlar için ekranlardaki programlar gibi uyarıcı spotu baştan koyalım: Bu yazının sonunda Karesi ve Altıeylül Belediyeleri’nden vatandaşın talebi var.)
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi insan odaklı sosyal projeleriyle “kentliye dokunmak” adına olumlu adımlar atıyor ve bu açıdan takdir de topluyor. 
Örneğin BALMEK(Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Kursları) bize göre bu faaliyetlerin en önemli ve faydalılarından. 
Keza özellikle toplumsal şiddet mağduru kadınların kendilerini savunmalarına yönelik açılan ücretsiz kurslar. 
Yine sayıları artırılan On On Cafeler, üniversiteli gençleri ön plana alarak çıkarılan ücretsiz sabah çorbası, tamamlanma aşamasında olan Kent Lokantası gibi…
Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde bir de Atma Derneği ile önemli bir iş birliğine imza atıldı.
Geleceğe sahip çıkılması ve çevre kirliliği ile mücadele konusunda farkındalık yaratarak bireylerde duyarlılık kazandırmaya ve yerlere çöp atılmamasının amaçlandığı iş birliği; yerel basında genellikle “Atma hareketi başladı” başlıklarıyla duyuruldu.
Gerçekten çevre kirliliği günden güne artıyor ve duyarsız insanoğlu doğayı düşüncesizce mahvediyor. Denizler ve ormanlar başta olmak üzere insanın atım attığı her nokta çöplük haline dönüşüyor çok kısa süre içinde.
Caddeler, kaldırımlar, sokaklar, plajlar, parklar da keza öyle…
Balıkesir caddelerine bakın, yolda yürüyen vatandaş umarsızca sigarasının izmaritini yere fırlatıyor,  iki adım ötesinde çöp kutusu olsa da.
Aracının penceresinden dışarıya poşet mi atan ararsın, kutu içecek boşunu mu fıırlatan; orası ayrı bir facia. Ki şehir dışında da şehir içi trafikte de böyle saygısız ve duyarsız tiplerle gün geçmiyor ki karşılaşılmasın.
Haliyle çevrenin hali nice diyeceğimiz zamanlardayız.. Kent olarak, ülke olarak, dünya olarak…
Yalnız bu proje ile neler yapılacak, nasıl bir takvim izlenecek, bununla ilgili bir detay verilmedi Ekim ayının ilk günlerinde yapılan iş birliği töreninde…
Ancak bu projelerin başarıya ulaşması ve farkındalık yaratılması için süreklilik göstermesi gerekir, bir tören yapılıp “atma hareketi başladı” dedikten sonra devamı ne, belirsiz…
Bu noktada biraz daha bilgi bulabilir miyiz diye Atma Derneği’ne bakalım dedik ama internetin altını üstüne getirdik, instagram ve X hesapları dışında bir bilgiye ulaşamadık. Araştırdığımız an itibariyle web sitelerini arama motorlarında bulamadık. Hatta iletişim bilgilerini, merkez adresini de… Yani şimdi derneğe bağış yapmak istesek derneğin IBAN hesaplarına ulaşamıyorsunuz ki ulusal bir dernek için ne kadar yeni kurulmuş olurlarsa olsunlar web sayfalarına olmaması çok tuhaf  ve büyük bir eksiklik. 
Aynı şekilde derneğin tüzüğünü, yönetimini, varsa diğer illerdeki şubelerini merak ettik, Balıkesir 24 Saat editöryasından dahi yardım istedik, nafile. Başkanı dışında internete yansıyan bilgi de yok neredeyse!
Velhasıl bunu da parantez bilgisi olarak iletip eksikliklerin giderilmesine vesile olur diye umarak bir başka açıya dönelim.
BBB, bir iki meydana “Atma” yazan tabelalar koydu, sonra onlar çıktı. Bir iki yerde afiş, bilboardlar falan.
Ama sokaktaki vatandaş “atma”nın ne olduğunu anlamadı. Sayısız soru aldık “atma ne, atma ne” diye… Ki siyasi cenaha çekip AKP-CHP atışması olanlar bile olmuş, “palavra atmayın” ya da “ufak at civcivler yesin” misali…
En azından “çöp atma” denilebilirdi neyse…
Lakin buradan asıl meramımıza geçelim…
Bizim bilinçli insanımız zaten duyarlı ve gereken hassasiyeti gösteriyor. 
Duyarsız ve sorumluluğunun ayırdında olmayana “atma” demek yeterli mi?
Keşke bu sloganı şöyle yapsaydılar “Sıkıysa at”. Devamı da şöyle gelirdi “Atarsan keserim cezayı”
Haksız mıyız allasen; bakın Bolu’ya misal… Çöp atana ceza kesmeye başladılar Bolu’da şakır şakır…
Cadde ve sokaklar kısa sürede eskiye nazaran inanılmaz temiz olmuş.
Haliyle “Atma” demek çok naif ve iyiniyetli bir dilek de bir karış ötesinde çöp varken sigara paketini yere fırlatan düşüncesizler az değil toplum içinde.
“Sıkıysa at!” iyi olmaz mıydı?
Gelelim yazının başındaki uyarıcı spota…
Karesi ve 6 Eylül Belediyesi’ne…
Temizlik işçilerimiz konteynerları boşaltıyorlar amenna…
Ama bir de sağına soluna arkasına altına baksalar, çöp boşaltırken boşalttıkları çöplerden kaldırımlara dökülenleri de alsalar… Hele bir yeşil kamuflajlı konteynerlar var ya… Süs olsun, çevreci gözüksün diye öyle yapmışlardı, konteynerlar onların içinde duruyor ve çıkarıp boşaltıp yerine konuyor ya, işte o yeşil kamuflajlıların içi, dibi, arkası, önü ayrı bir çöplük haline gelmiş, temizlik görevlilerimiz ne yazık ki konteyner boşaltma dışında oraları temizleme ihtiyacı görmüyor..
Bu konuya bir el atılırsa iyi olacak…
Büyükşehir “Atma” derken “Daha kendi konteynerının etrafını temizlemiyorsun” derler sonra ki örnek olmak için böyle tabloların olmaması gerek.
Aşağıdaki fotoğraflar sanırım demek istediğimizi anlatmakta yeterli olur, kamuflajlı(!) veya kamuflajsız önce çöp konteynerlarının çevresini temizlemekten işe başlasak mı?