Bugünkü yazımın başlığını görenler, ilk bakışta ne demek istediğimi, neyi anlatmak istediğimi, ne kast
ettiğimi anlamamış ya da yanlış anlamış olabilirler. Efendim, BU akşam saat sekiz buçuk itibariyle 55
yaşımı tamamlayacak 56 yaşıma basacağım. Öbür gün ise yani 24 Ekim pazar günü ise gazetecilik
mesleğinde 33 yılı tamamlayacak, 34'üncü yıla “Merhaba” diyeceğim, günahı, sevabı ama en önemlisi
hayırlısıyla..
Bugünkü yazımı okuyanlar, geçen yıl ve daha önceki 22 Ekim’ler de benzer yazılar kaleme aldığımı
hemen anımsayacaklardır. Evet, geçen yıl ve önceki yıl da bu sütunlarda aynı tarihlerde yayımlanan
benzer yazılarım yayımlanmıştı. Şimdi geçen yıl ve önceki yıllardaki ruh halimle ama bugünkü
heyecanımla biraz buruk mutluluk ve de birazcık hüzünle kaleme alacağım, pardon bilgisayar
klavyesini tuşlayarak yazacaklarımı okumaya hazır olun!..
22 Ekim 1966’da dünyaya geldim, gazeteciliğe ise 24 Ekim 1988’de başladım. Çeyrek asırdan fazla
olan meslek özgeçmişime şöyle bir göz atmanız gerekirse, 16 Ekim 1988’de o zamanlar Balıkesir’de
haftalık olarak yayımlanan Harman gazetesinde başladığımı öncelikle belirtmem gerekiyor. İşte o
gazetede imzalı ilk köşe yazım ve haberim 24 Ekim 1988’de yayımlandı. Aradan çok değil dört buçuk
ay geçtikten sonra Balıkesir basınında ilk adres değişikliğim gerçekleşti ve o zamanlar yeni sahip
değiştiren Hizmet gazetesinde muhabir olarak çalışmaya başladım. 1989 yılının yaz mevsimine
girilirken ise gazetecilikteki adresim yine değişti ve Ege bölge gazetesi Yeni Asır’ın Balıkesir bürosunda
çalışıyor olarak buldum kendimi. Burada tamı tamına 14 ay süreyle muhabir olarak çalıştım. Daha
sonra ise yaklaşık iki buçuk aylık zorunlu bir tatil yani mesleğe ara verme süreci sonrasında ise
merhum Ekrem Balıbek’in Yeni Haber gazetesinde başladım. 1990 yılının Kasım ayından 1991’in
Kasım’ına kadar yaklaşık tam bir yıl süreyle Yeni Haber’de çalıştıktan sonra vatani görevimi
gerçekleştirmek amacıyla meslek yaşamıma bir süre zorunlu olarak yine ara verdim. 1992’in
Haziran’ında askerlik dönüşü gazetecilikte adresim yine Yeni Haber oldu. Burada 1992 yılının
Kasım’ına kadar gazeteciliği orada sürdürdüm. Ardından o zamanlar aylık yayımlanan magazin dergisi
Gündem ve furyası yeni başlayan özel radyolardan Radyo 10 Balıkesir yeni adreslerim oldu, Balıkesir
basınında ve medyasında. 1996 yılı Ekim’ine dek dört yıldan biraz fazla bir süre Radyo 10’da maç
spikerliği, söyleşi programları yapımcılığı ve Haber Merkezi sorumlusu ve haber spikeri olarak çalıştım.
1996 yılının Ekim’inde ise yani meslekte dokuz yılı tamamlayıp onuncu yılıma girerken çok ortaklı bir
şirketin bünyesinde yayın hayatına giren Balıkesir Haberci gazetesinin kurucu ortakları arasında yer
aldım o gazetenin tam bir yıl süreyle Şirket Genel Müdürlüğünü ve Genel Yayın Koordinatörlüğü
görevlerini üstlendim. 1997 yılının yaz mevsiminin ortasında ise meslekte yine bir adres değişikliği
yaşadım ve bu kez adresim Radyo BRT, hemen ardından ise o zamanlar Sıtkı Şeremetli’nin
sahipliğindeki Balıkesir Birlik gazetesi oldu. 1998’in Ağustos’un ise bir süreliğine Balıkesir’den ve çok
sevdiğim mesleğimden ‘zorunlu özel sebeplerden ötürü’ ayrılarak İstanbul’a doğru yelken açtım.
