1 Mayıs İşçi Bayramı, Balıkesir’de sendikaların yoğun bir katılımıyla kutlandı. Kuva-yi Milliye Meydanı’nda düzenlenen etkinliğe katılan yüzlerce işçi ve emekçi, hak aradı; daha iyi bir gelecek için bir araya geldi.
Balıkesir’de 1 Mayıs İşçi Bayramı, kent genelinde düzenlenen etkinlikler ile kutladı. Çeşitli sendikaların ve siyasi partilerin bir araya gelerek yaptığı kutlama programı, ilk olarak Bahçelievler Mahallesi’ndeki Çarşamba Pazarı önünden Kuva-yi Milliye Meydanı’na yapılan Emek ve Demokrasi yürüyüşü ile başladı. Yüzlerce kişinin katılım sağladığı kortejde vatandaşlar, sloganlar eşliğinde miting alanına yürüdü. Yoğun güvenlik önlemlerinin olduğu kortej yürüyüşü Kuva-yi Milliye Meydan’ında son buldu.
Çeşitli şarkılar ve halaylar eşliğinde işçinin ve emekçinin bayramı olan 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlayan yüzlerce vatandaş, Kuva-yi Milliye Meydanı’ndan hükümete taleplerini haykırdı.
Miting alanında düzenlenen etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Etkinlik, günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalarla devam etti. 1 Mayıs Tertip Komitesi adına konuşma yapan Kristal – İş Balıkesir Şube Başkanı Ata Yazıcı, şu cümlelerse sözlerine başladı: “Eşitlik, özgürlük, adalet, barış ve demokrasi için; emeğin gücüyle alanlardayız. 1 Mayıs, emekçilerin insanca yaşam, eşitlik, özgürlük ve barış talepleriyle alanları doldurduğu; dünyanın dört bir yanında mücadele ve dayanışmanın yükseltildiği tarihsel bir gündür. 1886’da Amerika’da işçilerin öncülüğünde başlayan bu büyük yürüyüş, bugün hala işçi sınıfının, emekçilerin ve ezilen hakların sömürüye, adaletsizliğe ve baskıya karşı birleşik mücadelesinde yolumuzu aydınlatıyor.”
MİLYONLARCA EMEKÇİ,
YAŞAM MÜCADELESİ VERİYOR
Sözlerinin devamında Türkiye’deki milyonlarca emekçinin artan hayat pahalılığı, derinleşen yoksulluk, işsizlik ve adaletsizlik kıskacında yaşam mücadelesi verdiğini dile getiren Ata Yazıcı: “Bugün Türkiye’de milyonlarca emekçi, artan hayat pahalılığı, derinleşen yoksulluk, işsizlik ve adaletsizlik kıskacında yaşam mücadelesi veriyor. Ucuz emek sömürüsüne dayanan ekonomik büyüme stratejisi nedeniyle ücretler baskılanıyor. Çalışma koşulları ağırlaştırılıyor. Vergi yükü artırılıyor. Eğitim, sağlık başta olmak üzere en temel sosyal haklar ticarileştiriliyor; güvencesiz çalışma biçimleri olağanlaştırılıyor. Eğitim ve bilim emekçileri düşük ücretlerle, sözleşmeli, esnek ve angarya çalışmaya zorlanıyor. Gençler ise diplomalarıyla birlikte işsizliğe ve geleceksizliğe mahkum ediliyor” dedi.
TOPLUMUN HER KESİMİ
OTORİTER UYGULAMALARIN HEDEFİ HALİNDE GELDİ
Ata Yazıcı, toplumun her kesiminin, iktidarın otoriter uygulamalarının hedefi haline geldiğini de belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemiz yalnızca ekonomik krizle değil; demokratik hakların gasp edilmesi, ifade ve örgütlenme özgürlüklerinin yok edilmesiyle de ağır bir baskı altına alınmış durumdadır. Milyonlarca yurttaşın oylarıyla seçilmiş belediye başkanları, halkın haber alma hakkı için mücadele eden gazeteciler, işleri ve emekleri için örgütlenmeye çalışan mücadeleci sendikacılara, öğrencilere kadar toplumun tüm kesimleri, iktidarın otoriter uygulamalarının hedefi haline gelmiş bulunuyor.”
