Bir kitap başlığı olan yaşlandıkça hayat neden çabuk geçer (2012) ifadesi, yazar Douwe DRAAISMA’a aittir. Yazar zaman üzerinden ilerleyen yılların insan yaşamından neleri alıp götürdüğü, neleri ömrüne kattığı meselesini kendine dert edinmiş ve şu soruları sormuştur. Yakın geçmişimizde anılarımızı doğru düzgün hatırlayamazken, nasıl olup da eski anılarımızı daha dün olmuşçasına net bir şekilde hatırlarız?
Belleğin zaman algısı üzerindeki etkisi nedir? Çocukluğumuz ve gençliğimizde uzun bir süre gibi gelen bir ay, bir yıl yaş aldıkça söz konusu bu süreler nasıl olup da biz anlamadan geçip gitmiştir? Bu yanılsamalar bazen saniye ve dakikaları alırken bazen günler, bazen yıllar, bazen insan ömrünün uzun dönemlerini kapsar. Ama saat ve takvim ölçüsüne göre uzunlukları ne olursa olsun hepsi şu ortak özelliğe sahiptir: hepsi de zaman deneyimimiz ile bilincimizde olup bitenleri birbirine bağlar. Bu çalışmanın özünü yaş aldıkça yılların akıp gitmesi karşısında hissettiğimiz “yaşamı kaçırma duygusunu sorgulamak” oluşturmaktadır.
Oysa yaşlanma aynı zamanda bir bilgelik durumudur. O halde yapılması gereken, yaşlandıkça zamanın hızlanmasını değil, geçmişimizdeki deneyimlerimizi hatırlayıp, halen neyi üretip üretemediğimizin muhasebesini yapmanın yaşam için daha anlamlı olacağı konusunu sürekli canlı tutmak olmalıdır.
Çocukken yaz tatilleri de çok uzun gelir örneğin; ileri yaşlarda ise göz açıp kapayıncaya kadar geçtiğini düşünürüz. Çernobil’deki patlamanın üzerinden 36 yıl geçmiş olduğuna inanamaz insan. Zamanın hızlı geçtiği algısı yaş ilerledikçe hissedilen ve sık sık söz edilen bir şeydir.
Zamanın akışıyla ilgili bu algının yaşa göre değiştiğini deneyler de göstermiştir. Saate bakmadan bir dakikanın ne zaman dolduğunu tahmin etmeleri istendiğinde 20 yaşındaki kişi 70 yaşındakinden daha doğru tahminde bulunur. Yaşlı olan ise dakikanın daha hızlı dolduğunu düşünmüş.
 Orta yaşlarda zamanın daha hızlı aktığı düşüncesi aslında bir efsaneden ibaret.
Bu konu hangi zaman dilimini ele aldığımıza bağlı. Zaman algısıyla ilgili araştırmalarda, orta yaş grubundaki insanlar saatlerin ve günlerin normal geçtiğini, ama yılların hızlı aktığını söylüyorlar. Yaşlılıkta Günler ortalama hızda seyrediyor gibidir; ama aylar ve yıllara göre düşününce ne çabuk geçtiğini görürüz.
 Bunun nedenlerinden biri, yaşımız ilerledikçe daha az yeni deneyimlerimiz olması, hayatın daha fazla rutinleşmesidir. Zamanı ölçerken yeni anılarımızın sayısını hesapladığımız için ortalama bir ay ya da yıl daha hızlı geçiyormuş hissine kapılırız.