Ülkemizin yakın siyasal tarihinin bilinen çok ünlü bir siyasetçimizin sözüdür; “Siyasetçiyi ve de lideri güç duruma düşüren çevresindeki yalaklar ve salaklardır!..”

"O sözün kimindir veya daha doğrusu sen ilk kimin ağzından duydun?" diye sorarsanız "Hüsamettin Cindoruk" yanıtını hemen veririm. Yaşı 50-55 civarı olanlarla benim gibi 58'ine erişmiş hatta 59'una erişmeye çok az kalmış olanlar hemen anımsayacaktır. Sanırım 1997 yılı sonları, ya da 1998 yılı başlarıydı. TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, önceki partisi DYP'den kopanlarla birlikte halk arasında 'Şemsiye Partisi' olarak tanımlanan Demokrat Türkiye Partisi'ni yeni kurmuş ve hemencecik DSP ve ANAP ile birlikte yeni oluşturulan 3'lü koalisyonda 'iktidar ortağı' olmuşlardı. İşte o günlerde Hüsamettin Cindoruk bir vesileyle Balıkesir'e gelmişti. Ne tesadüftür ki, Cindoruk'un Balıkesir'e geldiği gün 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'de bir başka vesileyle Balıkesir'deydi. İşte o gün, yani DTP Genel Başkanı Cindoruk ile 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in aynı gün ve aynı anda Balıkesir'de bulunduğu gün, her ikisi de bir vesileyle bir araya gelmeden yaklaşık bir saat önce Cindoruk, benim de aralarında bulunduğum basın mensuplarının sorularını yanıtlıyordu. Cindoruk'a fırsatını bulup şöyle bir soru sordum; "Tansu Çiller'in Genel Başkan ve Başbakan oluşuyla birlikte Doğruyol Partisi'nin erime ve çöküş sürecine girdiğini söylüyorsunuz, peki bu doğruysa bu durumun sebebi nedir, siz bu durumu neye bağlıyorsunuz?"

Hüsamettin Cindoruk duayen ve çok deneyimli  bir siyasetçi edasıyla bana şu yanıtı verdi; “Siyasetçiyi ve de lideri güç duruma düşüren çevresindeki yalaklar ve salaklardır. Eğer bir siyasi lider çevresindeki yalaklar ve salaklardan bırakın bir an önce kurtulmayı o yalakların ve salakların farkında bile değilse tükenip ve yok olmaya mahkum olur!” Dedi ve sözlerine şunu ekledi; "Umuyorum ki sorunuza tatmin edici bir cevap vermişimdir…"

Ben Hüsamettin Cindoruk'un soruma karşılık verdiği yanıtı o zamanlar çalıştığım gazetede haber olarak yayınlanmasını sağlamanın yanında o haberi bir de o dönemdeki Anadolu Ajansı Balıkesir temsilcisi arkadaşıma da verdim ve ajansa abone tüm gazetelere geçilmesini de sağladım. Dolayısıyla Hüsamettin Cindoruk'un o sözleri ertesi gün tüm ulusal gazetelerde yayınlanan ve son derece dikkat çekici, çarpıcı bir haber anında oluverdi. Hatta dönemin DYP Genel Başkanı Tansu Çiller çıkıp Hüsamettin Cindoruk'a "Kimmiş o yalaklar ve salaklar belgeleriyle açıklasın, biz de bilelim!" şeklinde bana göre fazlasıyla 'absürt' bir yanıt vermeyi dahi hiç ihmal etmedi. Evet, gerçekten de 'bir siyasetçinin dahası bir siyasi liderin çevresinde çok fazla sayıda yalaklar ve salaklar mevcut ise o siyasetçinin kendisinin ve dolayısıyla partisinin erimesi, çöküşe geçmesi ve yok olması kaçınılmaz hale gelir.' Ben buna inanıyorum. Bugünkü yazımı hangi siyasi partiden olursa olsun, hangi makamda bulunursa bulunsun, sevdiğim, saygı duyduğum, beğendiğim ama bazen eleştirdiğim tüm siyasi dostlarıma İthafen kaleme alınmış bu yazımın sonuna anonimleşen şu manzume veya adına taşlama da diyebilirsiniz, bu dizelerle tamamlamak istiyorum;

 Ayaklar baş, Başlar ayak olmuşsa, Varın anlayın gayrı! Filler çekişir, Çimenler daima ezilir…

Atlar tepişir, Arada hep eşekler ezilir. Demokrat olmak kolay değildir…

Fikrinde, zikrinde, yaşamında, adımında örnek olma gerekliliği ve de sorumluluğu daima vardır. Siyasi ve kişisel hesaplar peşinde koşmanın

Anlamsızlığını çoktan kavrayabilmek de vardır…

Dahası demokrasiyi özümseyebilmek vardır…

Sorun çözeceklerin sorunlu olmamaları daha da önemlidir!

Gündemimiz oldukça yorucu olacaktır artık!

Demem o ki; Ne olursa olsun, bizim gibilere                                                                                         Kıymayın Efendiler!..

Benim gibi doğru söyleyenleri dokuz köyden kovmayın efendiler!..

Senin de muhakkak ki çevren kuşatılacaktır, tıpkı yakın siyasi geçmişte olduğu gibi etrafınıza şakşakçı alayı doluşacaktır. Düne kadar sizlere sövenler, bugün itibarıyla artık sizi övenlere muhakkak dönüşecektir…

Brütüsler bile Brütüslüğünü unutacaktır artık!..

Ama hatırlanacaktır elbette, o Brütüsler!.

Ne zaman? diye sorarsanız bir gün, o şakşakçıların, yalakların ve de salakların

Ve hatta Brütüslerin kim olduğunu sana hemen söyleyiverecektir!

Benim gibi, senin asıl dostların!..