Daha önce çok yazdım, anlattım sizlere ama bu konuya dair o günlerden bugünlere değişen hiçbir şey olmadığından olsa gerek yine yazıp, anlatmak bir bakıma benim açımdan farz oldu. O yüzden hiç kusura bakmayın yine yazacağım, yine anlatacağım. İster okuyun, isteseniz okumayın!..

‘Yobazlık, bağnazlık’ ve ‘gericilik’ sözlük anlamlarıyla şöyle tanımlanabilir. Yobaz; dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen kimse ya da bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan kimse anlamına gelir. Bağnaz ise; bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, ‘mutaassıp, fanatik’ anlamındadır. Bağnazlık; bir görüş, kanı ya da tutumun tartışma ve eleştirilere kapalı tutulması ya da en aşırı biçimiyle benimsenmesi durumu, bir bakıma ‘hoşgörüsüzlük’ durumudur. Gericilik de; toplumda çağdaş değerlere ve yeniliklere önem vermeyen, her yönüyle eskiyi özleyen veya eski düzeni yaşamaya çalışan dar bir görüştür. O yüzdendir ki, bağnazlar herkese, her şeye önyargılarla ve itina ile yargılayarak ve hatta peşin hükümlü yaklaşırlar. Bağnazlar sürekli korku ve endişe içerisindedir, kendilerine asla güvenleri yoktur. Bağnaz olanlar hep uçlarda yaşar. Diğerini dinlemez, hep birilerini şu veya bu nedenle etiketleme yani yaftalama huyu vardır. İşin doğrusunu anlamak için hiç çabalamazlar. Onlara göre kişi kendini anlattığı kadar vardır.  Bağnaz; karşısındaki asla dinlemez, bir başkası konuşurken mimikleri, donuk bakışları hatta vahşi karşı çıkışlarıyla her zaman anlaşılmaz bir öfke içindedir. Farklı düşüncelere yaşama hakkı vermediği gibi farklılıkları da tek potada eritmek için sürekli çabalar, cehaletinin ortaya çıkmasından endişe duymasından dolayı olsa gerek yeni fikirler, onda hep alerji yapar. Yeniliklere, yeni düşüncelere kesinlikle kapalıdır. Değişimleri, gelişimleri asla takip etmez. Dünyaya at gözlükleri ile bakan, katı dogması ile bir ömür kendi yaşadığı kafeste sözde mutlu ve mesut yaşar gider. ‘Yobazlık ise bağnazlığın din ile örülmüş halidir. Aslına bakarsanız; ‘samimi dindarlık ile yobazlık birbirinin zıt anlamlısıdır.’

Sözde çağdaş entelektüellerin bir kısmı bu noktada sınıfta kalır. Dindarlık; samimi bir yaşam biçimi ise buna mutlak saygı duyulmalıdır. Yobazlar; yani ‘hem kendini hem de etrafını yakanlar, samimi dindarlar için işte o yüzden tehlikelidir.’ Çünkü bunlar yani bağnaz yobazlar kendi hayat görüşleri ve dini yorumlayış tarzlarına göre kafir olarak gördükleri samimi dindarları ne kadar inançlı da olsa, diri diri yakma hakkını kendinde gören insan bozuntuları, ruhen vahşi yaratıklardır. ‘Yobazlık, bağnazlık’ dolayısıyla ‘gericilik’ dinde, bilimde, düşünce dünyasında kısaca yaşamın her alanda ne yazık ki mevcuttur.

Yobazlar; aynı zamanda dini çerçevede, sosyal hayatı ıskalama ve bir türlü sosyalleşememe nedeniyle cemaatleşmiş, özgürlüğünü, benliğini şeyh, şıh gibi bir üst iradeye biat ederek teslim etmiş, yaşayan ölüler olarak kabul edilirler. Onlar aynı zamanda mantık dışı baskı ve dayatmalarla bireyleri dinden soğutan hareketlerin toplum içerisinde uygulayıcıları, zihniyetleri köhneleşmiş, iletişim kurmanın deveye hendek atlatmaktan daha zor olduğu kimseler güruhudur. Her türlü görüş ve düşüncenin bağnazlığı zehirdir. O yüzden ‘bağnazlık aklın ve dolayısıyla mantığın rafa kaldırıldığı, yerine nakil yoluyla hurafelerin konulduğu, düşünmenin, sorgulamanın asla olmadığı bir akıl tutulması halinin en açık ifadesidir.’

Bağnazlığı sadece dine bağlı bir kavram gibi düşünmekte kesinlikle doğru değildir. Bağnaz; kelimesi sadece bir kesimi tarif etmek için kullanılmamalıdır. ‘Entelektüeller arasında’ da bağnaz olanlar çoktur. Kısacası yobaz ve bağnaz; ‘eskimiş, kokuşmuş, kirlenmiş, bozulmuş, miadını doldurmuş olan düşünce ve yaşam biçimini inatla savunan, bunun doğruluğuna kesin bir şekilde inanan ve bu doğruluğu kendine yaşam biçimi seçerek dolaylı ya da direkt bunu diğer insanlara dayatanlardır.’

Şimdi ne oldu da neden ‘yobazlık, bağnazlık’ ve dolayısıyla ‘gericilik’ konusuna kafayı taktığıma ve bu konuyu parmağıma dolayıp yazdığıma gelince 'akıl tutulmasının aymazlık halini büyük çoğunlukla yaşayan toplumumuzda gittikçe artan kutuplaşma nedeniyle vicdanlarda körelip tutulmaya başladığını düşünmemden dolayı bugün yobazlık, bağnazlık ve gericiliğin ne olduğunu başta samimi dindarlar olmak üzere herkes için büyük tehlike arz ettiğini anlatmak, bir türlü anlamayanlara da anımsatmak istedim, o kadar!..'