• Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde 17 Ağustos Marmara Depreminin yıl dönümü nedeniyle düzenlediği etkinliğe konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Naci Görür, depremi bir düşman gibi görerek o düşmana karşı önlemler alıp dirençli kentler oluşturulması gerektiğini söyledi.

Balıkesir'in Sındırgı ilçesindeki deprem felaketinin ardından, 17 Ağustos Marmara Depremi Yıl Dönümü Anma Programı kapsamında Balıkesir’e gelen yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’de geçmişte olan depremler ve yarattıkları problemler yanı sıra Balıkesir’de oluşabilecek depremler öncesi ve sonrası yapılması gerekenleri anlattı.

Balıkesir Avlu Kongre ve Kültür Merkezindeki Fatih Salonunda gerçekleştirilen etkinlikte açılış konuşmasını Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın şehrin depremlere karşı daha güvenli ve dirençli hale getirilmesi için yürütülen kapsamlı çalışmaları ve gelecek vizyonunu kamuoyuyla paylaştı.

 

"GELECEK NESİLLERE DEPREM

GÜVENLİĞİ BIRAKACAĞIZ"

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'nin somut adımları ile Balıkesir'i depremlere karşı güvenli hale getirme hedefiyle birçok projenin hayata geçirildiğini aktaran Başkan Akın, bu konunun partiler üzeri bir konu olduğunu hatırlattı.

Akın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Büyükşehir Belediyesi olarak şehrimizi depremlere güvenli hale getirmek için var gücümüzde çalışıyoruz. Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığını söz vermiştim. Gelir gelmez onu hayata geçirdik. Dönüşüm alanı ilan ettiğimiz alanlarda yetki almak üzere de dosyamızı cumhurbaşkanlığına onayına gönderdik. Takibini de yapıyoruz. Öncelikle zemin yapısı riskli ve nüfus yoğunluğu fazla olan, sıkıntılı olarak gördüğümüz 8 ilçemizde toplam 150.000 binayı kapsaya tarama çalışmalarımızı geçen ay tamamladık.

Bu verileri de kullanarak kentsel dönüşüm strateji belgesini hazırlamak için çalışmalarımızı yapıyoruz. Diğer ilçelerimizde de bunu planlıyoruz. Edremit, Bandırma, Burhaniye ilçelerinde sağ tespitleri yapıldı. Edremit'te, İbrahim'de ve Gazi Celal Mahallelerinde dönüşüm alanı ilan edilmesi için meclisimize teklifimizi sunduk. Diğer ilçelerimizde de aynı çalışmayı hayata geçiriyoruz. Sabit Deprem Merkezi ve Gezici Deprem Simülasyon TIR projesini hazırladık. Yani boş durmadık. Pilot bölge olarak seçtiğimiz Adnan Menderes Mahallesinde ilk defa kurduğumuz kentsel dönüşüm bilgilendirme ofisini bu ay hizmete açıyoruz. Vatandaşlarımız burada kentsel dönüşüm sürecini, hak sahipliği süreçlerini ve deprem güvenirliği hakkında doğrudan bilgi alabilecekler.

İnsanların kendi evlerini dönüştürmesi için, ranta teslim edilmemesi için bizler belediye olarak arada olacağız. Yani alıcı ile yapıcıyla riskli binanın da oturan insanları asla ve asla kendi kaderine teslim etmeyeceğiz. Afet işleri daire başkanlığımızı aktif hale getiriyoruz. Halkın koordinasyon merkezini hayata geçirdik. Özellikle 10 Ağustos'ta Sındırgı'da yaşadığımız depremde gösterdiğimiz çok hızlı refleks. Bununla da gurur duydum. Bütün ekip arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Yaşadığımız depremlerin acısını unutmadık. Unutmamıza imkan yok. Ben 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde afet koordinasyon biriminin başkanıydım. Orada bütün belediyelerimizi ve AFAD'ımızla birlikte koordinasyonu sağlayıp hızlı mücadele etmek için büyük bir çaba gösterdik. Onu yaşadık. Onun için hızlı mücadelenin ne kadar önemli olduğunu da kötü bir tecrübeyle yaşamış olduk. Çünkü çok fazla canımızı kaybettik. Yaşadığımız depremlerin acısını unutmayacağız tabii unutturmayacağız. Ders alarak daha güvenli, dirençli ve yaşanabilir bir Balıkesir için çalışıp bilimin ışığında planlamayı esas alarak projeler üretmeye de kararlılıkla devam edeceğiz. Çünkü biz gelecek nesillere deprem korkusu değil, deprem güvenliği bırakmak istiyoruz. En büyük amacımız bu. Ben katıldığınız için teşekkür ediyorum. Bu duyarlılığın atmasını herkesten rica ediyorum. Yani bu duyarlılığın iliklerimize kadar hissedilmesi lazım” dedi.

 

PROF. DR. NACİ GÖRÜR: “DEPREM

DİRENÇLİ KENT TALEP ETMEK HALKIN GÖREVİDİR”

Etkinlikte daha sonra konuşan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını hatırlatarak, özellikle fay hatları üzerinde kurulan şehirlerin riskine değindi. Görür, “İki yıl önce, Doğu Anadolu Fay hattında meydana gelen depremde 53 bin insanımızı kaybettik. Bu insanlar levha sınırında yaşadıkları için öldü. Çünkü şehirlerimizi başka yer yokmuş gibi fay hatlarının üzerine kurmuşuz” dedi.

Fay hatlarının tarih boyunca yerleşim için cazip olduğunu söyleyen Görür, “Yeşillik, su kaynakları, verimli topraklar hep levha sınırlarında bulunuyor. İnsanlar da doğal olarak bu alanlara yerleşmiş. Ancak bilimle yönetilen ülkeler, deprem riskini bilerek şehirlerini dirençli hale getiriyor. Biz hâlâ her depremde binlerce can veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Halkın siyasetten deprem dirençli kentler talep etmesi gerektiğini belirten Görür, şunları söyledi: “Siz Türkiye’nin sahibisiniz. Eğer deprem dirençli bir şehirde yaşamak istiyorsanız bunu talep edeceksiniz. ‘Benden oy almak istiyorsanız Balıkesir’i deprem dirençli yapın’ diyeceksiniz. Bu iş siyaset ya da parti meselesi değil; insan, can meselesi.”

Depremlerin durdurulamayacağını ancak etkilerinin azaltılabileceğini vurgulayan Görür, “Tayvan’da bizimle aynı büyüklükte bir deprem oldu, sadece 10 kişi öldü. Bizde ise 53 bin kişi… Bu tabloyu değiştirmek bizim elimizde” diye konuştu.

Prof. Dr. Görür, sözlerini şöyle tamamladı: “Az yol, az havaalanı yapın ama çok sayıda deprem güvenli yerleşim alanı yapın. Halk olarak elinizde büyük bir güç var: Sandık. O gücü kullanın.”

 

HABER: İLKAN TOPRAK