Gazetecilik mesleği dışında kısa süreli bir takım işler yaptığım, çok rahat koşullarda geçimimi
sağladığım, yaşamımı idame ettirdiğim İstanbul serüvenim yedi buçuk ay sürdü ve 1999 yılı
ilkbaharında tekrar memleketim Balıkesir’e geldim. Gelir gelmez de ekonomi gazetesi Dünya’nın
Balıkesir bürosunda işe başladım, yani yeniden gazeteciliğe döndüm. Aynı yılın sonlarına doğru yerel
TV kanalı Karesi’de program yapımcısı ve sunucusu olarak görev almaya başladım. 2000 yılı
Şubat’ında evlendikten sonra ise Dünya gazetesinden tümüyle ayrılarak yerel televizyon kanalında
tam 11 yıl süreyle Haber Genel Yönetmeni, program yapımcısı ve sunucusu görevleriyle aralıksız
çalıştım. 2011 yılının Nisan ayında oradan ayrıldıktan sonra ise meslekte geçen 23 yılın
yorgunluğundan dolayı iki buçuk ay süreyle hiçbir şeyle meşgul olmayarak, kendimi dinlendirdim.
Tam yeniden enerji ve dolayısıyla güç toplayıp gazeteciliğe kaldığım yerden ama farklı bir mecrada
devam etmeye karar vermişken o zamanlar Kıpçak ailesinde olan Ekspres gazetesinde, sevgili dostum
ve ağabeyim Tansel Kıpçak’ın “bu saatten sonra macera arama kendine, gel bizim gazetede çalış”
teklifiyle EKSPRES’te çalışmaya başladım. Bir süre sonra Ekspres gazetesi el değiştirdi, gazetenin yeni
sahipleri de
”devam et” dediler, bende devam ettim, yazmayı sürdürdüm. Kısa bir süre sonra da Marmara
gazetesi SES Yayıncılık Şirketi bünyesine katıldı. Bu kez ben Marmara’da işime devam ettim.
Buradaki serüvenim de 2016'nın 31 Mart'ına dek devam etti. Daha sonra SES Yayıncılık bünyesinde
bulunan EKSPRES ve Marmara gazetelerini mevcut muktedirlerin yandaşı bir başka yayın gurubuna
satılınca ben de 'meslek ilkeleri açısından ortaya çıkan kan ve doku uyuşmazlığı başta olmak üzere
türlü sebepler yüzünden' kısa bir süre sonra oradan ayrılıp DEMOKRAT gazetesine geçtim. Ancak o
zaman ki DEMOKRAT'ta inandığım meslek ilkelerime negatif anlamda ters düşen ve o gazetenin o
dönemdeki patronu konumundaki şahsın bana tutarsız ve dengesiz gelen tavırlarından kaynaklanan
sebepler yüzünden 7 aydan fazla orada barınmak mümkün olmadı. Sonrasında ise bugün hala özgürce
yazmaya devam ettiğim, önce ARTI HABER gazetesi, kısa bir süre sonrasında ise BİRLİK gazetesi
gazetecilik ve yazarlık yaşamımın şimdilik son durağı oldu. Bu arada emeklilik için gerekli olan sigortalı
günlerimin tamamlanmasını benim kadrosunda göstererek tamamlanmasını sağlayan MANYAS'IN
SESİ gazetesi sahibi sevgili dostum ve meslektaşım ve ağabeyim Semih Keleş'e bir kez daha teşekkür
etmeyi boynumun borcu kabul ettiğimi önemle belirtmek isterim. Bugünkü yazımın başlığında da
belirttiğim gibi; ‘55’ine basıp, 33'ünden gün almak böyle bir şey işte!.'
O yüzden benim için çok mu çok önemlidir ve de anlamlıdır!.
Bir insanın yaşamında yarım asrı çoktan geride bırakıp 56 yaşına bu akşam itibarıyla basacak olması
ve de gazetecilik mesleğinde 33 çileli yılı geride bırakıp 34'üncü yılı karşılayabilmesi sizce de önemli ve
anlamlı değil midir?.
4 yıl önce emekli oldum ama bu meslekte asla emekli olunmayacağını, olunamayacağını çok iyi
bilenlerdenim. O yüzden bu emeklilik sadece kağıt üzerindedir ama manevi açıdan önemli ve
anlamlıdır. Ömrüm yettiği sürece yazmaya devam edeceğime ve bu mesleği eskisi gibi aktif olmasa da
sürdüreceğime dair kendime 15 yıl önce verdiğim sözü tutmaya hala yeminliyim!.
Yarın ve sonraki günlerde Allah ömür verdikçe, gücüm ve kudretim yettiğince bu sütunlarda sizlerle
yeniden buluşabilmek umuduyla…
Yorum yapın