TÜRKÜLERİN GÜNÜMÜZDEKİ YERİ

Türküler, mitolojik dönemden günümüze uzanan uzun ince bir çizgide Türklerin sosyal, siyasi, dinî ve kültürel hayatının her safhasında yer almıştır. Türk insanı çoğu zaman türkülerde kendini bulmuştur. İçini türkülere dökmüş, sevincini, heyecanını, hüznünü, acısını türkülerle dile getirmiş, sırlarını türkülerle paylaşmış, derdini türkülere açmış, aşkını, sevdasını, hatırasını, gönlünü, kalbini, kısacası yüreğini türkülerle ortaya koymuştur. Türküsüz kalmayı yurtsuz kalma olarak düşünmüş, onsuz kendini gurbette hissetmiştir.
Türküler halk kültürü için çok önemlidir. Türkülerde insan hayatlarından kesitler bulabilirsiniz. Yaşanan acı tatlı anılar türkülerde kendine yer bulur. Her türkünün farklı bir hikâyesi vardır. Türküler okundukça, söylendikçe Türk Kültürüde ayakta kalacaktır. Türkülerde mertlik, yiğitlik, aşk,  heyecan ve gizem vardır. Kıskançlık, şüphe ve endişe vardır. Emek ve çile vardır. Hak ve haksızlık vardır. Mitoloji, edebiyat, tarih, felsefe, gelenek, görenek, hukuk ve töre vardır. Renk ve desen vardır. Güç ve enerji vardır.  Kısacası insan, bizim insanımız, Türk insanı vardır. Türküler bizi biz yapan, bizi başkalarından ayıran en kıymetli değerlerimizdendir. Türkülerin her bir kelimesinde asıl özümüz saklıdır. İnsan hassasiyetinin derinliklerinden çıkarak bir kimliğe bürünen türküler zamanla milletin kimliği olurlar. Bu sebeple bir milleti tanımak, o millet hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsak öncelikle, o milletin kültür değerlerine bakmamız gerekir. Bütün kültür değerlerini özellikle bu kültür unsurlarından biri olan türkülerini unutan bir millet özünü, geçmişini unutmuş, kimliğini yitirmiş, yabancılaşmaya, başkalaşmaya, mahkûm olmuş demektir
Türküler, tarih denen uzun ince bir çizgide Türk insanın doğuşundan ölümüne kadar yaşamış olduğu sosyal, siyasal, kültürel vb. olayları içinde barındıran önemli bir somut olmayan kültürel miras ürünleridir.
Türküler geçmişte neler yaşandığını gelecek nesillere aktarmakta önemli bir rol üstlenmiştir. Türküleri dinledikçe geçmişte neler yaşandığını öğreniriz. Türküler haber verir ve bilgilendirir. Yemen, Havada bulut yok türküleri buna en güzel örnektir. Türkülerin hepsinde bir yaşanmışlık vardır. Hepsinin bir hikâyesi vardır.
Türküleri gelecek nesillere aktarmak hepimizin görevidir.
Son yıllarda türkülere çok değer verilmesede, yeni nesil türküleri çok bilmese de ve bu durum beni çok üzse de yapacak bir şey yok. Önemli türkü kültürü ayakta tutmak ve türkülerin yaşamasını sağlayarak gelecek nesillere aktarmak gerekiyor.

Yemen Türküsü
Yemen Türküsü, Yemen'de çatışmada ölen Osmanlı askerleri için yakılmış bir ağıttır ve bu türde ağıtlara örnek teşkil eder. Türkü ilk olarak 1944 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı için derlemeler toplayan Muzaffer Sarısözen, Halil Bedii Yönetken ve Rıza Yetişen'den oluşan ekip tarafından Duriye Keskin isimli mahallî sanatçının parçasından derlenmiştir. Türküyü Muzaffer Sarısözen notaya almıştır.