Kederler mürur eder, 
Ya Rab elemden, 
Kasveti sarar gider, harap bedenden, 
Taş basıp ta bağrına, cev-re binaen,

Manzumeler dökülür ehl-i kalemden.
Hasretinle yanarım, ey serv-i nazım, 
Dar-ı dünyada bana, bir aşkın lazım,
 Lakin kabul değilse, bu istirhamım, 
Kurşunlara kabulüm, budur niyazım.

Bu virane gönüle, yetmez şarabın, 
Dest-i muhabbetiniz, yoksa harabım, 
Cevab-ı müspetiniz, gerek halime, 
Bu dünyada ya varım ya da serabım.

FANİ DÜNYA
Ne kadar kötüymüş bahtı dünyanın, 
Yaşanan olaylar, öcü geliyor, 
Beş para etmezmiş tahtı dünyanın, 
Verdiğin dertlerin, acı geliyor.

Sunsalar sarayı, yapsalar şahı, 
İndirseler gökten gün ile ayı, 
Geceyi yaşatır, vermez sabahı, 
Vefasız duruşun acı veriyor.

Koskoca bir kütle, sonsuz evrende, 
Neyim varsa aldı, kalmadı bende, 
Dünya deyip taptık, yok vicdan sende, 
Yalayıp yutuşun, acı geliyor.

Ne Peygamber kaldı ne Ata'm halen, 
Anam, babam, yârim, hicran-ı alem, 
Karnı büyük doymaz, iştah ne menem, 
Ölümlü oluşun, sızı veriyor.

İki kapılısın, benzersin hana, 
Girip çıkıyoruz kavrula yana, 
Yürekler yanarken kaybolan cana, 
Rabbim dayanacak gücü veriyor.