Ülkemizin başta Ege Bölgesi olmak üzere birçok yöresinde zeytin hasadı başladı. Zeytin ve zeytin yağının asırlar boyunca birçok şifasıyla bin derde deva olduğu bilinen bir gerçektir. Özellikle Ege, Akdeniz, Güney doğu Anadolu ve güney Marmara bölgelerimizde çiftçilerimizin geçim kaynağı haline gelmiştir.
Türkiye sofralık zeytin üretiminde İspanya'dan sonra dünya ikincisi konumuna yükselmiş durumda. Yunanistan ve İtalya ile sıralama devam ediyor. Türkiye'de zeytin ağacı varlığı her geçen yıl artış gösteriyor. Son 20 yılda zeytin ağacı varlığı 99 milyon adetten yüzde 91 artış ile 189 milyona ulaştı.
Yaşam ağacı, ölmez ağaç, barış ağacı gibi güzel sıfatlarla anılan zeytin ağacı, asırlar öncesine dayanan, efsanelere konu olan kutsal bir ağaçtır. Bir rivayete göre Nuh Peygamber döneminde tufanla cezalandırılan insanlık, dünyada hayatın normale dönüp dönmediğini anlamak için yeryüzüne beyaz bir güvercin gönderirler. Güvercin ağzında zeytin yüklü bir zeytin dalı ile geri döner. Böylece insanlar arasında barış sağlandığına inanırlar. O günden bugüne güvercin ve zeytin dalı barışın simgesi olarak kabul edilmiştir.
Yunan mitolojisindeki efsaneye göre Zeus kendisine en değerli hediyeyi verecek olana kentin koruyuculuğunu verecektir. Açılan yarışmada tanrı Poseidon, Zeus’a savaşta yenilmeyecek bir at armağan eder. Tanrıça Athena’da zeytin ağacı hediye eder. Zeus, bu hediyelerin içinde zeytin ağacı karşısında büyülenir. Athena ile aralarında çekişme olan Poseidon bile bu ağaçtan büyülenmiştir. Bunun üzerine Athena zeytin ağacından bir dal kırıp Poseidon’a verir. Böylece aralarında barış sağlanmış olur.
Antik Yunan’da devlet adamı Solon’un kanunlarına göre zeytin ağacını kesenler ölüm cezasıyla cezalandırılmıştır. Roma uygarlıklarında kutsal bir aileden gelmenin işareti zeytin ağacı altında doğmuş olmaktır. Çünkü tanrı Zeus’un çocukları Artemis ve Apollon zeytinlikte doğmuştur. Ayrıca bu dönemde ölülerin sayısı kadar zeytin ağacı dikildiği de bilinmektedir. Kutsal kitapların hepsinde zeytin ağacı adaletin, sağlığın, bereketin, zaferin, bilgeliğin ve bolluğun sembolü olarak kabul edilmiştir.
Yeryüzünde yetişen ilk ağaç zeytin ağacıdır. Dört mevsim gelir geçer ama dallarında gri, yeşil yaprakları dökülmeden durur. Akdeniz’i ve Ege’yi sever. Kendine özgü kokusu, sarı ve beyaz çiçekleriyle baharı karşılar. Yaz aylarında çiçekler meyveye dönüşmeye başlar. Daha sonra meyveler olgunlaşır. Zeytin ağacının hasadı, kararmanın kabuktan meyve etine geçtiği Kasım aylarında yapılır. Verimli bir ömrün sonunda boşalan gövdesi kurur. Daha sonra köklerinden yeşeren sürgünler yeniden yeni bir ağaca dönüşür.
İzmir bölgesinde Antik Çağ'da yaşamış İyonyalı ozan Homeros, gölgesinde oturduğu zeytin ağacı, yaşlı bilgenin kulağına şöyle der: “Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım.” Dostlarımıza çiçek değil zeytin fidanları hediye edelim. Bahçelerimize bizden sonra da var olacak zeytin fidanları dikelim. Yaşadığımız kadar gölgesinde oturalım. Zeytin ağacının verdiği adaleti, sağlığı, bereket ve bolluğu tüm dünyaya yayalım.
Sağlıcakla…
Damga gazetesinden alıntıdır.
Yorum yapın