TALEPLERİMİZİ DUYURMAK İÇİN BURADAYIZ
İşçi ve emekçiler olarak taleplerini hükümete duyurmak adına 1 Mayıs’ta Kuva-yi Milliye Meydanı’nda buluştuklarını aktaran Ata Yazıcı: “Biz işçiler, emekçiler; dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce ayrımı olmaksızın, emek gücüyle yaşam mücadelesi verenler olarak dünyanın her yerinde olduğu gibi ortak taleplerimizi yüksek sesle dile getirmek için bugün burada bir araya geldik” diye söyledi.
GENÇLER, UMUDUN VE DİRENİŞİN
TAŞIYICISI OLDULAR
Ülke genelindeki gençlerin; demokratik haklarının gasp edilmesine karşın ayağa kalktığını ve umudun, direnişin taşıyıcıları olduğunu dile getiren Ata Yazıcı: “Özellikle üniversiteli ve liseli gençler, son aylarda geleceklerine sahip çıkmak için ülke çapında güçlü eylemler örgütlediler. Geleceksizlik dayatmalarına, eşitsiz eğitim sistemine, rant odaklı politikalara ve demokratik haklarının gasp edilmesine karşı ayağa kalkan gençlik, umudun ve direnişin taşıyıcısı olmuştur. Gençlerin parasız, bilimsel ve demokratik eğitim ile güvenli demokratik bir Türkiye için yükselttiği talepleri, bu ülkenin emekçileri olarak kendi mücadelemizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz” ifadelerine yer verdi.
EŞİTLİĞİ EGEMEN KILACAK GÜÇ BİZİZ
Eşitliği, barışı, kardeşliği ve özgürlüğü Türkiye’de ve dünyada egemen kılacak gücün kendileri olduğunu ifade eden Ata Yazıcı, şunları söyledi: “Kıdem tazminatlarımıza el uzatılmasına, haksız yere işten çıkarmalara, açlığa ve sefalete mahkum bırakılmaya, sendikasızlaştırmaya, grev yasaklarına, çocuklarımızın geleceğinin çalınmasına ve topyekun hayatımızın karartılmasına karşı alanlardayız. Eşitliği, barışı, kardeşliği ve özgürlüğü ülkemizde ve tüm dünyada egemen kılacak güç bizleriz. Tüm kurum ve kurallarıyla demokrasi, ancak bizlerin mücadelesiyle sağlanabilir.”
“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Açıklamalarının devamında gerçekleştirilen tüm bu uygulamalara karşı mücadelelerini sürdüreceklerini aktaran Ata Yazıcı: “Bugün mücadele azmimizi bir kez daha haykırmak için buradayız. Emekçilerin yüzlerce yıl süren mücadeleler sonunda elde ettiği haklar ellerinden alınmak isteniyor. Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik özelleştiriliyor; sosyal devlet ortadan kaldırılıp yerine paranın egemen olduğu bir düzen kurulmak isteniyor. Denetimsizliği, kuralsızlaştırmayı, esnekleştirmeyi öneren bu politikalara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Sendikalı ve toplu sözleşmeli çalışma koşulları, sosyal adalet, eşitlik, kardeşlik, barış ve özgürlük için her zamankinden daha kararlı şekilde mücadele edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
EMEKÇİLER, DEMOKRASİNİN EN BÜYÜK DOSTUDUR
Öte yandan emekçinin, darbe düşmanı ve demokrasinin en büyük dostu olduğunu sözlerine ekleyen Ata Yazıcı: “Dünyanın farklı ülkelerinde ve ülkemizde de görüldüğü gibi darbe dönemlerinde en fazla hak kaybına uğrayanlar emekçilerdir. Emekçiler darbelerin en büyük düşmanı, demokrasinin en büyük dostudur. Tam demokrasinin sağladığı ortamlar işçi hak ve özgürlüklerinin yaşama alanıdır. Savaşların olduğu coğrafyalarda insan hakları ve emek mücadelesinden söz edilemez. Gazze’de uzun zamandır süren insanlık dışı saldırılara karşı sessiz kalmayacağız. Çocukların, kadınların, sivillerin katledildiği bu vahşete dur diyoruz. Biz emekçiler savaşın değil barışın tarafındayız” diye kaydetti.
GÜVENLİ ÇALIŞMA ORTAMI SAĞLANMALI
Kadınların toplumsal yaşamın her alanında yer alması gerektiğine de dikkat çeken Ata Yazıcı, kadınlara şiddetsiz ve güvenli çalışma ortamının sağlanarak mobing ve tacizin son bulması gerektiğini şu sözlerle anlattı: “Toplumsal yaşama güçlü şekilde katılım, kadınlara karşı uygulanan şiddet döngüsünün kırılmasında büyük rol oynayacaktır.”
“SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ”
İşçilerin yaşadığı sorunlara da dikkat çeken Ata Yazıcı, bu sorunların çözülmesi gerektiğini şu cümlelerle söyledi: “Taşeron sorunu işçi statüsünde, sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkı kapsamında bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya alınmalıdır. Staj ve çıraklık mağdurlarının emeklilik sorunları çözülmelidir. Kamu kurumlarındaki geçici işçilik uygulaması, güvencesiz istihdamın bir türüdür. Bu koşullarda çalıştırılan işçiler güvenceli şekilde istihdam edilmelidir. İş cinayetlerine dönüşen iş kazaları önlenmelidir. Kıdem tazminatı işçiler bakımından vazgeçilmez ve tartışılmaz bir haktır. Buna el uzatılması, ortadan kaldırılması ya da daraltılması yönündeki talepler gündeme dahi getirilmemelidir.”
İNSANCA ÇALIŞMAK VE YAŞAMAK İSTİYORLAR
Sözlerinin devamında insanca çalışmak ve yaşamak istediklerini savunan Ata Yazıcı: “1 Mayıs’ta alanlardan bir kez daha sesleniyoruz: Biz insanca çalışmak ve insanca yaşamak istiyoruz. Taşeronda güvencesiz, kuralsız çalışmak, ucuz işgücü olmak, iş kazalarında can vermek istemiyoruz. Bizler alın teriyle, haram lokma yemeden yaşam mücadelesi verenleriz. Bizler, tüm insanların refah ve huzur içinde kardeşçe yaşadığı bir dünyayı hayal ediyoruz. Bizler açlık sınırının altında bir ücretle yaşamaya mahkum edilen milyonlarca emekli olarak, insanca yaşayacağımız, kimseye muhtaç olmayacağımız bir ülke hayal ediyoruz ve emeklilere sendika kurma hakkı istiyoruz” dedi.
VERGİ ADALETSİZLİĞİ GİDERİLMESİ
Vergi adaletsizliğinin de giderilmesi gerektiğini savunan Ata Yazıcı, şunları söyledi: “Biz milyonlarca işçi ve emekçi, ekmeğin hakça bölüşümünün mücadelesini veriyoruz. İşin, ekmeğin olmadığı bir yerde sosyal barışın da olmayacağını biliyoruz. Emeğin baş tacı edildiği, her alanda demokrasinin geçerli olduğu bir düzen istiyoruz. Asgari ücret birey değil, aile düzeyinde hesaplanmalı, insana yakışır geçim şartlarını sağlamalıdır. Ücretli çalışanlar üzerindeki ağır vergi yükü düşürülmeli, vergi adaletsizliği giderilmelidir.”
GENÇLERE İSTİHDAM SAĞLANMALI
Gençlere yönelik de bir dizi açıklamalarda bulunan Ata Yazıcı, gençlere istihdam alanlarının sağlanması gerektiğini söyledi. Ata Yazıcı: “İşsizliğin pençesindeki milyonlarca genç için istihdam alanları sağlanmalı, nitelikli eğitim ve meslek edindirme programları desteklenmelidir. Beyin göçü bu ülkenin geleceğini çalmamalıdır. Gençlerimizin umudu yurt dışında değil, kendi ülkesinde yeşermelidir” diye söyledi.
1 MAYIS KUTLU OLSUN
Açıklamalarının sonunda hükümetten isteklerini yineleyerek sözlerini tamamlayan Ata Yazıcı, şu cümlelere yer verdi: “Tahrip edilen, yok edilen doğal ortam bizleri de yok olması demektir. Ekonomik gelişme politikaları, dar bir çevrenin değil, tüm toplumun çıkarına göre belirlenmelidir. Dar çevrelerin kısa sürede alde edecekleri yüksek kârlar uğruna, tekrar oluşumu onlarca, belki yüzlerce yıl sürecek doğal kaynakların tahribatına neden olacak uygulamalar kamu erki tarafından engellenmelidir. Tarım alanlarının imara açılması besin kaynaklarımızın ve geleceğimizin yük edilmesidir. Bizler artık bu gidişe hep birlikte dur diyoruz. Biz sosyal adalet, eşitlik ve refah istiyoruz. Biz tüm çalışanlar için insan onuruna yaraşır, yaşama koşulları ce sendikal haklar istiyoruz. Biliyoruz; başka bir dünya mümkün ve bir gün mutlaka biz kazanacağız. Yaşasın 1 Mayıs, birlik, mücadele ve dayanışma günü.”
HABER: BUSE ASLAN
Yorum yapın