15 TEMMUZ

7 yıl geçti.
Hatırlayın geceyi.
Belki kimse, darbenin başarılı olacağını düşünmüyordu ama yaşanan o kaosu unutmamak gerek.
Akaryakıt istasyonları bir anda kuyruk oldu.
Marketlerde ürün kalmadı.
Darbe girişimi (ki Meclis’e bile bomba atıldı) tüm ülkeye acı ve unutulmaz bir fatura çıkardı.
Pek çok sivil, asker, polis şehit oldu.
Sokak ayağa kalktı, vatandaş demokrasiye sahip çıktı.
7 yıl geçti üstünden…
Devlet aklı ne kadar silkelendi?...
Fetö operasyonları gerekliydi ve şimdi bile sürüyor ve sürmeli zaten de…
Arada pek çok masum da fetö mağduru olmadı mı?..
Haksız yere işinden olanlar, haksız yere tutuklananlar…
Yargı ve askeriye hallaç pamuğu gibi dağıldı..
Binlerce yargı görevlisi ihraç edildi.
Ama dediğimiz gibi arada fetöyle alakası olmayan pek çok hukukçu da gitti…
Her kesimde aynı mağduriyetler yaşanmadı değil, askerde de, öğretmende de…
Ülkede yasal olarak kurulan bir bankaya hesap açtırdın diye fetöcü kabul edildi pek çok kişi…
Devletin bünyesindeki okula öğrenci kaydettirdin diye fetöcü oldun.
Asılsız bir ihbarla fetöden alındın.
Kim kime dum duma gitti o zaman süreç…
Hakim, hakimi tutuklarken meslektaşının yüzüne karşı “tutuklamam gerek” diyebildi.
Şimdi o hakim misal, aklandı, göreve döndü.
Aradaki 7 yılı kim telafi edecek?
Hal böyleyken ve her kesimde müthiş kapsamlı fetö soruşturmaları sürerken el ele kol kola fetönün dibinde olan siyasi aktörlerden birine bile dokunulmadı.
Akılların durduğu yer de burası oldu zaten.
Siyaset, kendi içinde ayıklama yapmaz ve temizlenmezse, bu ülkede siyasi entrika, oyun, gizli planlar, devleti ele geçirme hayalleri biter mi?..
Devlet aklının, Atatürk ilke ve inkılapları esas alınarak Anayasal çerçevede çalışması halinde bu tip bir girişim yaşanabilir miydi?..
Asla.
Ama siyasi oyunlar devlet aklının üstüne çıktı.
Yıllardır devletin pek çok kademesi fetöye bırakıldı.
Ve sonunda patladık gitti!
7 yıl geçti.
Ne kadar ders aldık?
Devlet aklını çalıştıran, çalıştırması gereken bir devlet, artık tarikat ve cemaatlerin hepsine set çekmez mi normalde?..
Benim tarikatım, senin cemaatin diye bir şey var mı?..
Sonuçta hepsinin temeli siyasal islam.
Ve İslam’a da en kötü ve büyük şekilde zararı da bilakis bunlar veriyor…
Ne çare, tüm tarikatlar, cemaatler durmak yok devam haliyle serpilip büyüyorlar.
Aklını kaybetmiş bazı siyasiler ülkenin dertleri yerine tamamen Cumhuriyet ve başta laiklik olmak üzere devletin temel harçlarıyla uğraşmayı kendilerine vazife edinmiş durumdalar…
Tarikat ve cemaatlerin yine sırtları sıvazlanıyor, yine tüm kapılar açılıyor, devlet kademelerinde tarikatların yer kapma kavgası ayyuka çıkıyor, devlet aklı yine uyku modunda.
Devlet aklı diri olmazsa, olması gerektiği gibi işlemezse dün fetö olarak yaşanan darbe girişimi yarın metö, netö, setö vs vs olarak karşımıza çıkar.
Maalesef geçen yıl da aynı cümleleri kurduk.
Sonuç olarak altını çizelim.
Hangi isim altında olursa olsun; tarikat ve cemaatler, kendi inançları çerçevesinden çıkıp gözlerini makama, siyasete, askere, yargıya, eğitime, sosyal hayata, devlete diktikleri an tehdide dönüşür.
Lamı cimi, tehdidin büyüğü küçüğü, ihmalin azı çoğu yok bu tabloda..
Tarihin tekerrür etmesini istemiyorsak, bile bile ladeslerin faturasını ödemek istemiyorsak tek kural var:
Devlet aklının çalışması.
Çalıştırırsan ala…
Çalıştırmazsan ötesi karanlık çünkü!