Yaklaşık 22 yıllık bu iktidar döneminin özellikle son altı buçuk yedi yıllık sürecinde yani 2017 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçişi sağlayan Anayasa değişikliği referandumu ve hemen ardından bir yıl sonra yapılan genel seçimlerle birlikte Atatürk’e Cumhuriyet’e çağdaşlığa, uygarlığa, demokrasiye ‘ZİNHAR’ karşı olan benim ‘AZGIN AZINLIK’ diye tanımladığım, gerçek İslam ile hiçbir ilgisi ve ilintisi olmayan yobaz ve bağnaz kitle, geçenlerde şair ve yazar Özdemir İnce’nin bir yazısında ifade ettiği “Yansıtma Yönetimin Zibilleşmesi Sürecini” başlatmış, başlatmakla kalmayıp hızlandırmışlardır..

Ve ne yazıktır ki; AKP iktidarı ve onun MHP başta olmak üzere tüm bileşenleri bu sürece çanak tutan, hoşgörüyle yaklaşan bir tutum içerisindedirler…

Peki, nedir bu yansıtma yönteminin zibilleşmesi? Diye soracak olursanız, ki elbette soracaksınız önce yansıtma yönetiminin ne olduğunu bilmek gerekiyor. GOOGLE’ da “Kendi suçunu başkalarının üzerine atma hastalığı” diye yazarsanız karşınıza ‘Yansıtma yöntemi’ çıkacaktır. Sizlerin de tahmin edeceği gibi bu türden bir tavır, meğer apaçık bir ‘RUH HASTALIĞI’ olarak bilimsel açıdan tanımlanmaktadır. Konuyu bilimsel olarak daha da açmak gerekirse şu bilgileri de sizlerle paylaşmam gerekmektedir; “Yansıtma, psikopatolojide paranoya ile birlikte anılan bir savunma mekanizmasıdır. Bir tür davranış bozukluğu ve ruhsal bir hastalıktır. Tipik özelliği, bu kişilerin asıl kendisine söylemesi gerekenleri karşısındakine söylemesidir; ya da kendine yakıştıramadıklarını, başkalarına yakıştırmasıdır.

Psikolojik projeksiyon dediğimiz yansıtma kavramı ilk kez Sigmund Freud tarafından kullanılmıştır. Anlamı ise kişinin istemediği düşünceleri ya da davranışları karşı tarafta varmış gibi gösterme hastalığıdır. Evet, bu bir hastalıktır ve genellikle bu hastalık narsistik kişilik bozukluğu taşıyan insanlarda görülür. Günlük hayatta ise savunma mekanizması olarak kullanılır. Kendini başkalarında görme olarak da sergilenir. Hastalık olarak yansıtma bu kavramın içine suçu başkasına atmak, kötü durumdan sıyrılmaya çalışmak, istemediği sonuçlara sebebiyet vermeyi kabul edemeyiş vb. davranışlar girer. Şu tarz davranışlar sergilerler; Narsist bir insanı kaba ve anlayışsız davranışlarından dolayı suçladığınızda bunun sebebinin tamamen siz olduğunuzu, her şeyi çok abarttığınızı çok büyük bir özgüven ve rahatlıkla söyleyecektir ama asıl sebep kendisinin suçlu olması ve olayları gereğinden fazla abartması sonucu kaba ve anlayışsız tavırlarının ortaya çıkmasıdır. Ya da bir iş ortamında ‘NARSİST’ bireyin toplantısı çok kötü geçmiştir, sebebi kendisi asla olamaz, işi alamayışının hırsını herkesi etrafına toplayarak tek tek ortada var olmayan hakarete dayanan yüzleşmeler yapar ve kendini öyle rahatlatır.”

Ancak şunu da unutmamak gerekir; Ayna da yansıtır ama burada anlatmaya çalıştığım yansıtma o yansıtma değildir. Şu anda anlatmaya çalıştığım şey bir tür kişilik bozukluğu olan yansıtmaya müptela insanlar hiç aynayı severler mi? Sorarım sizlere…

Bütün bunları sizlere anlatırken benim de aklıma konuya ilişkin biri geldi; Elbette bu sorumu konunun uzmanı hekimlere sormak gerekiyor; Hem teflon, hem ‘YANSITMACI’ insan; gerçekten ruh hastası mıdır? Bu hastalığın ‘NARSİZM’ yani kendini beğenme/sevme hastalığı ile hısımlık, akrabalık ilişkisi var mıdır? ‘NARSİST’ ve ‘YANSITMACI’ biri bir kurum ve kuruluşu yönetirken adil davranabilir mi?.

Bu soruların yanıtlarını ancak ve ancak ‘tatmin edici biçimde’ aldıktan sonra yazımın başlığında ifade ettiğim ve bu yazımın taslağını oluşturma konusu yaptığım ‘YANSITMA YÖNTEMİNİN ZİBİLLEŞMESİ’ ne demektir? Sorusunun yanıtını ve elbette bana göre geniş açıklamasını örnekleyerek daha rahat ve açık biçimde o zaman anlatabilirim..