Ülkemiz de kimin yattığı kesin olarak bilinmeyen ya da hayali veliler diyebileceğimiz türbeler var. Özellikle dilek dilemek, mum yakmak, çaput bağlamak, hasta birisinin elbisesini getirmek, hasta çocukları getirmek ve dilek tuttuğu eşyaları bırakmak gibi bir takım batıl uygulamalar yapmak üzere türbeye gelenler için zaten orada kimin yattığının hiçbir önemi yok.  Maalesef, bu tip türbelere gelenler orada kimin yattığından ziyade oradan fayda gördüğünü söyleyenlerin anlattıklarına itibar ediyor.
Örneğin; Kütahya’da bulunan Yaren Dede Türbesi’ni ziyaret edenlerin manevi olarak sıkıntılarının sonra erdiği ve manevi rahatlamaya kavuştukları söylense de yapılan arkeolojik kazı çalışmalar sonucunda türbenin içi boş çıktı. Kimin yattığı kesin olarak bilinmeyen ya da hayali velilere, ermişlere ait birçok türbe var ve buralara giden insanların bir kısmı bu gerçeği umursamadan türbeleri ziyaret etmeye devam ediyor.
Geleneksel halk inancı içerinde türbe ve yatır ziyaretlerinin önemli yeri var.
Ancak bu türbelerin boş olanına denk gelmek de olası.
Yine, Batman'da bulunan ‘Abuzer Gaffari Türbesi’ olarak bilinen, köylülerin gelip adak adadığı türbenin de içi boş çıktı ve bu duruma da en çok köy sakinleri şaşırdı.
Kimi türbe ve yatırların güvenilirliği konusunda en bariz örneklerden biri de Beşiktaş Fulya'da bulunan ve çevre sakinlerinin gelip geçerken duasını eksik etmediği “Bardakçı Baba” adlı yatırda yaşanmıştı.
Söz konusu yatırın 1968’de hemen üst tarafta kampusları olan Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği öğrencilerince şaka amaçlı yapıldığı ancak bundan habersiz insanların zaman içerisinde burayı gerçek türbe zannederek ziyarete başladığı ortaya çıkmıştı.
Bu gerçeğin ortaya çıkmasına karşın yine de ne olur ne olmaz denilerek aynı yerde yapılan bir plaza inşaatı içerisinde “Bardakçı Baba”nın yerine dokunulmamış, özel camekânlı bölüm ile ayrılmıştı.
BARDAKÇI BABA TÜRBESİ
KABİR ve TÜRBE ZİYARETİ NASIL OLMALIDIR?
Kabir ve türbe ziyaretlerinde İslam'ın özüne ve tevhit anlayışına ters düşen, itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir. Kabrin başında yüksek sesle ağlayıp gürültü yapmak, kabrin parmaklık ve taşlarını öpmek, onlara sarılıp ağlamak İslam ile bağdaşmaz. Türbelerde yatan kişileri beşer üstü varlıklar olarak görmek; bu zatların duaları kabul ettiğine, ilâhi kudretlerinin olduğuna inanmak doğru olmadığı gibi, bir kısım ihtiyaç ve dilekleri onlara arz etmek, kendilerinden medet ummak, bu ziyaretleri dinî bir vecibe gibi telakki etmek; bez bağlamak, mum yakmak, kurban kesmek, şeker vb. yiyecek maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek gibi davranışlarda bulunmak da, tevhit dini olan İslam’la bağdaşmaz. Ölen kişilerden medet ummak ve onlardan bazı şeyler beklemek iman açısından tehlikeli bir davranıştır.