Zamanın önemini neden kavrayamıyoruz bilmiyorum. Amma parayla satın alamayacağımız veya başka bir şeyle takas yapamayacağımız zamanın hatta hatta o anın kıymetini iyi bilmeliyiz. 

Günlük koşturmaca içinde farkında bile olmadan tükettiğimiz bir kaynak var: zaman. İnsan hayatının belki de en kıymetli ve en adil paylaştırılan sermayesi. Zengin ya da fakir, genç ya da yaşlı fark etmeksizin herkesin elinde aynı miktar var: günde 24 saat. Ancak bu süreyi nasıl değerlendirdiğimiz, hayatımızın kalitesini belirleyen en önemli unsur.

Zamanın kıymetini genellikle onu kaybettikten sonra anlarız. Bitmeyen işleri ertelediğimizde, sevdiklerimize vakit ayırmayı unuttuğumuzda veya kendimize dahi zaman ayıramadığımızda, aslında en değerli varlığımızı hoyratça harcıyoruz. Ancak zaman, tıpkı kum saati gibi akıp gidiyor ve hiçbir güç onu geri getiremiyor.

Teknoloji çağında yaşıyoruz; her şey hızla ilerliyor. Bu hızlı yaşam döngüsü, insanları sürekli bir şeyleri yetiştirme telaşına sürüklüyor. Ancak ironik bir şekilde, hızlandıkça zaman kazandığımızı değil, aksine onu daha da kaybettiğimizi fark edemiyoruz. Bir ekranın karşısında geçirilen saatler, anlam katmadığımız sohbetler, verimsiz çalışmalara harcanan vakit… Bunların hepsi aslında yaşamdan çalınan değerli dakikalardır.

Sosyal medyada geçirilen saatlerin sonunda "Zaman nasıl geçti anlamadım!" serzenişi hepimizin ağzından dökülmüştür. Oysa zaman, sadece bilinçli şekilde kullanıldığında değerlidir. Hayatımızı zenginleştiren şeyler, zamanın hakkını vererek yaşanır: sevdiğimiz bir işi yapmak, bir dostla kahve içmek, yeni şeyler öğrenmek ya da sadece doğanın sessizliğinde düşünmek.

Zaman yönetimi, günümüz dünyasında başarılı ve mutlu bir hayatın temel taşlarından biri. Peki, bu sanatı nasıl icra edebiliriz? Öncelikle, zamanı verimli kullanmanın bir tercih meselesi olduğunu kabul etmek gerekiyor. Günümüzün her anını değerlendiremeyebiliriz, ancak önemli olan önceliklerimizi belirlemek ve bu doğrultuda hareket etmektir.

Plan yapmak burada kilit bir rol oynar. Günlük, haftalık ya da aylık hedefler belirlemek, zamanın nasıl kullanılacağını daha iyi yönetmemizi sağlar. Ancak plan yaparken esneklik de unutulmamalıdır. Her şeyi kontrol etmemiz mümkün değil; bazen anın getirdiği fırsatlara da açık olmalıyız.

Bir diğer önemli konu ise hayır diyebilme becerisi. Zamanın kıymetini bilen insan, her şeye yetişmeye çalışmaz. Gereksiz angaryalara ve başkalarının zamanını çalan taleplere hayır diyebilmek, kendi hayatımıza daha fazla odaklanmamızı sağlar.

Hayatın en güzel yanlarından biri, her anın bir daha yaşanamayacak kadar özel olmasıdır. Geçmişi değiştiremeyiz, geleceği de tam anlamıyla kontrol edemeyiz. Ancak şu an elimizde olanı en iyi şekilde değerlendirebiliriz. Fransız düşünür Montaigne'in dediği gibi: "Hayat ne uzundur ne de kısa; onu biz nasıl yaşarsak öyledir."

Bir çocuğun gülüşüne eşlik etmek, güneşin doğuşunu izlemek ya da sadece derin bir nefes almak… Bu basit gibi görünen anlar, yaşamın aslında ne kadar değerli olduğunun küçük ama güçlü hatırlatıcılarıdır.

Saygılarımla.