YAŞLILIK VE HAYAT

     İnsanlar doğarlar yaşarlar ve ölürler.Bütün canlılar için bu böyledir.Madem ki doğduk bir gün öleceğiz.Zaten doğum ölümün habercisidir.Bu hayatımızın değişmez bir gerçeği.Ancak bir gerçek daha var ki o da hayatta hangi yaşta olursak olalım her yaşın bir güzelliği vardır.Önemli olan hangi yaşta olursak olalım hayata olumlu bakmak ve her yaşı en güzel bir şekilde yaşamaya çalışmaktır.İnsan fiziksel olarak yaşlansa bile her zaman hissettiği yaştadır.Bazıları ne kadar genç olsalar da kendilerini yaşlı hissettiği gibi, bazıları da ne kadar yaşlı olursa olsun kendisini genç hisseder ve hayatını öyle yaşar.Bu tamamen hayata bakış açısından geçer.,

    Ben her zaman şunu söylemiş ve yazmışımdır. Hiç bir zaman unutmamamız gereken bir şey var: hangi yaşta olursak olalım akşamleyin takvimden kopardığımız bir yaprak nasıl bizi ölüme bir adım daha yaklaştırıyorsa ertesi gün doğacak olan güneşin ve günün bize neler vaat ettiğini nasıl yeni hayaller, nasıl yeni umutlar ve nasıl güzellikler getireceğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamız gerektiğidir. Hayata olumlu bakanlar ve neşeli olanlar zaten hiçbir zaman yaşlanmazlar. Ben her zaman yaşlılar gibi olgun düşünen gençleri, gençler gibi neşeli olan ve hayata olumlu bakan yaşlıları beğenmişimdir.

   Yaşlanmak, yaş almak ve ihtiyarlamaktır. Zaten olması gereken de bu. Yeter ki bunu kabullenelim. Gençlik nasıl bir hayatın devreyse yaşlılıkta hayatın bir devresidir. Akıllanmak,  olgunlaşmak dönemidir. Yıllar cildi buruşturur ancak ruh,  heyecanların bitmesiyle buruşur.

   İnsan kendine olan güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı, cesareti kadar genç, bezginliği ve yılgınlığı kadar yaşlıdır. Kişi fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. Kişileri yaşlandıran ideallerinin ve hayallerinin bitmesidir. İnsan hangi yaşta olursa olsun her zaman kendine bir hedef koyması lazım ve bu hedef doğrultusunda çalışması ve çaba göstermesi lazımdır. Özellikle aktif çalıştıktan sonra emekli olup köşesine çekilenler ve benden artık bu yaştan bir şey olmaz psikozuna giren ve de şehirler de yaşayan insanlar hayata çabuk küsmekte ve erken yaşta ölmektedirler. Ülkemizde bunun örnekleri çoktur. Ben 63 yaşından sonra bir yüksek okul bitirdim. Benden yaşlı daha fazla olup böyle yüksek okul okuyan çok kişi biliyorum. Kişinin:

  Kalbi sevdikçe, neşeli oldukça

  Güzellikleri fark ettikçe

   Kafası yeni şeyler keşfettikçe ve

   Şükrettikçe daima gençtir.

   İnsan yaşadıkça yaşlandığını sanır, hâlbuki –yaşamadıkça yaşlanır. Veya yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır.

  Hepsinden en önemlisi, her gün hastaneye, ilaca, doktora ihtiyaç duymak istemiyorsak –pozitif- enerji dolu dostlar biriktirmeye, varoluş ve yaşama sebebini kavramış ve o hal üzere yaşayan kişilerle birlikte olmaya devam etmemiz gerekir.

  İnsan gençliğinde öğrenir, yaşlılığında anlar ve yaşar. Gençler hayalleriyle ihtiyarlar anılarıyla yaşar. Sağlık ve esenlik dileklerimle.